İşyerlerinden

Her geçen gün ömrümüzden bir parça daha çalan fabrika, yıllardır biz işçileri değirmen gibi öğütüyor. Bu kez de sıra çalıştığım bölümdeki arkadaşımdaydı. Makineye bakım yaparken parmağını makineye kaptırarak kaybetti.

Çoğu zaman işyerlerimizde arkadaşlarımızla şakalaşırız. Ama bazen bu şakalar iş arkadaşımıza zarar verir ya da bizim de hayatımızı karartır.

Patronlar sınıfı kendi çıkarını bizlerin yani işçi sınıfının da çıkarı gibi göstermeyi çok iyi biliyor.

Tuzla tersanelerinde işçiler ölüyor sapır sapır. Onca ölümden sonra Çalışma Bakanı Faruk Çelik bir gün çıkıp geliyor Tuzla tersanelerine; “önlemler yerinde, her türlü önlem alınmış” diyor, su serptiğini düşünerek meraklıların içine.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin gündemine bomba gibi bir olay düştü. Maytap atölyesinde patlama olmuş ve işyeri ve çevresi deprem yerine dönmüştü. Bu görüntünün yanında en önemlisi de ölenler ve ağır yaralıların durumuydu.

Merhaba dostlar. Ben Gebze’den bir metal işçisiyim, memleketten geleli iki yıl oldu. Geldiğimin üçüncü gününde bir fabrikada işbaşı yaptım. Daha önceden işçilik deneyimim yoktu.

Patronlar sınıfının durmak bilmeyen saldırıları devam ediyor. Metin Turan’ın ve Cevat Toy’un ardından şimdi de Mikail Kavak’ı iş cinayetine kurban verdik. Yine şeytan üçgenine dönen Tuzla tersaneler bölgesinde. Ama bu üçgen gemileri değil o gemileri üreten işçi kardeşlerimizi içine alıp en korkunç...

Ben 3000’in üzerinde işçinin olduğu bir metal fabrikasında çalışmaktayım. Çalıştığım fabrikada tanık olduğum ibretlik olaylardan bahsetmek istiyorum. Fabrikada çalışanların 1000’i taşeronlara bağlı olarak çalışıyor. Yani bu bin işçi arkadaş, 30’a yakın taşeron firmaya dağıtılmış durumda. Birçoğu...