Buradasınız
Tanklar Koronavirüsü Önler mi?
Sefaköy’den bir işçi

Merhaba kardeşlerim. Neredeyse günün her saati konuşulan konu Covid-19! Salgından etkilenen ve ölen insanların sayıları adeta skorlar halinde gündemimize taşınıyor. İş öyle bir hal aldı ki hangi ülkeden kaç kişinin öldüğünü ve ülkemizdeki ölüm oranlarını konuşup sürekli kendi kendimize nasıl önlemler alırız diye sormaya başladık. Koronavirüs öcüsüyle korkuyu körükleyenler, öte yandan sinsi planlarını hayata geçirmeye başladılar bile!
Muazzam bir korku ve çaresizlik nakşediliyor zihinlerimize... Kıyamet senaryoları her dakika damarlarımızdan enjekte ediliyor. Toplumda öylesine garip bir ruh hali yaratıldı ki aynı işyerinde çalışanlar birbirlerine hastalıklı gözüyle bakmaya başladı. Dokunan yanar misali her şeyden, herkesten kaçar olduk. Evlerimize saklanmamız istendi. Gençlerin hastalıktan pek etkilenmemesi karşısında “kendiniz için değil büyükleriniz için korkmalısınız ve kendinizi izole etmelisiniz” tavrı gösterildi. Yine korkmamız, yine eve kapanıp saklanmamız istendi. Televizyonlar ve “meşhur uzmanlar” böyle buyurunca, hele bir de devlet büyüklerimiz işin içine girip, “elden bir şey gelmiyor, herkes kendisini korusun” deyince toplum bir anda arkasında ne var demeden büyük bir korku tüneline girmiş oldu. Bu şok bombardımanı örgütsüzlükle de birleşince insanların çoğu bu işin arkasında ne var diye sorgulamadı. Ani ve aşırı korku adeta şok etkisi yarattı ve korona öncesi günleri unuttuk.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde patlak veren kitlesel eylemleri ve isyanları unuttuk. Savaşları, göçleri, körüklenen ırkçılığı, kutuplaştırıcı politikaları, baskıları, yasakları unuttuk. İşsizliğin artışını, yoksulluktan siyanürle intihar eden aileleri, uçuk kiraları, daha saymadığımız onlarca kriz belirtisini korona şokundan dolayı unuttuk. Medyada ve işyerlerinde kapitalist sömürü sisteminin krizinden değil de korona krizi denilen bir krizden bahsedilir oldu. “Koronanın piyasaya etkileri” başlıklı haberler dolaşıma sokuldu. İşsizlik, enflasyon, borçlar, krediler, ücretsiz izinler, kapanan işyerleri ve daha nice sorun virüsün sırtına yükleniyor. Yani sanırsın korona ortada yokken hepimiz mutlu ve huzur içinde yaşıyorduk! Sanırsın bangır bangır geliyorum diyen bir kriz ortada yoktu, her şey güllük gülistanlıktı!
Oysa biz UİD-DER’li işçiler çok iyi biliyoruz ki yaşanan kriz korona krizi değil bariz bir şekilde kapitalizmin krizidir. Bunu sadece biz örgütlü işçiler mi biliyoruz? Elbette hayır! Bu krizin kapitalizmin çürümüşlüğünden kaynaklı olduğunu en iyi burjuvazi, yani patronlar sınıfı biliyor. Bu nedenle krizi kendi sınıfları için en zararsız hale getirmeye çalışıyorlar. Ekonomik krizi atlatmak isteyen sömürü düzeninin sahipleri, yıllardır planladıkları ne varsa birer birer hayata geçirmeye başladılar. Hazır işçileri korku tüneline itmişken saldırılara girişen egemenler salgına karşı önlem alıyoruz ayağına dümenler çevirmeye başladılar.
Örneğin ABD’de ordu tanklarla şehirlere indi. Bildiğimiz koca koca tankları zerre kadar virüsü vurmak için şehre indirmediler herhalde! Söz konusu sermayenin çıkarları olunca her türlü çılgınlığı yapacaklarından kuşkumuz yok ama orduyu virüs avlamak için kullanmayacaklarına eminiz. Macaristan’ın tek adamı Orban “korona tehlikesini” savuşturmak için mi olağanüstü yetkiler istedi parlamentodan? Gelelim Hindistan’a… Yakın geçmişte Hindistan’da 200 milyonluk, 250 milyonluk işçi grevleri yaşandı. Her bir grev bir öncekinden daha kitlesel geçti. Şimdi bu ülkede de 3 hafta sokağa çıkma yasağı ilan edildi. İnanan varsa sebep koronavirüs!Ya Fransa’nın Makron’una ne demeli? Uzunca süredir gittiği her yerde işçiler tarafından etrafı sarılıyordu, ancak polis eşliğinde evine gidebiliyordu. İşçi sınıfının öfkesinden geceleri uyuyamayan Makron, koronavirüs açıklamasında; “savaştayız kimse evinden çıkmasın” dedi. Amacı işçiler arasındaki bağları koparmak, aylardır süren grev dalgasını baltalamak ve fırsattan istifade bir türlü hayata geçiremediği emeklilik yasasını kaşla göz arasında yürürlüğe koymaktı.
