Buradasınız
SİNBO İşçilerin Kanını Emerek Büyüyor!
Söğütlüçeşme’den bir işçi
Birçok ülkeye ihracat yapan bir firmada olan SİNBO’da işçi olarak çalışıyorum. Patronun açgözlülüğüyle ve her geçen gün artan baskısıyla karşı karşıyayız. Patron ve onun yalaka tayfası çalışanlara adeta kan kusturuyor. Çalışma saatlerimiz 12-14 hatta yeri geldiğinde 24 saat oluyor. Cumartesi ve pazar dâhil olmak üzere zorunlu olarak mesailere bıraktırıyorlar. Mesailere kalmayanlar hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkartılıyor. Fazla mesai ücretlerimiz elden veriliyor, maaş bordolarımızı alamıyoruz. Telefon geldiğinde bin bir zorluklar altında cevap veriyoruz, eğilerek veya bir köşeye saklanarak konuşabiliyoruz, çünkü konuşmak yasak! Adamlar konuşanı gördüğü anda hemen uyarı yapıyorlar. Gerçi adam değiller ama bizlerden aldıkları cesaretle bu baskıyı uyguluyorlar. Tuvaletlere gitmek çok acil bir ihtiyaç olmadıkça yasak. Yemek saatimiz yarım saat ve bu bize yetmiyor, en azından 10 dakikamız yemek kuyruğunda geçiyor. Yediğimizden bir şey anlayamıyoruz. Zamanı daha iyi kullanmak için hızlı bir şekilde yemek yiyoruz.
Yaklaşık 600 kişinin çalıştığı bir fabrika burası ve bunun yarısından çoğu taşeron bir firmaya bağlı olarak çalıştırılıyor. Bu fabrikada her şey yetersiz durumda. Her yerde kuyruk var. Tuvaletler de dâhil olmak üzere. 12 saat içerisinde bir öğün yemek var, bu da bizi saat beşten sonrası için zorluyor. Çıkışlarda güvenlik üst araması, kadınlarda çanta araması yapmadan kimseyi çıkartmıyor. Bize hırsız muamelesi yapılıyor adeta.
Olumsuz birçok olayın yaşandığı bu fabrikada, birkaç örneği paylaşmak istiyorum. Fabrikada evli çiftler ve yakın akrabalıkları bulunan işçi arkadaşlarımız var. Bir arkadaşımızın eşi çalışırken ayağını burkuyor ve durumu sorumlulara bildiriyor. Bu duruma tamamen duyarsız kalındığını fark eden kadın işçi arkadaşımız eşine söylüyor ve bu arkadaş ilk olarak taşeron firmadan bir miktar avans istiyor ama firma vermiyor. Gidip SİNBO’nun yöneticilerinden istiyor, onlar da olumsuz yanıt veriyor. İşçi arkadaşımız bu olaya sinirlenerek “ben burada emek harcıyorum, eğer emeğimin karşılığı buysa ve biz insan yerine koyulmuyorsak burada çalışmamın bir anlamı yok” diyerek işten çıktı. Bir başka olay ise bantlarda çalışan bir kadın işçiyi birkaç saniyeliğine boşta gören patron o kadının hemen çıkışını verdi. Bu arkadaş bandın seri çalışanlarından birisi. O çıkarıldıktan sonra o tezgâha, aynı işi yaptırmak için tam üç kişi vermek zorunda kaldılar. Hızlı çalışsak da işimizden oluyoruz yavaş çalışsak da.
SİNBO patronu, biz işçilerin sırtından büyüyen, işçiye hiçbir değer vermeyen, ama kendi firmasını dört dörtlük gösteren ve tanıtan bir patron. Ucuz işçilikle daha çok kâr elde etmek isteyen ve Türkiye’de ve dünyada büyük bir marka olma hevesinde olan patron insanlığını kaybetmiş ve bunu da müdüründen tutun şeflere kadar benimsetmiş. Onlar da aldıkları mevkiden dolayı bizleri istediği şekilde ve istediği bölümlerde çalıştırıyorlar, çok kolayca işten çıkartma yetkisi verilmiş ve onların söylediklerini yapmayan veya direten olduğu takdirde işten çıkartıyorlar. İşte SİNBO’da durum bu.
Yaşadığımız sorunların hepsi olmasa da bir bölümünü sizinle paylaşmak istedim. Belki birçok fabrikada aynı sorunlar yaşanıyordur. Bunun böyle olmasının suçlusu biziz, biz! Elimizden alınan haklarımız için diretmedik. Hakaretlere karşı boynumuzu büktük. Biz bunları hak etmiyoruz, bizler emeğimize sahip çıkmalıyız. Bizlerin alınterini sömürenlere karşı birlik olmalıyız. Artık yeter deme olanaklarımızı oluşturmamız gerek, yoksa bu koşullar daha da kötü bir hal alacak. Onun için birlik olmalı ve bu baskılara karşı koymalıyız.
İlk Kez Tiyatroya Gittim
UİD-DER ve Rimaks Direnişi
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...