Buradasınız
“Sarı Baret” Biz İşçilerin Hikâyesidir
İstanbul/Sancaktepe’den bir kadın metal işçisi

Dayanışma TV’nin hazırlamış olduğu “Sarı Baret” belgeselini kaç defa izledim bilmiyorum. Her izlediğimde, yüreğim kabardı, gözlerim doldu. Mücadeleci bir işçi olarak elbette biliyorum maden işçilerinin sorunlarını, mücadelelerini. Derneğimizin sitesinde, bültenimizde, her zaman yer veriliyor mücadelelerine, yaşadıkları sorunlara. Ama bu belgesel sayesinde maden işçileri, eşleri, çocukları, anne ve babaları evimize, yüreğimize konuk oldular. Onların ağzından dinledik kahırlı yaşamlarını, azimli mücadelelerini. “Bir ekmek davasında ölmek ağır geliyor” dedi bir maden işçisi abimiz. Bu söz onların haklı mücadelelerini anlatmaya yetiyor. Biz işçilere böyle bir olanağı sunan, Sarı Baret’in anlamını 22,5 dakikaya her yönüyle sığdırmayı başaran, Dayanışma TV’nin emekçilerine şükranlarımı sunuyorum. Ellerine, emeklerine, yüreklerine sağlık…
“Aç kalacaksak da beraber, tok olacaksak da beraber” diyordu bir madenci eşi. “Bir canımız var, ya canımız ya hakkımız diyoruz artık. Yemin ettik dönmeyeceğiz” diyor bir madenci. Bu kararlılıklarıyla da umut doldu içim. Ne kadar da güzel tanımlamışlar Sarı Baret’i. Şeref, namus, ahlâk, helal para, uykusuz geceler, onur… Hayaller demek, 301 madenci arkadaşımız demek Sarı Baret… Sarı Baret arkadaşımız, can yoldaşımız demek… Kömürün kokusu ekmek kokusu, rızık demiş bir işçi abimiz. Belgeseli izlerken, onlara söylenen sözler, yalanlar, çalışma koşulları, işçi ağabeylerimizin söyledikleri yer etti hafızamda…
-Çalışırken kolun bacağın da kırılsa, normal hayata, çalışmaya devam edeceksin…
-Yağmur yağdığında yağmurun altında duramazsın. Ama 8 saat boyunca, suyun içinde çalışacaksın defalarca çizmenin içindeki suyunu boşaltarak…
-İş kazasında gözünü kaybedeceksin. Karanlık bir dünyaya itileceksin. 13 aylık kızın var ve yüzünü hiç görmedin ve göremeyeceksin de…
-Bir portakalı 146 işçi arkadaşına bölerek paylaşacaksın. Hayatta kalmak için.
-Bir çalışma anında, ölüm size yaklaşacak ve siz sürekli kaçacaksınız… Sonuç? Rehberinizde kayıtlı hiç kimsenin artık hayatta olmadığını düşünün.
-Arsız, namussuz şirket müdürü “Ölmediniz de başımıza kaldınız. Ölseydiniz, yakınlarınıza elli bin, yüz bir şeyler verirdik, susarlardı” diyor. İşçi abimiz “bu söz bizi bir kere daha öldürmüştür” diyor.
-On üç ay para almadan çalışan hatta otuz dört ay para almadan çalışanlar var. Neden? Anne ve babanız, neneniz, dedeniz sigortalanıyor diye maaş almadan çalışmak… Ücretini istediğinde “size sigorta yaptım, daha ne istiyorsunuz? Sizi mahkemeye versem, evinizi dahi elinizden alırım” diye tehdit altında olmak ve buna yıllarca kanmak…
-Sanırım patron evinde odun yakıyor. Eşi de dağdan odun topluyor ve odunla yemek pişiriyor olacak ki, işçilere verdiği tavsiyeye bakın! “Tüp ile ne işiniz var? Eşiniz dağdan odun getirsin. Ocakta odunla pişirin yemeğinizi.” Bunu izlerken aklıma “porsiyonlarınızı küçültün” diyen First Leydimiz geldi.
