Buradasınız
Sağlık Emekçileri Sağlıkta Şiddetin Artmasını Protesto Etti

Sağlıkta şiddet son yıllarda hızla artarak sağlık emekçilerinin yaşamını tehdit eden bir soruna dönüştü. Yapılan araştırmalara göre, özellikle son süreçte sağlıkta şiddet vakaları yıllık bazda yüzde 50’ler-60’lar düzeyinde artış kaydediyor. Ölüm ve yaralanmalara yol açan fiziki saldırılar, sözlü saldırılar, tehditler… Bu tablo karşısında kayda değer bir adım dahi atılmazken sorun giderek kangrenleşiyor.
3 Haziran Cuma günü İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi yoğun bakım servisinde yatan bir hastanın yakını, anestezi ve yoğun bakım asistanı Dr. Maryam Arslan’a saldırıda bulundu. “Şiddet varsa biz yokuz” diyen sağlık emekçileri, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve İstanbul Tabip Odası’nın çağrısıyla 6 Haziranda iş bıraktı ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Sağlık işçilerinin yanı sıra hasta ve hasta yakınları da eyleme destek verdi.
Benzer bir olay da 4 Haziran günü İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi’nde (Samatya) gerçekleşti. Bir pratisyen hekim aynı hastanede çalışan bir temizlik işçisi tarafından bıçaklandı. 6 Haziranda TTB, Hekim-Sen, Sağlık Emekçileri Sendikası ve hastanede çalışan sağlık emekçileri olaydaki ihmali teşhir etmek ve tepkilerini ortaya koymak, taleplerini dile getirmek için hastane önünde bir basın açıklaması düzenledi. Saldırıyı gerçekleştiren kişinin daha önce de aynı doktoru öldürmekle tehdit ettiği, ancak Başhekimliğin kayda değer hiçbir önlem almadığı belirtildi. Sağlık alanındaki emek ve meslek örgütlerinin sağlıkta şiddetin önlenebilmesi için gerçekleştirdikleri önerilerin bakanlık tarafından duymazdan gelindiği aktarıldı.
Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleştirilen 23 hekim cinayetinden 22’si AKP’nin iktidar koltuğuna oturduğu günden bugüne kadar geçen sürede gerçekleşti. Sağlıkta şiddet çok önemli ve giderek kangrenleşen bir sorundur ve salt “sağlıkta şiddet son bulsun” denerek geçiştirilemez. Sağlıkta şiddeti yaratan başlıca sebep sağlığın ücretsiz bir kamu hizmeti olarak değil kâr kapısı olarak görülmesi, siyasi iktidarın “sağlıkta dönüşüm” adı altında gerçekleştirdiği kapitalist saldırılardır. Bu saldırılarla gerek sağlık işçilerinin çalışma koşulları kötüleştirilmiş gerekse de hastaneler hasta ve hasta yakınlarının katmerli sorunlar yaşadığı alanlara dönüştürülmüştür. Siyasi iktidarın emek düşmanı politikaları, her an bu iki emekçi kesimi yani sağlık çalışanlarını ve hasta yakınlarını karşı karşıya getiriyor. Oysa asıl hedef sermaye sınıfı ve siyasi iktidar olmalıdır. Sağlık alanındaki sendika ve meslek örgütlerinin güçlenmesi, sağlık işçilerinin toplumun tüm emekçi kesimleriyle dayanışma bağlarını kuvvetlendirmesi bu sorunun aşılmasında önemli bir rol oynayacaktır.
- İşçiler, Emekliler Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Eğitim Sendikaları Proje Okullara Yapılan Keyfi Atamaları Protesto Etti
- İşçiler, Emekliler Mücadele Ediyor, Mücadele Kazandırıyor
- “Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz” Diyen Sağlık Emekçileri Bir Kez Daha İş Bıraktı
- SES: Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!
- İşçiler, Kamu Emekçileri, Çiftçiler Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Çiftçiler Düşük Fiyat Dayatmasına Karşı Çıkıyor
- 112 Acil Sağlık Çalışanlarından Eylem
- Tüm Emeklilerin Sendikası: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Kazandı!
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Düşük Ücretlere Karşı Eylem Yaptı
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- Özel Sektör Öğretmenleri Hakları İçin Eylemde
- Bursa ve İzmir’de İşten Atma Saldırılarına Karşı Eylemler
- Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- IFFCO Türkiye Fabrikasında Sendika Düşmanlığı
- Sendikalaşma Hakkı Engelleniyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Sağlık İşçileri Haklarını İstiyor
Son Eklenenler
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…
- İzmir’de belediye işçileri birbiri ardına greve çıkıyor. Narlıdere Belediyesi işçileri 6 Mayısta grev başlattı, bir gün sonra talepleri kabul edildi. Konak Belediyesi işçileri ise 7 Mayısta greve çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan...
- Bu 1 Mayıs’a kızım, torunum ve oğlumla katıldım. 1 Mayıs alanında çocuklarımın da yanımda olmasının heyecanımı ve mutluluğumu arttırdığını belirtmek isterim. Ben her yıl 1 Mayıs’a UİD-DER’le katılıyorum ve her zaman çok heyecanlanıyorum.
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...