Buradasınız
Sosyal Mesafeye Değil, Bir Arada Olmaya İhtiyacımız Var!
Gebze’den bir öğrenci

Amerika’da yaşayan sağlık işçilerinden birisiydi Danni Askini. Taşınma durumundan dolayı işinden ayrılmış, yeni evine yerleştikten sonra yeniden bir iş aramaya başlamıştı. Bu süreçte göğüs ağrısı, nefes darlığı ve baş dönmesi gibi sağlık sorunları yaşamaya başlayınca tedavi olmak üzere hastaneye gitti. Doktor, bunun bir akciğer iltihaplanması olduğunu söyledi ve Danni’yi evine gönderdi.
Aradan geçen bir haftanın sonunda ateşinin tehlikeli bir biçimde yükselip düşmesi, ciğerleri çıkarırcasına öksürmeye başlaması üzerine Danni tekrardan bir acil polikliniğine başvurdu. Doktorları bunun mevsimsel bir grip olduğunu, ancak yine de bir test yapılması gerektiğini belirtip sonrasında dinlenmesi için evine gönderdiler. Üç gün sonra kesin tanı konulmuştu: Covid-19.
Danni henüz hastalığın şokunu atlatamamışken, hastane faturayı çıkarmıştı bile: tam 34 bin dolar! Bu süreçte işsiz olduğu için sağlık primleri yatırılmamıştı. Bu, daha tedavi aşamasına bile geçmeyen Danni için tüm masrafların cebinden ödenmesi demekti. Kendi de bir sağlık işçisi olan Danni, sosyal medyada paylaştığı gönderisinde o güne dek binlerce hasta ile bizzat ilgilendiğini ve bugün 30 dakikalık bir muayenenin faturasını ödemek için yıllarca çalışmak zorunda kalacağını yazdı. Gönderinin yüz binlerce kişi tarafından paylaşılması üzerine, bu olay Amerikan medyasına da taşındı. Özellikle gençlerin büyük tepkisine neden olan bu durum kapitalist sistemin ve onun dümenindeki ABD’nin gerçek yüzünü teşhir ediyor.
Rüyalar ülkesi denen ABD’de milyonlarca insan adeta kâbusu yaşıyor. Eğitim ve sağlık gibi hizmetlerin paralı hale getirildiği ülkede düzenli bir geliri olmayan milyonlarca insan bu temel haklardan yararlanamıyor. Amerikalı egemenler, göğüslerini şişirerek dünyanın en gelişmiş sağlık sistemine sahip olduklarını ilan ederken, eldeki veriler herhangi bir sağlık ve sosyal güvencesi olmayan insanların sayısının 30 milyonu aştığını gösteriyor. Bunun yanı sıra, sıradan bir işçinin sağlık primleri kapsamlı bir sağlık hizmeti almaya yetmiyor. Örneğin insandan insana bulaşan, gerekli müdahaleler yapılmadığı takdirde ölümle sonuçlanabilen Covid-19 virüsünün tedavisi için bir Amerikalı işçinin ortalama 10 bin dolardan fazla ödeme yapması gerekiyor.
“Eğer virüs kaptığınızı düşünüyorsanız, hastaneye gitmenizi değil evinize doktor çağırmanızı tavsiye ediyoruz” diyor, Amerikan Sağlık Bakanlığı. “Toplu taşıma araçlarını kullanmamanız virüsün çevrenize yayılmasını önemli ölçüde engelleyecektir” diye de ekliyor. İnsanlarla dalga geçer gibi yaptıkları bu açıklamalar insan sağlığında da konunun sınıfsal olduğunu gösteriyor. Milyonlarca insan hastane masraflarını ödeyemeyeceğini düşündüğü için test yaptırmaya bile yanaşmazken, hayatında toplu taşıma araçlarını bir kez olsun kullanmamış patronlar evlerine doktor çağırabiliyor. Amerikalı bilim insanları, sağlık hizmetlerinin ücretsiz hale getirilmemesi durumunda yakın gelecekte virüsün nüfusun yarısından fazlasına bulaşacağını öngörüyor.
