Buradasınız
Şoför Abi Günaydın!
Avcılar’dan bir kadın işçi

Her toplumda olduğu gibi bizim yaşadığımız toplumda da çeşitli gelenekler, görenekler var. Bunlardan biri selamlaşmak ve hâl hatır sormaktır. Selamlaşma, iletişimi güçlendirir, toplumsal bir varlık olan insana kendini değerli hissettirir. Bir topluluğa girdiğimizde tanıyalım ya da tanımayalım selam verdiğimizde sıcak bir ortam oluşur.
Her sabah dolmuşla işe gidiyorum. Dolmuşa binince şoförün “günaydın” demesine karşılık, ben de “günaydın” dedim. Geçtim oturdum. Benden sonra binen öğrencilerden, işe giden işçilerden hiçbiri şoföre “size de günaydın” demedi. Belki de içlerinden şaşırdılar, sabah sabah kimsenin kimseye tahammülü yokken “bu adam neden günaydın diyor?” diye düşündüler. Herkesin birbirine bu kadar yabancılaştığı bir süreçte birileri normal davranınca insan şaşırıyor. Dolmuştan inince işe servisle gittiğim zamanlar geldi aklıma. Her sabah servise bindiğimde “günaydın”, akşam indiğimde de “iyi akşamlar” diyordum. İlk zamanlarda işçi arkadaşlarımdan ses çıkmıyordu. Hatta bana “sabah sabah bu kadar enerjiyi nereden buluyorsun?” diye soruyorlardı. Ben ısrarla bunu yaptıkça işçi arkadaşlarım da zamanla “günaydın” ve “iyi akşamlar” demeye başladılar. Üzerimize çöken yorgunluğu bir kenara koyup sohbet etmeye başlamıştık. Servis sohbetlerimiz birbirimizi tanımamıza ve kaynaşmamıza vesile olmuştu.
Tabii ki işçi sınıfı olarak zor süreçlerden geçiyoruz. Egemenler ekonomik yıkımın bedelini zaten yoksulluk içinde yaşayan biz milyonlara ödetiyor. Toplumu suni ayrımlarla bölüp, parçalayıp, kutuplaştırıyor egemenler. Oysa işçiler birlikte çalışıyor, birlikte üretiyor, tüm sorunları da birlikte yaşıyorlar. Yani işçinin işçiden başka dostu yoktur ve olamaz. İşçi sınıfının penceresinden bakmayı bilirsek işçilerin birlik içinde olmasının önemini görürüz. Böyle bakarsak gücümüzün farkında oluruz. Hepimiz bir selamı, bir güler yüzü ve sonra çok daha fazlasını hak ediyoruz. Unutmayalım birlik olmadan dirlik içinde olamayız.
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/