Buradasınız
Patronun Gözünde Bir İşçinin Değeri Nedir?
Gebze’den bir işçi
Merhabalar. Gebze Organize Sanayi Bölgesinde araba parçaları üreten bir fabrikada çalışıyorum. Fabrikada işlerin yoğun olduğu söylendi. Bu nedenle birkaç gün boyunca günde 15 saat çalışacaktık. Üretim müdürü bize bu haberi şöyle verdi: “Sizler, benim bu fabrikada en değer verdiğim elemanlarsınız. Sadece birkaç gün sizden özel performans bekliyorum. Üstesinden geleceğinize eminim, size güveniyorum.”
“Ne olacak birkaç günden? Hem mesai yapar, fazla para alırız” diyerek çalışmaya başladık. İlk gün sabah 8’den ertesi gün sabah 8’e kadar çalıştık. Tabii ki eve gitmem dokuz buçuğu buldu. Aynı günün akşamı 5 buçukta tekrar işbaşı yapıp sabah 8’e kadar çalıştık. Bu çalışma temposu tam bir hafta sürdü. Adeta robot gibi olmuştuk. Ben kendimi makinenin bir parçası gibi hissetmeye başlamıştım. Bu da yetmezmiş gibi uykusuzluktan ve yorgunluktan dolayı ürettiğimiz parçaları düşürüp ıskartaya ayırdığımızda amirlerimizden yemediğimiz fırça kalmıyordu. Bu çalışma temposuyla insan haliyle günleri de şaşırıyor. Öyle ki Pazar sabahı durağıma gidip servisi beklemeye başladım. Servis gelmeyince de amirimi aradım. Bir fırça da tatil gününde adamın uykusunu böldüğüm için yedim. Anlayacağınız kâbus dolu bir haftayı geride bıraktık. Normal çalışma düzenine döndüğümüzde müdürümüz ne dese beğenirsiniz; “hadi gençler gözünüz aydın, normale döndünüz.” O an anladık ki patron ve müdürün gözünde bizim hiçbir değerimiz yokmuş. Ay sonu maaş bordrolarımızı aldığımızda, mesai ücretlerimizin hep normal çalışma üzerinden verildiğini gördük. “Nasıl olur? O kadar mesai yaptık, normal çalışma olarak gösterilmiş” dediğimizde, amirden “yapacak bir şey yok, mesai ücretleri böyle” cevabını aldık. Bizler hem haklarımızı bilmediğimizden, hem de birlik olmadığımızdan bunu da sineye çektik.
Fabrikada kumlama bölümü var. Orada çalışan 19 yaşında bir arkadaşımız vardı. Sürekli bize göğsünün daraldığını söylüyordu. En sonunda doktora gitti, doktor ciğerlerinde kum olduğunu, bu işi bırakması gerektiğini söylemiş. Arkadaşımız da durumu patrona bildirmiş ve sonuçta işten çıkartılmış. Hiçbir işçi güvenliği almayan patronun işini yaparken ciğerleri kum dolan 19 yaşındaki arkadaşımız, hem işinden oldu hem de sağlığından. Hakkını nasıl arayacağını bilmeyen işçiler olarak çalışmak o kadar zor ki!
Benim imdadıma UİD-DER yetişti. UİD-DER’e gelip etkinliklere katılınca işçi olmanın ne demek olduğunu anlayabiliyor insan. Burada katıldığım etkinlikler, sohbet ettiğim ağabeylerim ve ablalarım sayesinde öğrenmeye başladım. Öğrendiklerimi arkadaşlarıma da anlatmaya, onları da UİD-DER’e getirmeye başladım. İşçi arkadaşlar, öğrenmek güzel şeymiş, fabrikalarda haksızlıklara karşı mücadele etmek güzel şeymiş. Bence vakit kaybetmeden siz de UİD-DER’e gelin.
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- Sınıf Temelinde Örgütlü Olmak Sabırlı Olmaktır
- Bir Yaz Akşamı…
- Artık Kurdu Gözünden Tanıyorum!
- İşsizliğin Sebebi Sözleşme mi?
- “Bu İşçiler de Çok Nankör Canım!”
- Digel Tekstil İşçilerinin Mücadelesi Devam Ediyor
- Grevci TPI Kompozit İşçileri Kararlı
- Amazon Depo İşçileri Haklarını İstiyor
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...