Buradasınız
Ortak Parolamız Olsun
Mersin’den işsiz bir işçi

Ekonomik kriz derinleştikçe patronların krizi fırsata çevirerek yaptıkları “fiyat güncellemeleri” tüm işçi sınıfına bu kadar da olmaz dedirtiyor. Elektrikten doğal gaza, ev kiralarından mutfak ihtiyaçlarına kadar her şeye gelen zamlar emekçilerin ceplerini yakmış durumda. Birkaç işçiden bununla ilgili duyduğum tepkileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Latif abiye soruyorum, “ağabey, son zamanlarda sen de çokça para harcadığını düşünüyor musun, yoksa fiyatlarda bir sıkıntı mı var?” diye. Latif ağabey “vallahi senin cebinde para kalıyor mu? Bende kalmıyor. Maaşı aldığımın ikinci günü ödemeleri yapıyorum bana ne kadar kalıyor biliyor musun? Sadece 50-100 lira gibi bir şey kalıyor. Şimdi sen düşün bakalım fiyatlarda sıkıntı var mı yok mu?”
Aynı işyerinde çalışan bir kız babası Murat ağabeyin yanına seğirtiyorum bir aralık, direkt konuşuyorum onunla “ağabey artık şu marketteki ürünlere zam yapmayın ya belimizi büktünüz iyice, yetmedi mi?” diyorum. Murat ağabey önce bana şöyle bir bakıyor, ne demek istediğimi anlıyor, selam verdikten sonra “gel gel ben sana zammı söyleyeyim; bak git orda süt ürünlerine, ne kadar sütler? İşte onu 60 kuruş aşağı çek, bir sene önceki fiyatı” diyor. Yani yüzde otuz kadar zam olmuş. “Sana bir şey söyleyeyim mi? Böyle devam ederse bizde doğrulacak bir bel de kalmayacak. Bir kızım var ama annemler yardım etmese nasıl karşılayacağız masraflarını bilmiyoruz biz de” diyor.
Başka bir market emekçisi ablamızla sohbet ediyorum. “Dilek abla sen kaç senedir bu iştesin, hani sana müdür olacağını söylemişlerdi, ne oldu?” diyorum ve şu cevabı alıyorum: “Bu işte değil bütün işlerde sıkıntı var. Artık bir işi o kadar çok tekrar etmek insanı sıkıyor. Bir de burada müdür olsan var gerisini sen düşün. En kötü marketçiliği biz yapıyoruz. Her iş bizde, bir de kazandığıma bak, bu ay hiçbir açıklama yapılmadan 300 liraya yakın paramız eksik yatmış. Her şey çok ucuz ya sanki, bir de paramızı alamıyoruz. Eve zor iki lokma ekmek götürüyorum zaten. Ben ama hakkımın peşine düşerim. Biliyor musun, bu işyerinde ben ilk hamileliğimde çalışmaktan düşük yaptım. Şimdi beş aylık hamileyim tecrübe ettim ya ilkinde, artık hakkımı yedirmem bunlara.”
Gazetede çalışan bir arkadaşım anlatıyor: “Geçen gün haber yapmaya gittim. Sözde sanat festivali ama her yerde araba satan mı dersin, hediyelik eşya satan mı dersin sanat namına hiçbir şey yok. Ama oradaki tüm kafeler tıklım tıklım dolu. O gün oradaki kafelerde 50-60 liraya çalışan adam bir şey kazanmadı ek olarak. Ama patron bayağı bir zengin oldu. Ulan bu kadar zam geldi her şeye, orada çalışan çocuklar hâlâ 50-60 lira parayla nasıl geçinsin kimsenin düşündüğü yok.”
Paylaştıklarım sadece bir iki haftalık sohbetlerin özetiydi. Ancak eminim ki hiçbir emekçi yoktur ki bu kriz koşullarından huzursuz olmasın. Peki, memnun olmadığımız bu koşulları değiştirmek imkânsız mı, böyle yaşamak zorunda mıyız? “Elbette hayır” dediğinizi duyar gibiyim. Bizler koskocaman bir işçi sınıfının üyesiyiz ve şu an örgütsüz ve dağınık olduğumuz için bu koşullar bize dayatılıyor. Ancak birlik olur ve kendi sınıfımızın ihtiyaçları temelinde bir araya gelirsek yani örgütlü olabilirsek, güçlü yumruğumuzu yürütülen haksızlıklara karşı savurabilir, haklarımızı alabiliriz. Yani ortak sorunlarımız için ortak parolamız: Örgütlenmek.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...