Buradasınız
“Şu Ablanız Çok İyi Bir Dinleyicidir”
İzmir’den emekli bir işçi
Sevgili işçi kardeşlerim, mektubumun başlığındaki ifadeler şimdilerde sakallarında aklar artmış ve yaşının yarısından çoğunu sınıf temelinde örgütlü geçirmiş bir UİD-DER aktivistine aittir. İşaret ettiği diğer kişi de cevval bir UİD-DER aktivisti ve koca yürekli bir işçi anasıdır. İyi ki ikisi de on yıllardır iğneyle kuyu kazarcasına sınıf temelinde mücadele eden işçi büyüklerimizle karşılaşmış ve örgütlü mücadelemizde yerlerini almışlar.
Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası olmamız bir tesadüf neticesinde başlar. İşte o günlerde sınıf mücadelesi içerisinde çıraklığımız, stajyerliğimiz başlar. Aynı çalışmaya başladığımız mesleğimizde işi öğrenmeye ve kavramaya başladığımız gibi ilerler. Kendimizin hiç ayırdında olmadığımız yeteneklerimizi bizden evvel sınıfımızın mücadelesinde yer almış olanların tuttuğu aynadan görmeye başlarız. O yeteneğimizin ete kemiğe bürünmesi için de çıraklık, kalfalık ve ustalaşma süreçlerini yaşayarak deneyim ediniriz. Özcesi her birimiz kökü çok derinlerdeki bir çınar ağacının gövdesinden filizler olarak çıkıp birer dal oluveririz. Kimi dallarsa gövdeye yakınlıklarından ötürü daha çabuk gelişir.
Geleyim asıl anlatmak istediklerime. UİD-DER, 15-16 Haziran Genel Direnişinin 54. yılında adına yaraşır bir anma gerçekleştirmişti. Ben de o salonu dolduran ve yüreği mücadele için atan işçilerle aynı heyecanı yaşamıştım. Etkinlik sonrasında her yaştan UİD-DER’li işçilerin sohbetlerini dinlemek için masalarına vardım. Sohbetin başında olmadığım için konuyu yakalamaya çalışmıştım. Sohbetin konusunun “iyi bir dinleyici olabilmek” olduğunu anlamamı sağlayan şey, mücadelede pişmiş ve epeyce de yaş almış bir UİD-DER aktivistinin “işte bu ablanız çok iyi bir dinleyicidir. Ona anlatın” diye birini parmağıyla göstermesiydi. İşaret ettiği kadın konuşanları gerçekten de dikkatlice, tek sözü kaçırmamak için pürdikkat dinlemişti. Sonrasında kendisinin sınıf mücadelesiyle tanışmasını anlatmıştı kısaca. Ve sınıf temelinde özveriyle emek veren bilinçli birer işçi olabilmek için dinlemenin ne denli önemli olduğuna dair kısa örnekler anlatmıştı. İyi bir dinleyicinin aynı zamanda iyi bir konuşmacı ve iyi bir örgütçü olabileceğinden bahsetmişti. Son olarak sınıf temelinde örgütlü olan işçilerin ömürleri boyunca mutlu ve her daim umutlu olabileceğinin altını çizmişti.
Evet sevgili UİD-DER’li kardeşlerim, eminim UİD-DER ile yolunuzun kesişmesinden önceki ve sonraki halinize bakıp nasıl değişip dönüştüğünüzü görüyorsunuzdur. Önceki yaşantınızda hiç farkında olmadığınız yetenekleriniz açığa çıkmıştır. Şimdilerde ise her biriniz örgütlü mücadele içerisinde kendinizi geliştirmenin yanı sıra örgütsüz bir işçi kardeşimizin daha örgütlü mücadelede yerini alması için emek veriyorsunuz. Bazen örgütsüz olan işçi kardeşlerimize tepeden inme misali bildiğimiz, öğrendiğimiz her ne varsa art arda anlatmaya girişiriz. Yani bizim sınıf temelinde örgütlü ve sınıf bilinçli bir işçi olmamız için bize emek veren işçi büyüklerimizin izledikleri yöntemleri, yolları, iyi birer dinleyici olduklarını unutmuş gibi davranırız. Yani bu demektir ki bize verilen emekler zihnimizde, aklımızda, yüreğimizde tam olarak yer etmemiş. Yani hatalar yapmışız demektir. Sınıf temelinde ömürlerini işçi sınıfının örgütlü mücadelesine vakfeden işçi büyüklerimiz derler ya “iş yapan hata da yapar.” Örgütsüz bir işçi kardeşimizi daha örgütlü mücadelemize kazanmaya ve bu insan öğüten iğrenç kapitalist düzene karşı mücadeleye devam ediyoruz, edeceğiz. Örgütlü olmanın haklı onurunu, gururunu yaşamayı diğer tüm işçi kardeşlerimiz de bizim kadar hak ediyorlar.
- İktidar’ın “Vergide Adalet” Yalanı
- “Kenyalılar Bile” mi?
- Yangınlar da Sorumsuzluk da Aynı!
- Sağlıkta Talan, Hep Yalan Dolan!
