Buradasınız
Sarıgazi’de İşçilerle 1 Mayıs Üzerine Röportaj

1 Mayıs çalışmalarımız tempolu bir şekilde devam ediyor. İşyerlerinde, mahallelerde, okullarda, sokaklarda işçi kardeşlerimize bültenimizi ve bildirilerimizi ulaştırıyor, evlerde 1 Mayıs belgeselimizin gösterimini yapıyoruz. İşçi kardeşlerinizi 1 Mayıs’a UİD-DER saflarına çağırıyoruz. Bu çalışmalarımızın bir parçası olarak geçtiğimiz Pazar günü Sarıgazi’de kitlesel bir 1 Mayıs etkinliği yaptık. Etkinliğe katılan dostlarımızla 1 Mayıs’ın önemi ve çalışma koşullarına ilişkin bir sohbet gerçekleştirdik.
UİD-DER: Çalışma koşullarımız giderek ağırlaşıyor. Bilim ve teknoloji gelişiyor, ama bizim çalışma koşullarımız ağırlaşıyor. Çalışma temposu alabildiğine hızlandırılıyor, eskiden iki üç işçinin yaptığı işi artık bir işçi yapıyor. Sizin işyerinizde durum nedir, bu ağır çalışma koşullarına nasıl dur denebilir?
Postanede Çalışan Kadın İşçi: Çalışma koşullarından birçok insan gibi ben de memnun değilim. Eğitim fakültesi mezunuyum aslında, ama KPSS ile postaneye atandım. Daha çok üniversite mezunu olmayanların çalıştığı bir yerdi burası, ama artık sadece üniversite mezunlarını alıyorlar ve lise mezunlarının da işlerini ellerinden almamıza neden oluyorlar. Her şeyden önce bu kötü çalışma koşullarıyla karşı karşıya gelen herkesin bir arada hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’de kadınlar da eziliyor. Kürtler de eziliyor. Kadınlar, Kürtler, tüm işçilerin birlikte hareket etmeleri ve birbirlerinin mücadelelerini beslemeleri gerekiyor.
Büfede Çalışan Kadın İşçi: Mesela biz büfede 5 kişi çalışıyoruz ama aslında 8 kişilik iş var. UİD-DER gibi yerlere gelip haklarımızı öğrenmemiz ve bunları diğer arkadaşlarımıza da aktarmamız lazım.
Sağlık Sektöründen İşçi: Çalışma koşullarımız çok kötü. Ayda 400 saate yakın çalışıyoruz.
İnşaat Sektöründen İşçi: Asansör firmasında çalışıyorum. Çalışma koşullarımız olması gerekenden daha ağır. Zaten yaptığımız iş de ağır bir iş.
Seramik Sektöründen İşçi: Sendikalı bir işyerinde çalıştığım için çalışma koşullarımız birçok işçiye göre çok daha iyi. Sendikalı çalışmak büyük bir fark yaratıyor. İyi koşulları sağlamak biraz da işçilerin elinde. 3 kişinin yaptığı işi patronun gözüne girmek için 1 işçi yaptığında diğer iki arkadaşının ekmeğiyle oynuyor. Ama işçiler birbirini sahiplenirse teknoloji gelişse de 3 işçi oradan ekmek yer. Birbirimizin ekmeğiyle oynamadan birbirimizi sahipleneceğiz. Bunun başka yolu yok.
UİD-DER: Çalışma saatleri fazla mesailerle birlikte fiilen 12 saate çıkartıldı. Ailemize ve arkadaşlarımıza zaman ayıramıyoruz. Sosyal etkinliklere katılamıyoruz. Patronlar işçileri makine gibi görüyorlar. Sizce işçiler makine mi? Uzun çalışma saatlerine karşı ne yapmak gerekiyor?
Büfede Çalışan Kadın İşçi: Ne yazık ki işten zaman kalmıyor. Makine değiliz ama patronlar öyle görüyorlar bizi. Biraz önce dediğim gibi haklarımızı öğrenmemiz lazım, savunmamız lazım. Birlikte hareket etmemiz lazım.
Postanede Çalışan Kadın İşçi: Türkiye’de eğitim sistemi çok kötü, kişisel ilişkilerde çarpıklık var. Bunların hepsi birbirleriyle bağlantılı aslında. Gençlerin siyasallaşmasını istemiyorlar. Umut ediyorum ki herkes birbirlerine karşı önyargılarını bir kenara bırakıp birlikte hareket eder. Bu bize başarıyı getirecek diye düşünüyorum.
İnşaat Sektöründen İşçi: Bizim de çalışma saatlerimiz uzun. Günde 11 saat çalışıyoruz ve ayda 2 Cumartesi tatil yapabiliyoruz. İş bitmezse bu 11 saati de iş bitene kadar uzatıyoruz. Bu koşulları değiştirmek için çok şey yapmalıyız. Mesela 1 Mayıs’a katılmak zorundayız. Bir elin nesi var 2 elin sesi var derler ya. Birçok elin birçok sesi olur. Sesimizi duyurmak için katılmalıyız. Tabii ki sadece 1 Mayıs’a katılmakla bütün isteklerimizi kabul ettiremeyiz, ama bir arada olmak için de bir yerden başlamamız gerekiyor.
Seramik Sektöründen İşçi: Bizler 8 saat çalışıyoruz. Ama sendikasız, örgütlü olmayan yerlerde çalışan arkadaşlarım 8 saatten fazla çalışıyorlar, fazla mesai ücreti alamıyorlar. Örgütlü bir yerde çalışmak çok önemli. Genç işçilere işçi bilincini etkinlikleriyle aşıladığı için UİD-DER’e teşekkür ediyorum.
