Buradasınız
Patronlar İçin “Allah’ın Lütfu” Korona Bizim İşyerine de Uğradı
Ankara’dan bir işçi

Devletin en tepesinden başlayarak “koronavirüsü patronlar için fırsata çevirme” operasyonu, bizim işyerinde anında etkisini gösterdi.
İşyerinde fazla mesai yaptığımız zaman karşılığında ücret verilmesi gerekirken izin veriliyor. Tabi ki bu uygulama onayımız olmadan dayatma şeklinde yapılıyor. İzin de öyle ihtiyacımız olduğu zaman değil, yönetimin istediği zaman, yani işlerin yoğun olmadığı zaman veriliyor. İşyerimiz yazın çok yoğun olur. Bu yüzden genelde izinler de kışın kullandırılır. Yazın, sıcağın bunalttığı, tam da izne ihtiyacımız olduğu aylarda izin kullanmak neredeyse imkânsız olur.
Sendikalı bir işyerinde çalışıyorum. Ben de bu sorunumuzu sürekli hem işçilerin arasında hem de sendikamda gündem ettim. Arkadaşlar da mesailerini ücret olarak almak istediği için bir grup arkadaşımla beraber dilekçe yazarak izin değil fazla mesai ücreti almak istediğimizi yönetime bildirdik. Dilekçeler ellerine ulaştıktan sonra haftalık 45 saat uygulamasına geçildi. Yani fazla mesaileri kaldırdılar. Var olan fazla mesaileri eritmek için de işçilere sürekli izin verildi. Fakat dilekçelerimize bir cevap alamadık. Böyle olunca biz de hem sorunu çözmek hem de örnek olması için bu haksız ve kanunsuz uygulamayı Çalışma Bakanlığına şikâyet ettik.
Nihayet 8 ay sonra inceleme yapmak için müfettişler geldi. Tarafsız olması gereken bakanlık çalışanları pek de tarafsız sayılmazdı. Çünkü işyeri yetkilisiyle beraber gelmişlerdi. Yine yetkilinin verdiği isimler çağrılarak vermiş olduğumuz dilekçe çerçevesinde sorular sorulmuş. İşçilerden aldıkları cevaplar sonucu bütün işçilere mesai karşılığında izin verildiği ortaya çıkartıldı.
Müfettişler geldikten iki gün sonra, daha bir karar çıkmadan, Türkiye’de ilk koronavirüs vakası açıklandı. Yönetim birikmiş fazla mesaileri yaz yoğunluğu başlamadan izin vererek eritme derdindeyken ama tepkiden dolayı yapamıyorken, tam da “Allah’ın bir lütfu” olarak korona Türkiye’ye düştü. Fazla mesai saatleri çok birikmiş işçilerden, kendi kafalarına göre seçtiklerine 30’ar gün mesai “izni” verildi. Bunu da “Biz sizleri düşünüyoruz arkadaşlar. Görüyorsunuz durumları, mecbur kaldık. Sağlığınız her şeyden önce gelir” diyerek yaptılar. Ben de yetkili kişiye “koronayı biz yaratmadık neden faturası bize kesiliyor? Ücretli izin vermeniz gerekir” dedim. Fakat bazı arkadaşlar yönetime hak verdiler. Çünkü öylesine korkutulmuşlardı ki gerçeği göremez olmuşlardı.
“Sağlık mı önemli para mı?” diye düşünebilir bazı arkadaşlar. Elbette ki sağlığımız önemli. Fakat koronavirüs üzerinden korku salıp sonra da bunu kullanmak düpedüz fırsatçılıktır, sahtekârlıktır. Gerçekten bizim sağlığımız düşünülüyorsa, işyerini kapatıp, tüm işçilere ücretli izin vermeleri gerekirdi. Mademki işe gelmemiz bu kadar tehlikeli neden işyerini kapatmıyorlar? Biz neden hâlâ toplu taşıma araçlarını kullanıp işe gitmeye çalışıyoruz? Demek ki dertleri biz işçilerin sağlığı değilmiş.
Koronavirüs patronların çıkarına işleyen kapitalizmin bir sonucudur. Bugün ise patronlar bu virüsü kullanarak bizi daha fazla sömürmeye, takatsiz bırakmaya çalışıyorlar. Her meseleye olduğu gibi bu meseleye de kendi cephemizden bakmak zorundayız. Koronavirüs işçilerin haklarını kuşa çevirme aracı haline getirildi. Buna hep birlikte dur diyemezsek çok daha kötü günler bizleri bekliyor. Çok geç olmadan hep birlikte hareket ederek, hepimizin hayatını cehenneme çeviren patronlardan da onların koronavirüsünden de kurtulabiliriz.
Kapitalizm Bir İsraf Düzenidir
Bu Zehri İçmeyelim!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...