Buradasınız
Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
Ankara’dan genç bir işçi

Geçenlerde bir haber okudum. İsveçli bir patrona ülkesinde dolar milyarderlerinin sayısının katlanarak artması sorulunca şöyle cevap vermiş: “Servetimizin iyi sonuçları oluyor, biz istihdam sağlıyoruz. Mesela ben bir dadı, temizlikçi ve bahçıvan çalıştırıyorum. Topluma ne kadar katkı sağladığımızı es geçmemeliyiz.” Başkalarının yoksullaşması pahasına milyar dolarlık servet edinip sonra da 3 işçi çalıştırmayı “topluma katkı” olarak sunmak! Ama bu yalana maalesef pek çok işçi de kanabiliyor. Patronunu ekmek kapısı olarak görebiliyor. Oysa patronların işçilere ekmek verdiği koca bir yalandır. Bir kere patronların düzeni kapitalizmde zenginlik sömürü ile elde edilir. Düzenin temelinde emek hırsızlığı vardır. Kapitalistler yani patronlar da zenginliklerini bu hırsızlığa borçludurlar. Hırsızdırlar çünkü işçilerin ürettiklerine el koyarak zenginleşirler. Sahip oldukları tüm servetin kaynağı sömürülen emeğimizdir. Yani kimsenin bize ekmek verdiği yok. Aksine onları zengin eden biziz.
Ömür boyu çalışmamıza, tüm zenginlikleri ve güzellikleri emeğimizle yaratmamıza rağmen payımıza yoksulluk ve kahır düşüyor. Onca çalışmamızın karşılığında bize sefalet ücretlerini reva görenler, iş saatlerini yükseltip bizi robotlara çevirenler, ekonomik krizde kapının önüne koyanlar patronlar değil mi? En basit iş güvenliği tedbirlerini bile maliyet olarak görüp bizi iş cinayetlerine kurban edenler kim? Patronların zenginliğinin bedelini sadece yoksulluk, işsizlik ve açlıkla değil çoğu zaman kanımızla ödüyoruz! Servetlerinin iyi sonuçları olduğunu söyleyenler bu gerçekleri gizlediklerini sanıyorlar!
Patronlar sömürü gerçeğini örtmek için işçilere ekmek verdikleri yalanını söylüyorlar. Zenginliklerini meşru ve haklı göstermeye çalışıyorlar. Biliyorlar ki zenginliklerinin tek garantisi sömürü sisteminin devamıdır. Bu nedenle her bir patron dini inancı, cinsiyeti, etnik kökeni veya mizacı ne olursa olsun en başta emek hırsızıdır. Servetleriyle şişinip bizi aldatmaya çalışan sömürücü asalakların gerçek yüzlerini asla unutmayalım. Onların yalanlarına karşı mücadeleci işçilerin yıllar önce pankartlarına yazdığı şu sözleri hep akılda tutalım: Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın yüzde 16’lık sefalet zammı dayatmasına karşı 26 Haziranda Türkiye genelinde yarım gün iş bıraktı. Türkiye Sağlık-İş Sendikasına...
- İspanya’nın güneyinde bulunan sanayi kenti Cadiz’de yaklaşık 30 bin metal işçisi grevde. 18-19 Haziranda 2 günlük grevlerinin ardından talepleri karşılanmayan işçiler 23 Hazirandan bu yana süresiz grevdeler. CCOO ve UGT sendikalarına üye işçiler,...
- Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar...
- Yozgat Sorgun’da, 71 yaşındaki Selami Şimşek dede, çalıştığı inşaatın 6. katından düşerek yaşamını yitirdi. Akla ilk şu soru geliyor: “71 yaşındaki bir dedenin evinde torununu sevmek yerine, ne işi var inşaatın 6. katında?”
- Umutlarım, hayallerim, sevdalarım Sığmıyor ceketimin cebine Bunca zamandır ket vurulmuş umutlarıma Bunca zamandır kafeste tutulmuş ruhum, nefesim, aklım Sığar mı bu düzene gencim, yaşlım