Buradasınız
Patronların Saldırılarına Boyun Eğmeyelim!
Kartal’dan bir matbaa işçisi
Kapitalist kriz etkisini derinden hissettirmeye başladıkça birçoğumuz işsizlik ve açlığa mahkûm ediliyoruz. Kural tanımayan toplu işten çıkartmalar, ondan daha zalimi ücretsiz izinler, işten atılmayan işçilere dayatılan uzun çalışma saatleri, kaslarımızı eritip yok eden fazla mesailer, açlığa talim ettirircesine ödenmeyen ücretlerimiz, kafamızı kaldırdığımızda gözlerimizi kör eden işsizlik kırbacı…
Patronlar sınıfı özellikle bu dönemlerde işlerine geldiğinde kendi yazdıkları kanunları yasal dayanak olarak kullanırlarken işlerine geldiğinde de kendi kanunlarını bile tanımıyorlar. Peki, neler yapıyorlar? “Küçülmeye gidiyoruz” bahanesi ile öncelikle birkaç işçi arkadaşımızı işten atarak nabız yokluyorlar. Yasal dayanakları ise 4857 sayılı yasanın tek taraflı tazminatlı fesih hakkını öngören 17. maddesi. İşçileri ansızın toplu bir biçimde işten atan patronlar, tazminatlarımızı kimi fabrikalarda uzun aylara varan taksitlere bölerek kuşa çeviriyorlar. Tazminatların aylara bölünmesi yasal bir uygulama değildir, tamamıyla keyfi bir uygulamadır. Yasal olarak tazminatın en geç bir ay içerisinde işçiye ödenmesi gerekir. Fakat patronlar onları zengin ettiğimiz günleri unutup bizleri hem işsiz bırakarak hem de tazminatlarımızı erteleyerek kâr ediyorlar. İşten atılmalara karşı direnmeli, bunu engelleyemediğimizde de tazminatımızı patrona bırakmamalıyız.
Bir diğer fatura ödetme yöntemi ise ücretli ya da ücretsiz izinler olmaktadır. Ücretli izine göndermeden önce bizlere (işten atıldığımızı bildiren) ibraname imzalatarak ihbar süremizi ücretli izinler olarak kullandırıyorlar. Fakat bir lütuf gibi sunulan bu ücretli izinler işe iade davalarımızı açabilmemizin önünü kesmek için yapılmaktadır. İşe iade davalarının, işten atıldığımızın tebliğinden en geç bir ay içerisinde açılması gerekir. Ücretli izinlerle patronlar bu süreyi uzatarak dava açma hakkımızı elimizden alıyorlar. Örneğin sendikalı bir fabrika olan Kent Gıda’da işçiler bu oyuna kurban edildiler ve birçoğu işe iade davası açamadılar.
Ücretsiz izinlerde ise patronların işçinin rızasını alarak, Bölge Çalışmaya ve İş Kur’a bildirimde bulunması gerekir. Fakat yasal uygulama patronların işine gelmediği için kestirme yolu tercih ediyorlar. Kimi fabrikalarda işçiler adına bir dilekçe hazırlanarak ücretsiz izinleri işçilerin talebiymiş gibi gösterip zorla imzalatıyorlar. “Ya çıkışını imzala, ya da ücretsiz iznini” diyerek bir tercih noktasına sürükleniyoruz. Örneğin Akademi Matbaasında 40’tan fazla işçi bu oyunla ücretsiz izne gönderilerek açlığa talim ettirildi. 4857 sayılı yasanın 40. maddesinde patronun çalıştıramadığı günler için yarım günlük ücret ödemesi gerekir ibaresi vardır. Fakat yarım günlük ücretlerimizi bile ödememek için ücretsiz izinleri işçinin talebiymiş gibi göstermektedirler. Böyle bir durumda öncelikle, işimizi ve tazminatlarımızı güvence altına alabilmek için bir dilekçe ile Bölge Çalışmaya başvurarak patronun bizi ücretsiz izne çıkarttığını bildirmemiz gerekiyor. Çünkü patronlar, 3 gün üst üste işe gelmedi diye kayıt tutup, 25. maddeye dayanarak bizleri tazminatsız işten atabilirler.
Bizler sessiz kaldıkça patronların saldırıları artarak devam ediyor. En son uygulamaları ise ücret kesintileridir. Emeğimizin karşılığını tam olarak ödemedikleri gibi, ödediklerini de elimizden almaya çalışıyorlar. Oysa iş yasasının 38. maddesinde ücret kesme cezası olarak şu yazar: “İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez.”
Patronlar tüm bu uygulamaları ya yasal boşluklardan faydalanarak ya da yasadışı uygulamalara başvurarak hayata geçiriyorlar. Bu oyunlar ne ilk ne de sondur. Patronlar sınıfının kanımızı emen vampirler gibi boğazlarımıza sarıldıklarını biliyoruz. Bu saldırılara karşı ne yapmamız gerektiğini gerek İşçi Dayanışması bülteni vasıtasıyla gerekse derneğimizin etkinlikleriyle anlatıyoruz ve anlatmaya devam edeceğiz. Örgütsüz ve dağınık oluşumuzdan güç alan patronlara karşı panzehirimiz örgütlenmektir. Derneğimizin çalışmalarına ve faaliyetlerine katılarak, bu saldırılara karşı ne yapabileceğini bilen, birlikten cesaret alan işçiler olarak onların oyunlarını tersine çevirebiliriz.
Patronların dayattıkları hiçbir evrakı imzalama!
Patronların oyunlarında kurban olmamak için sen de UİD-DER’e katıl!
Zam da Zam!
1917 Ekim Devrimi
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....