-Patronun tavsiyeleri bitmiyor. “Telefon kullanmak sizin neyinize? İşçi adam telefon kullanır mı? Karşıyı aramayın, o sizi arasın.” Bu genişliği AKP Genel Başkan Yardımcısından almış olmalı… “Bizi mahvettiniz” diyen işçiye “Cebindeki telefonu kaça aldın?” demişti.
- “Patron bize ahlâksızlıktan çıkış verdi. On iki aydır maaşımızı ödemeyen patron ahlâksız olmuyor da, hakkımızı aradık diye mi biz ahlâksız oluyoruz?” Bir tarafta alın terinin karşılığını alamayan işçiler, diğer tarafta ise AKP’li bürokratların, kamu şirketlerine danışmanlık yaptıkları iddiasıyla aldıkları “Huzur Hakkı” denilen maaşlar, her ay çifter çifter yağan aylıklar…
-“Yıllık izin ve tazminat haram deniliyor. Dedem de babam da maden ocağından emekli. Hiç biri tazminat alamadı.” “İçeriden alacağım 5 maaşım ve 10 yıllık tazminatım var. Hayalim maaşı alınca hacca gitmekti. Bu hayalimi elimden aldılar” diyor ıslak gözleriyle ve boğazı düğümlenerek. Aklıma Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Din kisvesi altında bu milleti sömürenlere prim vermeyeceğiz” sözü geldi. Maden işçilerinin tazminatlarına “haram” diye çöken işverenler var. Hadi sömürenlere prim verme o zaman… İşçiler tazminatlarını alabilsinler de işçi abimizin hayali gerçek olsun, hacca gidebilsin…
-“34 yaşındaydım kaza geçirdiğimde. 47 yaşına geldik ve hâlâ tazminat peşinde koşuyoruz.” “Benim 150-200-500 lira borcum ödenmediğinde, kapıma dayanan adalet, avukat, icra dairesi gelip benden alıyorsa, ondan, patrondan neden alamıyorsun ya? Adalet bana mı Azim Uyar’a mı? O kaç paralık adam ya! Sen koskoca devletsin ya!” “Şunu soruyorum ben. Devletin bir tane kıçı kırık patrona mı gücü yetmiyor?”
“Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” demiş bir işçi abimiz belgeselde. Evet, dönecek keserin sapı. Bilinçlenen, dayanışan, örgütlenen işçiler, her bir yalanınızın, her bir zulmünüzün hesabını sizlerden soracak. Sarı Baret mücadele ediyor. Biz işçilere düşen görev, birbirimize sıkı sıkı sarılmamız ve birlik olmamızdır. Çocuklarımızla, kadınlarımızla, anne ve babalarımızla bir olup, bu dünyayı onların başına yıkmamızın zamanı geldi. Maden işçilerinin sözleri, bunu yeteri kadar doğrulamıyor mu? Öfkemizi ve birlikteliğimizi her daim diri tutalım. Gücümüzü birleştirelim ki zalimleri başımızdan defedelim.
Sel Değil Kapitalizm Felakettir
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
- “Bir Daha Asla” Demek İçin Kapitalizme Karşı Mücadeleye!
- Asen Metal’de İş Cinayeti: Sendika Düşmanlığı İş Cinayetine Yol Açtı!
- Ev Sahibi ve Misafirin Çilesi
- Şantiyelerde, Fabrikalarda, Tersanelerde İş Cinayetleri Devam Ediyor!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Kemal Türkler ve Unutulmaması Gereken Bir Dönem
- “Yeşil Bursa”ya Ne Oldu?
- Ormana Girişleri Yasaklamak mıdır Önlem?