UİD-DER: Etkinliğimizde yapılan sunumu siz de dinlediniz. İşçi atalarımız 12-14 saatlik çalışma saatlerine karşı mücadele vermişler. 8 saatlik işgününü patronlara zorla kabul ettirmişler. 1 Mayıs bu mücadelenin sembolü olarak doğmuş. Etkinliğimize katılmadan önce 1 Mayıs’ın anlamını biliyor muydunuz?
Büfede Çalışan Kadın İşçi: 1 Mayıs’ı etkinlikten önce sadece işçi bayramı olarak biliyordum. Ama nasıl gelinmiş buralara, 1 Mayıs nasıl kazanılmış bilmiyordum.
Sağlık Sektöründen İşçi: 1 Mayıs’ın anlam ve önemini anlatan çok güzel bir etkinlikti. Elinize, emeğinize sağlık. Etkinlikten önce 1 Mayıs’ın anlamını bu kadar ayrıntılı bilmiyorduk. 1 Mayıs’a daha bilinçli olarak katılmak adına çok güzel bir etkinlik oldu.
Postanede Çalışan Kadın İşçi: 1 Mayıs’ın anlamını çok bilmiyordum. Bu arada etkinliğiniz çok güzeldi. Daha önce de katıldığım etkinlikler oldu. Genelde sıkıcı oluyordu. UİD-DER’in ilk kez bir etkinliğine katıldım. Sunuma müziğin, şiirlerin, sinevizyonun eşlik etmesi çok güzel olmuş.
İnşaat Sektöründen İşçi: Anlamını biliyordum. Bundan 125 yıl önce mücadele 8 saatlik işgünü için başlamış ve kazanmışlar, ama şu güne baktığımızda elimizde ne kalmış? Ben 11 saat çalışıyorum mesela.
Seramik Sektöründen İşçi: Ben sendikada şube yöneticisiyim. Bilgim var. Ama sizleri yine de çok tebrik ediyorum. Biz sendika olduğumuz halde bunları yapamıyoruz. Haftaya 1 Mayıs ve daha hiçbir hazırlık yok. Sendikalara çok iş düşüyor ama üzerlerine düşeni yapmıyorlar. UİD-DER’in üçte biri kadar çalışma yapsalar bile çok şey değişir.
Ev Hanımı: Anlamı hakkında çok detaylı olmasa da biraz bilgim vardı. Bugünlere kolay gelinmediğini çok iyi biliyoruz.
UİD-DER: Biz işçiler ancak birleşirsek bir güç haline gelebiliriz, güç olmadan patronların karşısına dikilemeyiz. 1 Mayıs’ta taleplerimizi haykıracağız. Taleplerimizi daha güçlü haykırmak için işçi sınıfının Birlik, Dayanışma ve Mücadele günü olan 1 Mayıs’a daha güçlü bir şekilde katılmak gerekiyor. 1 Mayıs’a katılacak mısınız? 1 Mayıs mitingine daha çok sayıda işçiyi ve emekçiyi katabilmek için siz de işyerinde ve mahallenizde çalışma yapıyor musunuz?
Büfede Çalışan Kadın İşçi: Geçen yıl işten dolayı kaçırmıştım. Bu yıl kesinlikle katılacağım. Bu yıl ne olursa olsun katılacaktım zaten. Pazar gününe gelmesi de çok güzel oldu. Arkadaşlarıma da söylüyorum, televizyonda gösterilenler yüzünden herkes korkuyor. Daha fazla insan getirmek isterdim ama en azından 3 kişi getireceğim.
Sağlık Sektöründen İşçi: Tabii ki katılmayı düşünüyoruz. İşyerindeki, özel hayatımızdaki arkadaşlarımızı davet ediyoruz. Sadece tek başına 1 Mayıs’a gelin gidelim demekle olmuyor. Çevremizde 1 Mayıs’ı bahar bayramı sanan birçok insan var. Anlamını anlatmak lazım. Hemen olmuyor bu işler, emek harcamak gerekiyor. Bu, zamanla içinde bulunduğumuz koşulları onların da anlamasını ve alanlara çıkmasını sağlayacaktır.
Postanede Çalışan Kadın İşçi: 1 Mayıs’a tabii ki katılacağım. Alanlarda görüşürüz.
İnşaat Sektöründen İşçi: Katılacağım tabii ki. Daha önce hiç katılmadım. Arkadaşlarımı, kardeşlerimi de çağırdım. Hep beraber geleceğiz.
Seramik Sektöründen İşçi: Geçen sene sendikamla gittim. Ama bu sene sizlerle geleceğim. Çünkü biz geçen sene alanda 15 dakika durduk. İşyerindeki çevremdeki arkadaşlarımıza oraya gitmemizin şart olduğunu söylüyorum. Çünkü ne zaman işçi sınıfını zayıf görseler daha fazla saldırıyorlar. Hep beraber alanlara çıkıp gücümüzü göstermeliyiz.
Ev Hanımı: 1 Mayıs’a katılmayı düşünüyorum. Ufak bir çocuğum var, onunla zor olacak ama mutlaka gelmeye çalışacağım. Çocuklarıma güzel şeyler bırakmak istiyorum çünkü. Onların yarınları için de geleceğim. Çevremdeki insanları da katmaya çalışıyorum.
UİD-DER: Hepinize çok teşekkür ediyoruz. 1 Mayıs günü hep birlikte UİD-DER kortejinde, kol kola, omuz omuza gücümüzü büyütmek üzere…
1 Mayıs’a Piknikli Çağrı
Afişlerle Donattık Her Bir Yanı
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...