Buradasınız
Soda-Kromsan’da Derdin Dermanı Örgütlülüktür!
Mersin’den UİD-DER’li bir işçi

Mersin’i görenler, sahil şeridine baktıklarında bir kez daha anlarlar ki dört yanımız patronlarla çevrili bir sömürü adasında yaşıyoruz. Zira sahil şeridinin özellikle Adana’ya doğru olan doğu kısmı, limanla başlayıp irili ufaklı fabrikalar ve bu fabrikaların depolarıyla doludur. Bu şeritte on binlerce işçi çalışır. Ama sahil şeridinin tapusu patronların elinde olduğu için, Mersin’de binlerce işçi çocuğu vardır hayatında hiç deniz görmeyen!
İşçi sınıfını konu alan “Anadolu’dan Görünüm” programımızı burada kesip asıl meseleye gelecek olursak; bu sahil şeridinin en büyük fabrikalarından biri Soda-Kromsan Sanayi’dir. Soda ve Kromsan olarak iki kimya fabrikası barındıran bu büyük işletme, Mersin sahil şeridinde yaklaşık 5 kilometrelik bir alanda faaliyet gösteriyor. Bu işletmenin borsaya açıkladığı son 3 aylık kâr 85 milyon liradır.
Şehrin en büyük işletmeleri arasında yer alan Soda-Kromsan’da, Petrol-İş Sendikasında örgütlü işçilerin talep ettiği 350 lira zamma karşılık işveren 156 lira teklif etti. Bunun üzerine Mayısta 530 işçi greve çıktı. 48 günlük grevin sonucunda, Petrol-İş ve işveren 215 lirada anlaştı, grev sona erdi.
Grevden sonra iş başına dönen işçiler, her “muhterem” işverenin yaptığı rutin(!) zulümlerle karşılaştılar. Ünitelerin değiştirilmesi, yemek saatlerinin kısaltılması, güvercin pisliği temizletilmesi gibi keyfi zulümler karşısında işçilerin gösterdiği sabrı “takdir eden” işveren, “Bu kadar sabır ancak Eyüp Peygamber’de olur” diye düşünmüş olacak ki Soda’dan 5, Kromsan’dan 5 olmak üzere toplam 10 işçiyi işten çıkardı. Hem de tebligatta yazan şu gerekçeyle: “48 günlük yaptığınız grev süresince üretimimizin durması piyasada boşluğa neden olmuş, bu boşluğu yerli ve yabancı rakiplerimiz doldurmuştur. Biz de kapasite azalmasına gitmek zorundayız. Bu sebepten dolayı işinize son verilmiştir.”
Soda-Kromsan Sanayi’nin grev sonrası ilk üç ayda borsadaki kârının 36 milyon lira olduğunu bizzat işveren açıklamıştır. Son üç aylık kârı ise 85 milyon liradır. Buna karşılık genç bir işçinin maaşı 850 liradır. Pazarını kaybeden işveren kromik asitte promosyon yapmış ve bizler, “bir gün bir işe yarar nasılsa, evde bulunsun!” diyerek kapışmış, kuyruklarda saatlerce bekleyerek almış olacağız ki kâr oranları bu kadar yükselebilmiş. Biz yoksullar böyle kromikperver, sodakolik insanlar olmadığımıza göre bu kâr nedir ve bu kâra rağmen işçiler neden işten atılmışlardır? Şimdi bu eşitsiz kantarın iki ucuna da bakalım.
Kantarın yükte hafif payda ağır tarafını oluşturan patron; her sınıfdaşı gibi üzerine düşeni yapmış, başkaldıran kölelerine iyi bir ders vermeye kalkmıştır. Bu hepimizin her gün yaşadığı zulmün acı bir temsilidir.
Buna karşılık kantarın yükte ağır ücrette hafif tarafında bulunan işçiler, “sabah kartımdan dıt sesi gelmeyecek, fabrikadan içeri giremeyeceğim” stresini her gün yaşamaya başladılar. Kaç kişinin işten çıkarılacağıyla ilgili patron ve bilumum yalayanları tarafından çıkarılan dedikodular bir korku dalgası yaratmış durumda. Saldırıların bununla da kalmayacağını, mesai saatlerinden, hafta sonu tatiline kadar birçok haklarının tehlikede olduğunun farkındalar.
İşten atmalar olduğunda, sendikanın çabalarıyla, mesaisi biten işçilerin evlerine gitmeyip arkadaşları işe alınana kadar fabrikada beklemesi kararı çıktı ve UİD-DER’li işçiler olarak bizler de destek ziyaretinde bulunduk. Eylem bir gün sürdü.
850 lira maaş alan işçiler, kendi elleriyle ürettikleri ve kazandıkları milyonları gasp eden, işçileri son damlasına kadar sömürerek 3 ayda 85 milyon lira kâr yapan patrona karşı örgütlenme gününün geldiğini ve tek ses olmaları gerektiğini er geç anlamalılar. Yoksa her gün elleri titreyerek giriş kapısına kartlarını uzatacaklar, korkuyla “dıt” sesini bekleyeceklerdir ve korkuyla her denileni yapıp, her verilene razı olmak zorunda kalacaklardır. Ancak şunu iyi bilmeliyiz ki, örgütlenip tek ses olmadıkça “KORKUNUN ECELE FAYDASI YOKTUR!”
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....