- “İki Aydır Bizim Eve Et Girmiyor”
- Sarıyer Belediyesi İşçilerinin Grevi Devam Ediyor
- UMUT’tan Yumruk Albümü: Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- Küresel Haklar Endeksi: Türkiye İşçiler İçin En Kötü 10 Ülke Arasında!
- Sağlık Emekçilerinin Sabrı Taştı!
- Dr. Ekrem Karakaya’nın Katili Kim?
- DİSK: “TÜİK Gerçekleri Açıkla, Ekmeğimizle Oynama!”
- Kapitalizmin Girdabından Ancak Örgütlü Olursak Kurtuluruz
- Sağlıkta Sorunlar Büyüyor!
- Hendek Katliamında Hayatını Kaybeden İşçiler Anıldı
- Sivas Katliamının 29. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı
Son Eklenenler
- Onlar komşumuz, iş arkadaşımız. Aynı mahallede, aynı sokakta yaşıyoruz; aynı işyerlerinde çalışıyoruz. Ama kim olduklarının, adlarının, geçmişlerinin bir önemi yok. Onlar mülteci, onlar göçmen… Türkiye’de Suriyeliler, Afganlar”, Amerika’da “...
- Son dönemde dünya genelinde internet ve sosyal medyada yoğun rağbet gören bir teori var, karınca teorisi. Bu teorinin ne kadar bilimsel olduğu tartışmalıdır ama anlatı siyasal ve toplumsal alanla kesiştiği için ilgi görmektedir. Anlatı şöyle: “Gidin...
- En yakın akrabalardan işyerlerimizdeki işçi arkadaşlarımıza dek çevremizdeki insanların sözlerine kulak verdiğimizde, deryada yaşayıp deryadan bihaber olduklarını anlarız. Sıcağı sıcağına canlarını yakan ekmek fiyatının iki katına çıkmasını bile...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, işverenden ücretlerinin iyileştirilmesini talep etmiş fakat işveren bu talebi geri çevirerek...
- İstanbul Tuzla’da faaliyet gösteren ETF Tekstil fabrikasının patronu fabrikayı kapatacağını duyurup ilk etapta 30 işçiyi işten atmış işçilere ihbar tazminatını ödemeyeceğini, kıdem tazminatının ise yüzde 70’ini ödeyeceğini duyurmuştu. İşçiler işten...
- Türkiye’de neredeyse yüzde 200’e varan enflasyon ücretleri her geçen gün eritirken işçilerin tepkisi de giderek artıyor. Her gün bir fabrikada, şantiyede, lojistik deposunda işçilerin mücadelesi başlıyor.
- Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı...
- “Bir zaman makinesi olsa ve mesela üç yüz yıl öncesine gidebilsek bugünün dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşırdık.” Böyle başlıyordu İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında Emekçi Kadın köşemiz. Gelin geçmişe yolculuğumuzu sürdürelim....
- Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım karınca kararınca. Bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.” Böyle diyordu işçi sınıfının yazarlarından...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler. Ancak Standart Profil yönetimi işçilerin bu...
- 1980’lerde İngiltere’de kadın bir başbakan iktidardaydı, adı da Margaret Thatcher’dı. Bu kadın başbakan emekten, işçiden, toplumdan yana ne varsa ona düşmandı. İngiltere’deki işçiler ona “süt hırsızı” derlerdi. Çünkü daha henüz Eğitim ve Bilim...
- Bir yere baktığımızda gördüklerimize bir daha dönüp bakarsanız mutlaka dikkatinizi çeken bir şey vardır. Ben de bir yere baktım ve dikkatimi bir manzara çekti. Bu manzaranın iki ayrı hikâyesi var. Burası benim ikamet ettiğim mahalledir. Kocaman olan...
- İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl öncesine uzanıyor. Bu tarih içinde kısacık bir zaman dilimine yayılan ve birkaç yüzyıllık ömrü olan kapitalist sömürü düzeni, insanlık tarihinin en kanlı dönemini temsil ediyor. Yaşanan iki dünya savaşı, bugün içinde...