Buradasınız
Gölgeden Canavarlara Değil Işığa Bak!
İstanbul’dan bir işçi
Büyük, derin ve karanlık bir mağara, içinde insanlar. Korkuyla mağaranın duvarına bakıyorlar. Yüzlerini mağaranın ağzına dönemiyorlar, dışarıya çıkamıyorlar. Mağaranın dışında gelip geçen insanların, ağaçların, dalların gölgesi büyüyor, büyüyor ve mağaranın duvarına düşüyor. Canavarı andıran ürkütücü gölgeler dans ediyor duvarda. Mağaradakiler çok korkuyorlar, canavarların sadece gölge olduğunu, mağaranın dışında akıp giden apaydınlık bir yaşam olduğunu bilmiyorlar.
Gerçek zannedilenin gerçek olmayabileceğini düşünen bir filozof, gösterilene inanmayıp görünenin arkasına bakmak gerektiğini binlerce yıl önce yukarıdaki örnekle anlatmak istemiş. Mağaradaki insanlar dışarıdaki yaşamın aydınlığını bilseler aslında dışarı çıkmak isterler. Oysa korkular, önyargılar engeldir buna. Peki, bugün de beynimize yerleştirilen korkular ve önyargılar engel olmuyor mu gerçeğe ulaşmamıza?
Kapitalist bir dünyada yaşıyoruz. Kapitalizm insanın insanı sömürdüğü, paranın yüceltildiği, doğanın yıkıma uğratıldığı, savaşların bitmediği, gerçek mutluluğun ve özgürlüğün olmadığı, eşitsizlik, adaletsizlik üreten çarkı bozuk bir düzendir. Kapitalizm “mağarasında” anlamlı, güzel bir yaşam yok. Oysa bu mağarayı yıkıp karanlıktan aydınlığa uzanmamız mümkün. Ama egemenler bunu engellemek için, düzenlerini korumak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.
Ne yazık ki pek çok işçi kardeşimiz gölgelerin canavar değil sadece gölge olduğunu söyleyenlere inanmıyor. O gölgeleri kullananlara, o gölgelerden nemalananlara yani düşmanlarına kulak veriyor. Televizyonlar, ekranlar, bu ekranlara doluşan işçi düşmanları hiç durmaksızın yalan söylüyor, zihinleri bulandırıyor. “Uzmanlar”ın ve “büyük merkezler”in aslında sermaye düzeninin çıkarlarını savunduğu görülmüyor.
UİD-DER’li deneyimli bir işçi şöyle anlatmıştı: “Genç bir işçiyken televizyondaki haber ve tartışma programlarını dikkatle dinlerdim. Dinlediklerime inanırdım. Programlara çıkan o insanların bilgili olduğunu düşünür, saygı duyardım. Ertesi sabah işe gittiğimde onlardan dinlediklerimi arkadaşlarıma anlatırdım. Farklı bir görüş ileri sürenlere ‘sen televizyondaki uzmanlardan daha mı iyi biliyorsun’ diye kızardım. Ama UİD-DER’le tanışınca dinlediğim o adamların ne kadar cahil olduğunu, ne kadar rahat yalan söylediğini, kimin çanak yalayıcısı olduğunu anladım. Bizim sınıfımızın çıkarlarıyla alâkası olmayan fikirler savunduklarını gördüm. Televizyonla arama mesafe koydum ve gerçekten bilinçlenmeye, anlamaya başladım.”
UİD-DER’li bir başka işçi ise yıllar önce başına gelenleri şöyle anlatmıştı: “UİD-DER’de örgütlendikten sonra öğrendiklerimi tüm işçilere anlatmak, kendim nasıl değiştiysem onları da değiştirmek istiyordum. Fabrikadaki ve mahalledeki arkadaşlara hep aynı şeyleri anlatıyordum. Nasıl sömürülüyoruz, patronlar kıdem tazminatlarımıza nasıl göz dikmiş, özel istihdam büroları ne anlama geliyor, iş kazalarının nedenleri… Ne anlatmam gerekiyorsa onları anlatıyordum. Ama arkadaşlarım çoğu kez benim anlattıklarımı ciddiye almadıklarını, bana inanmadıklarını belli ediyor hatta açıkça söylüyorlardı. Sonra bir gün, sendikamızın bir etkinliği vesilesiyle, aynı şeyleri televizyon kameralarına anlattım. Televizyon programını izleyen fabrika ve mahalle arkadaşlarımın tümü beni aradı. ‘Seni dikkatle dinledik, sana hak verdik, çok doğru söyledin, ne güzel anlattın, tam da bunların konuşulması lazım’ dediler. Onlara ‘ulan ben bunları size hep anlatıyordum. Şimdiye kadar söylediklerimden farklı bir şey mi söyledim? Keramet televizyonda mı sizin için?’ diye sordum. Mahcup oldular.”
UİD-DER’li işçiler olarak savaşa dikkat çektiğimizde “hani savaş nerede?” diyen işçiler bugün 9 yıldır Suriye’de yüzbinlerce insanın öldüğünü görüyorlar. AKP iktidarının işçilere saldırılarından bahsettiğimizde inanmayanlar bugün bu saldırıların etkilerini yaşıyorlar. Kriz var dediğimizde “ne krizi” diyenler “krizin faturası niye bize kesiliyor” diye tepki gösteriyorlar. Bugün “koronavirüs ekonomik çöküşün üzerini kapatmak için abartılıyor, asıl tehlike kapitalizmdir” dediğimizde şaşıranlar, yarın gerçeği tüm açıklığıyla görecekler. Yeter ki biz gölgeden canavarlara değil gerçeğin ışığına bakmaya devam edelim.
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...