İspanya, İtalya, Belçika, Sırbistan, Irak, İran, Sudan, Tunus, Fransa, Hindistan, ABD, Şili, Kolombiya ve daha niceleri… Pek çok ülkede devreye sokulan olağanüstü önlemlerin koronavirüs ile ilgili olduğuna inanmıyoruz. Bu ülkelerin her birinde son yıllarda dalgalar halinde yükselen işçi mücadeleleri vardı. Şurası kesin; koronayı fırsat bilip sokaklara asker yığan sermaye sınıfının korktuğu bir şey var. Huzurlarını kaçıran bir şeyler var. Korktukları işçi sınıfının ayak sesleridir. O sesler ki ABD’den Çin’e, Rusya’dan Şili’ye, Fransa’dan Irak’a, Sudan’dan Cezayir’e işçilerin değişim arzusunun sesidir. O ses Şili’de, “örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez” diye yükselirken İran’da, “kahrolsun diktatörlük” diye yankılanır. Sudan’da milyonlarca kadın emekçi, “mermi öldürmez, sessizlik öldürür” diye mücadeleye çağırır. Yılların diktatörleri alaşağı edilir. Egemenlerin olağanüstü uygulamaları işçi sınıfını ilelebet mücadele yolundan alıkoyamaz! Dünyaya huzur da sağlık da birleşip mücadele eden işçilerle gelecek, sömürü ve baskı ortadan kalkacak! Buna inanıyoruz. Yaşasın egemenlerin yalanlarına kanmayıp mücadele eden işçi sınıfı! Yaşasın örgülü mücadelemiz. Yaşasın mücadeleyi büyüten işçiler! Yaşasın bizi egemenlerin yalanlara karşı bağışıklı, sinsi tuzaklarına karşı uyanık kılan örgütlülüğümüz!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın yüzde 16’lık sefalet zammı dayatmasına karşı 26 Haziranda Türkiye genelinde yarım gün iş bıraktı. Türkiye Sağlık-İş Sendikasına...
- İspanya’nın güneyinde bulunan sanayi kenti Cadiz’de yaklaşık 30 bin metal işçisi grevde. 18-19 Haziranda 2 günlük grevlerinin ardından talepleri karşılanmayan işçiler 23 Hazirandan bu yana süresiz grevdeler. CCOO ve UGT sendikalarına üye işçiler,...
- Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar...
- Yozgat Sorgun’da, 71 yaşındaki Selami Şimşek dede, çalıştığı inşaatın 6. katından düşerek yaşamını yitirdi. Akla ilk şu soru geliyor: “71 yaşındaki bir dedenin evinde torununu sevmek yerine, ne işi var inşaatın 6. katında?”
- Umutlarım, hayallerim, sevdalarım Sığmıyor ceketimin cebine Bunca zamandır ket vurulmuş umutlarıma Bunca zamandır kafeste tutulmuş ruhum, nefesim, aklım Sığar mı bu düzene gencim, yaşlım
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası taban maaş talebi, iş güvencesi ve özlük hakları için yıllardır yürüttükleri mücadelenin devamı olarak 25 Haziranda İstanbul Kadıköy’de bulunan sendika genel merkezi önünden Ankara’ya Milli Eğitim Bakanlığına...
- 24 Haziranda Demir Yol-İş, Yol-İş, Türkiye Sağlık-İş, TES-İş, Koop-İş, Tez Koop-İş, Türkiye Sağlık-İş, Genel Maden-İş, Türk Harb-İş, Şeker-İş sendikalarına üye işçiler İstanbul’dan Adana’ya, İzmir’den Hakkâri’ye il ve bölge temsilciliklerinin olduğu...
- Aile hekimliği sisteminde Kasım 2024 tarihi itibariyle yürürlüğe giren “Eziyet Yönetmeliği”nin insan ve toplum sağlığını riske atacak bir diğer uygulaması da geçici koruma statüsündeki mültecilerin ve göçmenlerin aile hekimliklerindeki kayıtlarının...
- İsrail devletinin 13 Haziranda İran’a saldırmasıyla birlikte emperyalist savaşın alevleri, hızla yayılmaya devam ediyor. Bu savaşın arkasındaki güç olan ABD, 22 Haziranda İran’daki üç nükleer tesisi bombalayarak yangını daha da büyüttü. Emperyalist...
- İtalya’da SI Cobas, USB, FISI ve FLAI gibi sendikaların silahlanmaya ve savaşa karşı seferberlik çağrısına kulak veren on binlerce işçi greve gitti. 20 Haziranda “Silahları bırak, maaşları arttır!” sloganıyla taşımacılık ve ulaşım başta olmak üzere...