Buradasınız
Su Tasarrufu Çözüm mü?
Gebze’den bir petrokimya işçisi

İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem yaşandığını ve barajlarda doluluk oranının yüzde 33 seviyelerine kadar düştüğünü belirten İSKİ şu önerileri yaptı: “Mümkünse tuvalet rezervuarlarınızı daha küçük hacimlilerle değiştirin. Banyoda geçirdiğiniz süreyi 1 dakika kısaltın, yılda ortalama 16 ton suyu kurtarın. Duş esnasında sabunlanırken suyu açık bırakmayın. El ve yüz yıkarken ya da tıraş olurken musluğu açık bırakmayın. Musluk sürekli açık bir şekilde elinizi yıkarsanız suyun yüzde 75’inin boşa gittiğini unutmayın. Kombinin suyu ısıtmasını beklerken akan suyu bir kapta biriktirerek başka ihtiyaçlarınız için kullanın. Çamaşır ve bulaşık makinelerini tam doldurmadan çalıştırmayın. Bulaşıklarınızı elde değil makinede yıkayın, her yıkamada 110 litre suyun boşa harcanmasına engel olun. Çamaşırlarınızı elde değil makinede yıkayın, yılda ortalama 9 ton su tasarrufu sağlayın. Sebze ve meyveleri akan suda değil bir kap içinde yıkayın.”
Ormanları yok eden inşaat projeleri, yer altı ve yer üstü sularını kirleten sanayi atıkları, yer altı su kaynaklarını yok eden maden sahaları, doğaya, yaşama saygısı olmayan merkezi ve yerel yönetimler… Eğer su tasarrufundan bahsedilecekse önce dönüp hem siyasi iktidarın ve sermayenin hem yerel yönetimlerin hem de hizmet ettikleri şirketlerin rant uğruna doğayı nasıl talan ettiklerine bakmalıyız. Fakat onlar dikkatimizi bireysel su kullanım alışkanlıklarına vermemizi istiyorlar. Susuzluğun çözümünü tek tek insanların tasarrufuna indirgeyen bir algı oluşturmaya çalışıyorlar. Hâlbuki asıl çözüm doğayı tahrip eden, su kaynaklarını kirletip kurutan politikalardan vazgeçilmesidir. İstanbul gibi devasa şehirler adeta bir beton ormanı oldu. Bölgedeki toprağın betonla sıvanması, ormanların ve ağaçların rant uğruna yok edilmesi yağmurların azalması, şiddetli yağdığında seller oluşturması, suyun barajlarda depolanamaması anlamına gelir. Elbette suyu boşa harcamamalıyız fakat yağmuru ve barajları kurutan bireylerin kullanım alışkanlıkları değil sermaye sınıfıdır, sermayenin rant kapısı olmuş yönetim anlayışıdır.
Sadece İstanbul’da değil kapitalist egemenler dünyanın her yerinde yarattıkları doğa tahribatıyla geleceğimizi yok ediyorlar. Biz işçiler ancak sınıf olarak bir araya gelirsek, yıkıma sürüklenen doğamıza, yok edilen suyumuza, havamıza sahip çıkabiliriz. Mesela fabrikalarımızın iş güvenliği için olduğu gibi çevrenin korunması için de gerçek önlemler almasını sağlayabiliriz. Çalıştığımız ve yaşadığımız bölgelerin şirketler tarafından kirletilmesini engelleyebiliriz. Birlik bizim için su kadar, hava kadar gereklidir, suyumuzu havamızı korumanın tek yoludur. Gidecek başka dünyamız yok.
- İşsizliğe Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeledir!
- Hak Aramak Değil Grev Kırmak Vebaldir
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...