Buradasınız
Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!

İnsan ihtiyaçları temel fizyolojik ihtiyaçlardan sosyal, manevi-kültürel ihtiyaçlara çeşitlilik gösterir. Beslenme, uyuma, barınma, güvenlik gibi ihtiyaçlar insanın yaşamını sürdürebilmesi için karşılanması gereken temel ihtiyaçlardandır. Ancak insan sadece en temel ihtiyaçlarını karşılamakla sınırlı kalsaydı diğer canlılardan farkı olmazdı. Dünyanın hangi ülkesinde yaşıyor olursa olsun, dili, dini, rengi ne olursa olsun tüm insanların toplumda değer görmeye, sevgi ve saygıya, sosyalleşmeye, demokratik haklara ve özgürlüklere, üretmeye ve kendilerini gerçekleştirmeye ihtiyacı var.
Öyle çelişkili bir sistemde yaşıyoruz ki bugün uzaya çıkacak bilim ve teknolojiye sahip olduğumuz halde milyarlarca insan en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. 1 milyar insan açlık çekiyor, dünya nüfusunun yüzde 24’ü yeterli barınma koşullarından yoksun yaşıyor. 415 milyondan fazla çocuk çatışmaların olduğu bölgelerde yaşıyor. Kapitalist sermaye düzeninin yol açtığı krizler büyüyerek tüm insanlığı tehdit ediyor: Küresel göç krizi, ekolojik kriz, ekonomik krizler, gıda krizi, emperyalist savaş, suç oranlarının yükselmesi, yoksulluk, işsizlik, her alanda kaos… İşte dünyanın bu manzarasından dolayı insanlar kendilerini güvensiz hissediyor, yaşamak için güvenli bir liman arayışı giderek artıyor.
Peki, bu çelişkili durum nasıl bir sonuç doğuruyor? Elbette en temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek uğruna daha gelişkin ihtiyaçlardan, yani insanı diğer canlılardan ayıran ve insan yapan ihtiyaçlardan vazgeçmeyi… Pandemi dönemini düşünelim. Koronavirüs korkusunu topluma aşılayan egemenler “sağlık mı, özgürlük mü” ikilemiyle milyarlarca insanı evlerine hapsetmediler mi? Can güvenliği korkusuyla evlerine tıkılan milyonlarca emekçinin demokratik hak ve özgürlüklerini, ekonomik ve sosyal haklarını gasp etmeye girişmediler mi?
Dünyayı yıkıma sürükleyen egemenler karşımıza “güvenlik mi, demokrasi mi” veyahut “güvenlik mi, özgürlükler mi” ikilemini çıkarıyorlar. Toplumda oluşan güvenlik kaygısını halkları birbirine düşmanlaştırmak, ortak duygu birliğini yok ederek insanları daha fazla yalnızlaştırmak, baskı ve yasakları dayatmak, demokratik hak ve özgürlükleri yok etmek, emekçileri emperyalist savaşlara ikna etmek için kullanıyorlar. Çünkü çok iyi biliyorlar ki örgütsüz bir toplumda korkuya kapılan insanlar, akıl ve bilinçle değil içgüdüleriyle davranırlar. Güvende olma ihtiyacı onları her şeyi kabul edecek duruma getirir.
Toplumsal sorunların devasa boyutlara ulaşması karşısında bunları demir yumruklarıyla çözeceklerini iddia eden, kurtarıcı pozlarında sahneye çıkan liderlerin sayısı artıyor. Bilinçsiz ve örgütsüz kitleler güvenlik ve huzur getireceğini iddia eden bu otoriter ve sahtekâr liderlere, diktatörlere kanarak destek veriyorlar. Filipinler’de halka kan kusturmuş bir diktatörün oğlunun başkanlık seçimlerini kazanması, Macaristan’da 12 yıldır baskıcı bir rejimle ülkeyi yöneten Orban’ın yeniden başkan seçilmesi buna örnektir.
Veyahut çok uzağa gitmeden yaşadığımız ülkeye bakalım. 2015 Haziran genel seçim sonuçlarını tanımayan AKP iktidarı ülkeyi siyasi kriz ve kaosa sürüklemişti. Beş aylık kaos döneminin ardından korku ve panik duygusuyla insanlar yeniden Erdoğan’a oy vermişlerdi. Keza tek adam rejiminin onaylandığı referandumda, ardından yapılan başkanlık seçimlerinde de iktidara oy verirken insanların birincil kaygısı güvenlikti. Oysa bugün Türkiye’de hiç olmadığı kadar derin bir ekonomik kriz yaşanıyor, enflasyon almış başını gidiyor, milyonlarca emekçi hayat pahalılığı altında eziliyor, işsizlik artmaya devam ediyor. Yani huzurdan da istikrar ve güvenden de eser yok!