Durum bizim ülkemizde de farklı değil. İnsanlara “evinizde kalın”, “sosyal mesafeyi koruyun” diyen yöneticiler her gün işe gitmek zorunda olan, dip dibe çalışan işçilerin sorunlarına hiçbir çözüm bulmuyor. Evde kaldığımız için zaten yüksek olan faturalarımız daha da yükselirken burada bir indirime gitmeyen yetkililer, faturalarınızı online olarak ödeyebilirsiniz diyebiliyor! Oysa sorun bizim faturalarımızı ne şekilde ödeyeceğimiz değil, onu ödeyebilecek paramızın olmamasıdır. Sermayeye gelince yüz milyarlık kaynağı tepside sunan egemenler, konu işçilerin yaşamsal taleplerine gelince bilindik nutukları atmaktan öteye geçmiyor.
Çünkü içinde yaşadığımız kapitalist sistem insanlığın çoğunu oluşturan emekçilerin değil, bir avuç sömürücü asalağın çıkarlarını koruyor. Öyle bir sistem ki, her şeyin önüne kârı koyuyor. Bu sistemde ekmek de, şeker de, ilaç da, mermi de, eğitim de, sağlık da kâr için üretiliyor. Zaten ekonomik krizin derinleştiği bu dönemde, patronlar virüsü bahane ederek işten atmalara, ücretsiz izinlere başvuruyor. Karşısında ne hükümeti ne de örgütlü işçileri bulan patronlar için bu virüs adeta Allah’ın bir lütfu oldu!
Korku ve panik dönemlerinde insanlar egemenlerin yalanlarına daha çok inanırlar. “Hepimiz aynı gemideyiz” yalanı emekçilere yutturulmak istenir. Bugün de “sosyal mesafeyi koruyun” gibi söylemler televizyonlarda sık sık tekrarlanıyor. Oysa bizim sosyal mesafeye değil, daha çok bir araya gelmeye ihtiyacımız var. Unutmamak gerekir ki doğal afetleri felaketlere dönüştürdüğü gibi, bir hastalığı da salgına dönüştüren bu sistemin kendisidir ve tüm bu hastalıklara karşı gücümüz ancak ve ancak birliğimizden gelir!
Suya Sabuna Dokunmak
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...
- Yeşiline sevdalandım/ Mavisine…/ Gülen gözlerinden süzülen ışıltıya/ Bir şiir/ Bir şiir yolumuzu açar belki
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...
- Geçtiğimiz günlerde acı bir kaybım oldu. Acımı sizinle de paylaşmak istedim. 22 yaşında, daha hayatının baharında olan kuzenim intihar etti. “Ne derdi vardı, annesi babası her dediğini yapıyordu” dedi kimileri. Kimisi “kız meselesidir” dedi.
- Rejimin 19 Mart saldırısının ardından Türkiye genelinde başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Beklemediği bir halk tepkisiyle karşılaşan rejim, gösterilerin daha da büyümesini engellemek ve bastırmak için her türlü baskı ve korkutma aracını...
- Sevgili işçi kardeşlerim, “Birlik olmak”, ezilenler için çok şey ifade eder. İşçi sınıfımıza yol gösteren önderlerimizin, büyüklerimizin öğütleri bize birlik olmadan güçlü olamayacağımızı hatırlatır.
- İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Ocak ayında bir rapor yayınladı. Rapora göre bugün dünyanın en zengin 10 kişisi günde ortalama 100 milyon dolar kazanıyor. Yani her 1 saniyede servetlerine 1157 dolar (mevcut kurla 42 bin lira)...
- İşsiz kalmak hepimiz için sorun. Bugün ülke genelinde 11,5 milyon kardeşimiz işsiz. Daha kötüsü bu işsizler ordusuna her gün içimizden binlerce insan ekleniyor. Kimisi emekliliğine gün sayıyor, kimisi evlilik hazırlıkları yapıyor, kimisi ilk...
- Rejimin 19 Martta başlattığı gözaltı saldırısının ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları ile birlikte aralarında İBB yöneticilerinin de olduğu çok sayıda isim tutuklandı, Şişli Belediyesine kayyum atandı. Başta...