Buradasınız
Savunduğumuz Kimin Gerçeği?
Esenyurt’tan bir kadın işçi

Çalıştığım fabrikada iki kadın arkadaş koyu bir sohbete dalmışlardı. Üzerine konuştukları konu ise şuydu; maskeler ücretli mi yoksa ücretsiz mi dağıtılmalı? Bunun üzerine hararetli bir tartışma yapılıyordu. Yanımda olan bir kadın arkadaş sohbete katıldı. Benim başka bir işim olduğu için oradan ayrıldım. Bir süre sonra oraya geri döndüm.
Kadınlardan birinin yüzünün kıpkırmızı olduğunu fark ettim. Ona gülerek “sana ne oldu böyle?” diye sordum. Başladı anlatmaya: “Bunlar neden gerçekleri görmüyorlar, gözleri kör olmuş, neden bir şeyden anlamıyorlar?” Ben de “bunlar” derken kimleri kast ediyorsun diye sordum. “AKP’ye oy vermiş insanlar” diyerek şöyle devam etti: “AKP’yi savunan kadın diyor ki ‘biz Müslüman bir ülkeyiz dolayısıyla başka ülkelere yardım etmeliyiz.’ Tamam doğru, biz Müslüman bir ülkeyiz. Peki, bu maskeler neden bize parayla satılıyor? İlk önce kendi halkına yardım etmelidir diye söyledim. Bir başka kadın arkadaşım, ağzına geleni söylemiş. ‘Siz körsünüz, ben sizlere gerçekleri söylüyorum. Siz ise kendi bildiklerinizi yapıyorsunuz. Sizin zihniyetiniz bozuk’ demiş”
Yaptıklarının onaylanmasını bekleyerek “doğru demişim değil mi?” diye sordu. Bunun üzerine ona dönerek “iyi halt ettin” dedim. “Gerçekleri gördüğünü mü zannediyorsun? Sen de görmüyorsun gerçekleri. Görebilseydin eğer arkadaşlarına bu şekilde yaklaşmazdın. Senin gördüğün gerçekler nedir” diye sordum. Elbette egemenlerin, sömürücülerin, insanları aldatanların zihniyeti bozuk ama yan yana çalışan işçilerin düzen partileri üzerinden birbirlerini bu şekilde suçlayıp kardeşliklerine zarar vermeleri doğru değil. İşçi arkadaşlarına “zihniyetiniz bozuk” demenin doğru olmadığını anlatmaya çalıştım. Biraz sakinleştiğini gördüm. İşçi Dayanışması bülteninde çıkan “Gölgeden Canavarlara Değil Işığa Bak” yazısından alıntılar yaparak birkaç şey aktardım. Merakını oluşturarak yazıya yönlendirdim. Birlikte yazıyı okuduk. İlk tepkisi “ben de gerçekleri görmüyormuşum” oldu. Sonra yazının üzerine sohbet ettik. Bizim aslında bir arada olmamız gerektiğini, işçileri ocu bucu diye ayrıştırmamak gerektiğini anlattım. “Bizim dertlerimiz, sorunlarımız ortak. Sen nasıl ki oy verdiğin partiyi savunuyorsan bir başkası da kendine yakın bulduğu partiyi savunur. Partiler üzerinden birbirimizi ayrıştırmamalıyız. Patronların tam da istediği yapay ayrımlar oluşturmamamız gerekir. Sorunlarımızın üzerine gitmemiz ve bunun için bir arada durmamız gerekiyor. Başımızdakiler sen bu partilisin öteki diğer partili diyerek bizi birbirimizden ayırıyorlar ama sömürürken ayırmıyorlar. Ancak biz beraber hareket edersek ayakta durabiliriz. Yoksa senin zihniyetin bozuk diyerek patronların ekmeğine yağ süreriz.” Bu konuşmanın üzerine “zihniyetiniz bozuk ağır bir söz değil mi?” diye sordu. Ben de evet dedim. Bizi biz yapan gerçeklerimiz var. Bizleri yanımızdaki işçi arkadaşımıza zehir kusma noktasına getiriyorlar. Bu savunduklarımızın sınıfımızın çıkarlarıyla hiçbir ilgisi yok. Başımızdaki patronların oyunlarına gelmeyelim. Ancak örgütlü işçiler patronların yalanlarına kanmaz.
Zor, Oyunu Bozar!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....