Buradasınız
Patronumuzla Birlikte İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi Aldık
Bir metal işçisi

Kısa bir tanışma faslının ardından konuya başladık. Eğitmen, resimlerde gördüğümüz yaşanmış iş kazaları örneklerinden ve pek bilimsel istatistiklerden yararlanarak iş kazalarında suçlunun işçiler olduğunu ayaküstü kanıtlayıverdi! Bazı arkadaşlarım sıkılıp uyurken, bazıları başka şeylerle uğraşıyorlardı. Eğitimin sonlarına doğru bizlere eğitim aldığımıza dair bir kâğıt imzalattılar.
Eğitimi almıştık. Fabrikalarda yaşanan iş kazalarının %95’inin işçinin dikkatsiz çalışması ve o anki kötü psikolojisinden kaynaklandığını artık “biliyordum”! Eğitimin sonunda, “sorusu olan var mı?” diye sordu eğitmen. Sorumuz elbette vardı. Ama bir sorun vardı, patronumuz da bizimle birlikte eğitime katılmıştı. Eğitmenin sürekli patronumuzu övmesi, onun nasıl dürüst bir insan olduğunu tekrar edip durması, yaşadığım iş kazalarını, bu kazaların bozuk makinelerde gerçekleştiğini anlatmama engel olmaya yetmişti. Bozuk makinelerde “ne zaman bir parçamı kaybedeceğim?” korkusuyla çalışmak gerçekten psikolojimi bozmaya yetiyordu. Ama bunları nasıl anlatabilirdim?
Eğitim bitmişti artık, biliyordum iş güvenliği ve iş sağlığını! Ama benim psikolojim en çok o eğitimden sonra bozuldu. O anlata anlata bitiremediği patronumuz, her gün bizleri bozuk makinelerde çalıştırmaya devam ediyor. Patron kaza geçirdiğimizi, sönüp giden hayallerimizi, kaybolan umutlarımızı gördüğü halde, değeri 5 lira olan sensör ve düğmeleri taktırmıyor. Bu eğitimin en komik tarafıysa şuydu: Eğitmen, sanki bizleri çok düşünüyormuş gibi, uygunsuz olan her şeyin düzeltilmesini sağlayacağını söyledi. “Tamam, artık insan gibi çalışacağımız bir çalışma ortamına kavuştuk” diye sevinecekken eğitmenimizi bir daha göremedik.
İçimde hâlâ bir umutla, bozuk makinemde, eğitmenin döneceği ve bizlere düzgün bir çalışma ortamı sağlayacağı düşüncesiyle çalışıyorum. Ama biliyorum: Bu yaptığım yasal değil, çalışırken hayal kurduğum için kaza geçirebilirim. Kolumdan ve işimden olabilirim. Böyle bir durumda suçlu ben olurum, öyle değil mi?
İki Sözleşme Arası Tatil Molası
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...