Buradasınız
Patronların Gazeteleri Yalan Söylüyor!
Cevizlibağ’dan bir işçi
Merhaba dostlar. Geçen gün gazetede okuduğum bir haberi paylaşmak istedim sizlerle. Gazetedeki başlık aynen şöyleydi: “İşsiz vatandaş mecliste bıçaklı eylem yaptı”. Ve altında olayın ayrıntıları yazılırken şöyle denmiş: “Meclis’te, işsiz olduğunu belirten Sait A. isimli Diyarbakırlı gencin bıçaklı eylemi heyecan yarattı. Gencin, Meclis kampüsüne bıçağı nasıl soktuğu tespit edilemezken, kampüsün güvenliği bir kez daha tartışma konusu oldu.”
Bir şey dikkatinizi çekmiştir eminim; gazetenin dikkat çekmeye çalıştığı konu, ne adamın içine düştüğü durum, ne de işsizliğin işçi ve emekçileri ne hale getirdiği. Dikkat çekilen nokta kampüs güvenliğinin yetersizliği. İşsiz adam bıçağı boynuna dayayıp ben babayım ve işsizim diye bağırıyor. Ama onlar, meclisin güvenliğini, devletin bekasını tartışıyorlar. Gazete manşetine yansıyan sadece küçük bir örnek, yazılmayan ya da o satırları işgal etmeye değer görülmeyen büyük çoğunluk ise şimdilik büyük sessizlik içinde.
Kuşkusuz zaman zaman bu tür eylemlere tanık oluyoruz ve de olacağız. İşsizlik ve çalışan işçilerin hayatının artık çekilmez boyutlara erişmesi, çıldıran, kendini, karısını, çocuklarını doğrayan, aklını mesailerde, kahvehanelerde, demir parmaklıklar ardında, köprü korkuluklarında yitiren bir toplum yarattı. Bunun karşısında, devlet, “çözüm” olarak devasa boyutlarda “Adalet Sarayları” inşa ediyor. Hatta geçen gün Çağlayan’da gördüm, Avrupa’nın en büyük adalet sarayı olacakmış inşaat tamamlandığında, nasıl göğsü kabarmasın insanın! Haksız da sayılmazlar, sistemin bu kadar çürüdüğü, katliamların, işsizliğin, hak gasplarının, açlığın, faili malûm cinayetlerin çoğaldığı bir zamanda, bu kadar suçsuz “suçlu”yu da yargılayacak yerler olmalı!
İşçiler sonunu bilmedikleri ve kestiremedikleri bir hayatı yaşıyorlar. Işığı hiç göremeyen mahkûmlar gibi, sabah işe gidip akşam hava kararınca evine ancak dönebiliyorlar. Çoğu 10 saatten fazla çalışıyor. Bir taraftan ise bu sefil yaşam koşullarında çalışan işçiler milliyetçilik zehriyle uyutulmaya devam ediyor. Aralarında hiçbir husumet olmayan insanlar, sırf birileri ona savaş ve öldür dediği için, hiç tanımadıkları birinin canına kıyabiliyor.
Patronlar bizleri bölmeyi ve yönetmeyi çok iyi beceriyorlar; biz ise henüz neler yapabildiğimizin bile farkında değiliz. İşçi sınıfı örgütlenip kendi gücünün farkına vardığında, yolunda hiçbir güç duramayacak. Ve dünya artık yaşanılmaz bir yer olmayacak.
Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği!
Zonguldak Tersanesinde Cinayet
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...