Buradasınız
Sefaköy’de “Krize Karşı Mücadele”
Sefaköy’den bir inşaat işçisi
Pazar günü derneğimizin Sefaköy temsilciliğinde “Krize Karşı Mücadeleye” konulu bir seminer düzenledik. İşçi dostlarımızla birlikte, kriz dolayısıyla son birkaç yıldır daha da katmerleşen sorunlarımızla nasıl baş edeceğimizi konuştuk. Seminere çeşitli fabrikalardan ve sektörlerden işçi arkadaşlar katıldılar. Krizlerin işçi sınıfına etkilerini ve sonuçlarını tartıştık. Birçok işçi arkadaş söz alarak kendi fabrikasında ve işyerinde yaşadığı sorunları anlattı.
Matbaa sektöründe çalışan bir işçi arkadaşımız, 3 yıldır zam alamadıklarını ve 6 aydır da fazla mesailerinin ödenmediğini söyledi. Bir kargo şirketinde taşıma işçisi olarak çalışan bir diğer işçi arkadaşımız, işinin çok ağır olduğunu ve buna karşılık aldıkları ücretin çok düşük olduğunu anlattı. Kaldırdıkları yüklerden kaynaklı birçok işçinin meslek hastalığına yakalandığını da söyledi. Bütün fabrikalarda ve işyerlerinde işçiler üzerindeki baskıların ve çalışma koşullarının ağırlaştırıldığını bir kez daha görmüş olduk. Patronlar biz işçileri, krizi bahane ederek kolaylıkla işten atıyorlar. İnsana yakışır bir şekilde yaşayamıyoruz, çalışamıyoruz. Nedeni örgütsüz olmamızdır.
İlaç fabrikasında sendikalı olarak çalışan bir işçi arkadaşımız, kriz bahanesiyle patron tarafından işten atıldığını ve buna karşılık işçiler arasında dayanışmayı örgütlediğini anlattı. Bu kararlı duruş sayesinde işine geri döndüğünü aktardı. Makine kalıp işçisi olarak çalışan bir diğer işçi arkadaşımız, “işten atıldığımızda fabrikayı terk etmemeli, direnişe geçmeliyiz. Haklarımızı sonuna kadar savunmalıyız. Yoksa hiçbir kazanım elde edemeyiz” dedi.
Evet, kriz bahanesiyle patronlar tarafından milyonlarca işçi işinden atıldı ve aileleriyle birlikte açlığa mahkûm edildi. İşyerini terk etmeyen, direnişe ve greve çıkan işçilerin önemli bir bölümüyse haklarını aldılar ve almaya devam ediyorlar. Birçok işçi işine geri döndü. Fabrikalarda işyerlerinde örgütlenmeli, mücadele etmeliyiz. Krizin faturasını biz işçilere ödetmeye çalışan patronlara ödetmeliyiz.
Nimet Değil İllet!
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...