Buradasınız
Patronların Yalanlarına Kanmaya Devam Edersek Her Yanımız Pas Tutacak
Esenler’den bir deri işçisi
“ÇALIŞAN DEMİR PAS TUTMAZ” atasözünü patronların biz işçilere karşı kullandıkları en büyük silah olarak düşünüyorum ben. Bizler işçiler olarak uzayan çalışma saatlerine karşı yaşam mücadelesinin içerisindeyiz sürekli. Aldığımız düşük ücretlerden kaynaklı olarak çözümü daha fazla çalışmakta arıyoruz ne yazık ki. Türkiye ekonomisi büyüyor, patronlar palazlanıyor, milyarderlerin sayısı artıyor. Ya biz işçilerin koşulları ne durumda? Çalışma saatlerimiz hemen hemen her yerde 12 saati bulmakta, kimi yerlerde ise bunun daha üzerinde. Ücretlerimiz alabildiğine aşağıya çekilmekte, fazla mesailer ihtiyaç haline getirilmekte. Tüm bu uzun çalışmalar karşısında “çalışan demir pas tutmaz” lafı patronların ve onun temsilcilerinin işine geliyor. Peki, o kadar çalışmamıza rağmen neden iş kazalarında kurban giden işçiler oluyor? Neden hastane kuyruklarında bekleyen veya hastanelerden başını kaldıramayan, ameliyat masalarında yaşam mücadelesi veren, elleri nasırlanan, görme yetisi zamanla kaybolmaya başlayan hep çok çalışan biz işçileriz? Kısacası çalışan demir pas tutmaz değil, çalışmaktan çabalamaktan her yanımız tutmaz hale geldi.
Ömrümüzü fabrikada uzun saatler çalışmaya adamak yerine, daha kısa çalışma karşılığında daha yüksek ücret nasıl alabilirize kafa yormalıyız. Dışarıda işsizler ordusu varken neden bu kadar uzun saatler çalışmak zorunda bırakılıyoruz? Tarihe bakıldığında kazanılan tüm haklar birileri tarafından başının gözünün sadakası olarak verilmemiştir, işçiler patronlara karşı mücadeleyle söke söke almışlardır.
“Çalışan demir pas tutmaz” evet kendimiz için kendi kurtuluşumuz için ara vermeksizin çalışmalıyız, kendimizi geliştirmeliyiz, ne yapabilirize kafa yormalıyız. Öncelikle de örgütlenmeliyiz. Ancak ve ancak bu şekilde genç, sağlam ve dinamik kalabiliriz. Öteki türlü bizler genç yaşta ihtiyarlar kervanının içine katılırız, katılıyoruz da.
Pas tutmamak için patron için çok çalışmak yerine mücadele saflarında ter akıtalım.
Uyan ve Haykır Öfkeni
Bir İşçi Daha İş Cinayetine Kurban Gitti
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...