- 1999’dan Bugüne Önlem Yok, Adalet Yok!
- “Şu Ablanız Çok İyi Bir Dinleyicidir”
- Patronların Saldırılarına İşçiler Mücadeleyle Cevap Veriyor
- Polonez İşçileri Genel Müdürlük Önünde Haykırdı
- Umudunu Kaybetme!
- İş Cinayetinde Ölen Zafer Açıkgözoğlu Anıldı
- Sorunlarımızın Kaynağı Göçmenler mi?
- İnşaat, Depo, Belediye İşçileri, Çiftçiler Mücadeleye Devam Ediyor
- Hatay’da Barınma Hakkı Mitingi
- Grevdeki Befesa İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Onların Kârı Bizim Hayatımızdan Değerli Olamaz
- Aydınlık Günleri Getirene Dek
- Kemal Türkler Kavgamızda Yaşıyor!
- Sendika Düşmanlığına, Ücret Gaspına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Kemal Türkler’i Anıyoruz, Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı Anlayışına Sahip Çıkıyoruz
- Örgütlü Olan Kazanır!
Son Eklenenler
- Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu Türk-İş, 20 Ağustosta Türkiye genelinde bölge temsilcilikleri önünde ve kent meydanlarında kitlesel basın açıklamaları gerçekleştirdi. Basın açıklamalarına Türk-İş’e bağlı sendikaların yöneticileri ve üyesi...
- Antep’te Akcanlar Tekstil’de vergi kesintileri ve 7’li vardiya sistemine geçilmesi nedeniyle 17 Ağustosta iş bırakan işçilerin direnişi sürüyor. CarrefourSA’nın İstanbul Esenyurt’ta bulunan deposunda 12 Ağustosta başlayan direniş devam ediyor....
- KESK ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa ve Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte “Sefalete Teslim Olmayacağız!” eylemleri gerçekleştirildi. Ankara ve İstanbul’daki...
- Siyasi iktidarın vergi politikası doğrudan emekçileri hedef alıyor. Hemen her şeye yapılan fahiş zamlar yetmiyormuş gibi bir de durmaksızın vergi ödemek zorunda bırakılıyoruz. Açlık sınırındaki ücretlerle geçim mücadelesi verenleri vergi rekortmeni...
- Dükkânda televizyon açıktı ve haber bülteninde “Kenya’da halk sokaklarda” haberi dönüyordü. O sırada içeri giren bir müşteri bir süre televizyona baktıktan sonra “Ya abi! Şu Kenyalılar bile sokağa çıkıyor, biz halen sesimizi çıkaramıyoruz” dedi ve...
- İzmir, Aydın, Bolu, Uşak, Manisa ve Karabük’te toplam 8 ayrı bölgede çıkan yangınlar nedeniyle ormanlar yine küle döndü. Günlerdir süren orman yangınları, müdahalenin de gecikmesiyle birlikte yerleşim yerlerine sıçradı; çok sayıda ev ve sanayi...
- “Sağlıkta dönüşüm” adı altında gerçekleştirilen saldırı politikalarının sonucu olarak sağlıkta özelleştirmenin önü alabildiğine açıldı. Zamanla kamu hastanelerinde verilen sağlık hizmeti niteliksiz ve yetersiz hale getirildi. Böylelikle iktidarın...
- 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden 25 yıl geçti. Marmara depremi bu toprakların gördüğü en büyük felaketlerden biriydi. Deprem kuşağında olduğu bilinen Türkiye’de egemenler yine emekçilerin canını hiçe saymıştı. ‘99 depremine kadar irili...
- UİD-DER, 15-16 Haziran Genel Direnişinin 54. yılında adına yaraşır bir anma gerçekleştirmişti. Ben de o salonu dolduran ve yüreği mücadele için atan işçilerle aynı heyecanı yaşamıştım. Etkinlik sonrasında her yaştan UİD-DER’li işçilerin sohbetlerini...
- Bursa’da Gemlik Gübre Sanayi A.Ş’de çalışan 6 işçi DİSK’e bağlı Lastik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atıldı. Lastik-İş Sendikası, işverenin işçilerin sendikalı çalışma hakkına saldırarak işçi atmasını ve içeride baskıyı arttırmasını...
- Polonez işçileri Çatalca’da sürdürdükleri direnişlerinin 28. gününde şirketin Ataşehir’deki Genel Müdürlüğü önünde düzenledikleri eylemle taleplerini bir kez daha haykırdılar.
- Bizim için bu filmin bir anlamı da filmi göçmen bir işçi arkadaşımızla beraber izlememiz oldu. Arkadaşımız filmde yalın bir dille anlatılan gerçeklerin benzerlerini yaşadığını aktardı. Filmdeki bir sahne önemliydi. Filmin ana karakterlerinden biri...
- Zafer Açıkgözoğlu, İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde taşeron olarak çalışan 26 yaşında gencecik bir işçiydi. Henüz 1 aylık işçi olduğu hastanede altyapı eksikliği yüzünden patlayan kanalizasyonda temizlik yapması istendi. İtiraz...