Fırtınalı, çalkantılı, krizli bir dönemden geçiyoruz. Türkiye’de de dünyada da insanların huzur ve güvenlik arayışı içinde olmaları anlaşılır ve haklı bir taleptir. Bugün insanlığın içinde bulunduğu durum gerçekten de sürdürülebilir değildir. Ancak farkına varmamız gerekiyor: Tarihin hiçbir döneminde otoriter, baskıcı, faşist rejimler güvenlik ve huzur getirmemişlerdir. Aksine daha büyük acılar yaşatmış, büyük bedeller ödetmiş, büyük pişmanlıklar yaratmışlardır. Bir diğer önemli gerçek ise kapitalizm var olduğu sürece insanlığın güvende olamayacağıdır. Çünkü zaten krizleri, kaosu yaratan bu sistemin kendisidir. İnsanlığı güvenli bir limana yanaştıracak, temel ihtiyaçlarını karşılama kaygısı duymadan sosyal, manevi, kültürel gelişiminin önünü açacak tek güç örgütlü işçi sınıfıdır. Çünkü ancak örgütlü işçi sınıfı kapitalizmi yıkarak sınıfsız toplumun kapılarını açabilir.
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Türkiye’deki Suriyeliler ve Almanya’daki Türkiyeliler
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Hiçbirimiz Yerli Değiliz, Hepimiz Göçmeniz...
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Hem Yurtdışına Gitmek İste Hem de Göçmenlere Demediğini Bırakma!
- Genç Bir Göçmen, Eziklik Duygusu ve Yitirilen Vicdanlar!
- Göçmen Kıyımı Bu Kez de Teksas’ta Yaşandı
- Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- İki Yıl Önce Bugün ve Kapitalizmin Fotoğrafı
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Umut Yolculuğu
- Hindistanlı Göçmen İşçilerin Eve Dönüş Mücadelesi
- Yunanistan’da ve Almanya’da Mültecilerle Dayanışma Eylemleri
- Bu Sistem Acı Üretiyor!
- Önyargı ve Suriyeliler Meselesi
- Fakir Baykurt’un Gece Vardiyası; Türk, Alman ve Suriyeli İşçiler
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
Son Eklenenler
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye, tamamen ezmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. Bir süredir “Kent Uzlaşısı” ile kazanılmış CHP’li ilçe belediyelerine operasyonlar düzenleyen, seçilmiş belediye başkanlarını hapse atarak yerlerine...
- Şubat ayında greve çıkan Tekgıda-İş Sendikasında örgütlü Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün işçileri, İzmir’de aileleriyle birlikte basın açıklaması yaptı. Üç aydır ücretleri ödenmeyen Doruk Madencilik işçileri, şirketin Ankara’da bulunan...
- Diyanet İşleri Başkanlığı, bir yoksulun günlük gıda ihtiyacını göz önüne alarak belirlenen Ramazan fitresinin asgari ücret veya emekli aylığı alanlara da verilebileceğini açıkladı. Bu sözler Türkiye’de işçi ve emekçilerin nasıl bir yoksulluğa mahkûm...
- Sırbistan’da 2024’te Novi Sad şehrinin bir tren istasyonunda 15 kişinin yaşamını yitirmesi üzerine gerçekleşen kitlesel protestolar sonucunda Bakanlar ve Başbakan istifa etmek zorunda kaldı. Ancak bunlarla yetinmeyen, yolsuzlukların son bulmasını ve...
- İngiltere’de emperyalistlerin savaşına karşı emekçilerin barış sesi yükselmeye devam ediyor. 25. Ulusal Eylem Gününde çeşitli şehirlerden başkent Londra’ya akan on binler, İsrail saldırısı altındaki Filistin halkıyla dayanışma içinde olduğunu...
- İşçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı mücadelesini, dayanışmasını güçlendirmek için çalışan UİD-DER’in, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirdiği etkinlikler 16 Martta devam etti. UİD-DER’in İstanbul Avrupa ve Anadolu...
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...
- Kapitalizm altında sağlık sistemi bolca kâr elde edilen büyük bir rant kapısı haline getirildi. Sağlık sektörü patronları için durum böyleyken sağlık çalışanları açısından tablo uzun çalışma saatleri, can güvenliğinin olmadığı iş ortamı, ağır...
- Ben Tahran Üniversitesinde öğrenciyim. Üniversiteye bağlı bir yurtta kalıyorum. Örgütlü bir şekilde hareket etmediğimiz için her gün yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz ay 14 Şubat akşamı bir arkadaşımızı kaybettik. Hem yurt hem de...
- Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramında Türkiye genelinde iş bıraktı, hastaneler ve İl Sağlık Müdürlükleri önlerinde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
- Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere...