Buradasınız
Şemsiye Satan Yaşlı Amca, Bakmak ve Görmek
Kadıköy’den bir üniversite öğrencisi

Kimi zamanlar bir şeylerimizi kaybettiğimizde bakınıp dururuz ama gözümüzün önünde olsa bile aradığımız şeyi göremeyiz. Çünkü bakmak ile görmek aynı şey değildir. Görmek bir şeylerin farkına varabilmektir, bakmak ise sadece bakmak… Çoğu zaman bir yerlere yetişmeye çalıştığımız olur, hayat bizler için koşturmacadan ibarettir. Yolda dalgın dalgın yürürüz. Kafamız işyerimizle, okulumuzla, ailemizle meşgul olur. Etrafımıza bakarak yürürüz ama kimi zaman aslında bir şeyleri kaçırır, göremeyiz.
Ben de sizlerle, dalgın dalgın okula giderken yaşadığım bir olayı paylaşmak istedim. Hava yağmurluydu, üstgeçitte şemsiye satan 60 yaşlarında bir amca vardı. Yaşlı amca uzaktan gördüğüm kadarıyla iki tane genç adama yalvarıyordu. Yere çökmüş ve adamların ayağına kapanmıştı. Bunu görünce yüreğim cız etti ve bir o kadar da şaşırdım. Yanlarına gittim, benim dışımda bir iki kişi daha izliyordu bu durumu. Onlarca kişi ise bakıp yanımızdan hızlıca geçiyordu. Olaya şaşırdığım kadar insanların durumu görmemesine de şaşırmıştım. Amcanın adamlara “evime ekmek götürüyorum, çocuklarım var benim… Bir daha da satış yapmayacağım burada, almayın şemsiyelerimi…” dediğini duyduğumda, o iki adamın zabıta olduğunu anladım. Zabıtalar adamı azarlayıp duruyordu. Ben de sessiz kalamadım ve zabıtalara sesimi yükselttim. Israrla neden böyle yaptıklarını soruyor, amcayı rahat bırakmalarını söylüyordum. Bu sırada olayı izleyenlerden bir abla da hızlıca zabıtalardan çekip aldı şemsiyeleri… Diğer insanlar da “al git hadi çabuk” diyerek yerden topladıkları şemsiyeleri amcaya verdiler. Amca da topladığı şemsiyeleri ile hızlıca oradan ayrıldı.
Kapitalizm her gün insanlığa türlü acılar yaşatıyor. İnsanları birbirine karşı duyarsızlaştırıyor. İnsanlar örgütsüz olduğu için gün geçtikçe yalnızlaşıyor. Haksızlıklara tepki göstermeye korkar hale geliyor. Biz o gün orada sadece bakmakla kalmayıp yaşanan acıyı gören üç dört kişiydik. Azdık belki ama çabalarımız sonuç vermişti. Daha fazla insanın bakıp geçmemesi için, yaşanan acıları görmesi için sesimizi yükseltebildiğimiz kadar yükseltmeliyiz. Yalnız olmadığımızı bilmeli ve hep beraber sesimizi çıkartmalıyız. İşte o zaman bizleri açlığa, yoksulluğa mahkûm edenler de onların düzeninin korumalığına kalkışanlar da görecektir gücümüzü. Gerçekleri görerek ve haksızlıklara ses çıkararak yaşamalı ve birliğimize güç katmalıyız.
Ne Kadar Mücadele O Kadar Ekmek!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...