Buradasınız
“Tekel İşçileri Sanki Hazırmışçasına…”
15-16 Haziran 1970’te sadece DİSK üyesi işçiler yürümedi. DİSK’in patronlar sınıfı tarafından kapatılmak istenmesi, Türk-İş üyesi binlerce işçi tarafından da “sınıfa yönelik saldırı” olarak değerlendiriliyordu. Bu işçilerden biri, Tekel işçisi Ahmet Sarıcan anlatıyor:
Ben Ahmet Sarıcan, Tekel’in Cevizli Fabrikası’na 1969 yılında tornacı olarak işe girdim. Fabrikada kendilerini “İdealistler” diye adlandıran küçük ama etkili bir grubun varlığını fark edince ben de aralarına katıldım. Gruptakiler, üretimin bizzat içinde yer alan ve işyerinde sevilen kişilerdi. Hedefimiz DİSK’e geçmekti. Bunun için bir çalışma yürütmeye başladık.
Ben o dönemde aynı zamanda Kartal’daki İstanbul Bölgesi İşçiler Birliği’nde de yer alıyordum, Yönetim Kurulu üyesiydim. Birlik’te çalışmaları Harun Karadeniz yürütüyordu. Harun, öğrenci gençlik mücadelesi içinde yetişmiş dönemin önemli gençlik liderlerindendi. O yıllarda genç bir sosyalist olarak tecrübesizdim. Harun’un benim üzerimde çok emeği vardı. Ondan sol üzerine çok şey öğrendim. DİSK’in 15 Haziran için eylem kararını duyunca Kartal Yakacık yolunda bulunan İşçi Birliği lokalinde bir toplantı yaptık. 14 Haziran akşamındaki toplantıda dönemin önemli fabrikalarından Singer ve Silvan Sanayii fabrikalarından ve daha sonra kapanan Kartal Mühendislik Sanayii adlı bir fabrikadan işçiler vardı. Tekel’den üç-dört kişi toplantıdaydı. Yönetim Kurulu’nda bu fabrikalardan işçiler bulunuyordu. Toplantıda “Biz ne yapmalıyız? Üzerimize düşen nedir?” diye görüş alışverişinde bulunduk. Yarın sabah fabrikalarda mı durmalı yoksa yola mı çıkmalı diye tartıştık.
DİSK’in aldığı kararın çok önemli olduğunun bilincindeydik. Bu kararın daha ileri taşınmasını ve sokaklara çıkmamız gerektiğini düşünüyorduk. Fabrikalarda kalmayı yetersiz görüyorduk.
Arçelik’ten Bekir Belovacıklı, Çayırova tarafındaki işçilerin toplanıp Kartal tarafına doğru yürümesi gerektiğini söyledi. Biz de aynı görüşteydik.
Maden-İş, Singer ve Silvan Sanayii’nde çok güçlüydü. Mühendislik Sanayii’nde de bilinçli arkadaşlar vardı. Biz diğer arkadaşlara “siz eğer üç fabrikanın işçilerini toplayıp Tugay Yolu’ndan Tekel’in önüne getirirseniz, bizim işçiler dışarı çıkmaya itiraz etmez, gönülden katılır” dedik. Tekel işçisini heyecanlandıracak ve güven verecek bir şeyler olması lazımdı. Üç fabrikanın işçisi Tekel’in önüne gelemezse bizim İdealistler Grubu’nun gücü, işçiyi yürüyüşe taşımaya yetmeyecekti çünkü…
Birden Siren Çaldı
Tekel’de 4 bini üretimde çalışan toplam 6 bin işçi vardı. Kadın işçiler çoğunluktaydı. İşçiler Türk-İş’e bağlı Tek-Gıda-İş Sendikası üyesiydiler.
Direniş sabah saatlerinde Silvan’da başladı. Peşinden Singer, peşinden Mühendislik Sanayii işçileri yürüyüşe katıldı. İşçiler Tekel’in önüne geldi. Kapı üretim binasından epey uzakta olduğu için biz olanları göremedik. Nizamiye’de güvenlik gelenlere mani olmak istemiş ama birkaç cam kırılınca pes etmiş.
Birden fabrikanın sirenleri çalınca biz durumu anladık. Bütün işçilerle birlikte bahçeye çıktık. Bu arada İdealistler Grubu’ndan Bahtiyar Kuru ve Mehmet Mıhlacı, araçların üstüne çıkıp konuşmaya başladı. Bu arkadaşlar fabrikada tanınan, işçi üzerinde etkili kişilerdi.
Domuzdan Post, Patrondan Dost Olmaz
Konuşmalar sonrası bir potansiyel oluştu ve alkışlarla yürüme kararı alındı. İşçiler sanki hazırmışçasına birden yola çıktı. Cevizli’den Kartal’a doğru ana cadde üzerinde yürümeye başladık. Müthiş bir görünüm vardı. Kadın işçiler önlükleriyle yürümeye başlamıştı. Bir süre sonra ayakkabılarını ellerine alarak çıplak ayakla yürüdüler. Hava çok sıcaktı.
Yürüyüşte her kafadan bir ses çıkıyor, sloganlar atılıyordu. Orada ürettiğimiz sloganlarla bağırıyorduk. “İşçiler Birleşin” ve “İşçiler El Ele Genel Greve” en çok kullanılan sloganlar arasındaydı. O gün duyduğum “Domuzdan Post, Patrondan Dost Olmaz” sloganı hala aklımdadır.
O yıllarda yakınlarının yolsuzluğu nedeniyle yıpranan Demirel’i eleştiren sloganlar da yaygındı. Yürüdükçe katılımlar oluyordu.
Tekel’in katılımı, Anadolu Yakası’ndaki yürüyüşün seyri üzerinde etkili hatta belirleyici oldu.
Yürüyüş sırasında Haymak önündeki olaylar biraz kendiliğinden gelişti. İşçiler Haymak önüne gelince güvenlikçiler engel olmak istemiş. Ben görmedim ama işçilere silah çekildiğini duydum. Bunun üzerine işçiler idari bölümü tahrip etti, koltukları dışarı attı. Üretim araçlarına ve fabrikaya dokunulmadı. Birinci gün dağılırken “Yürüyüş yarın devam edecek” sözü ağızdan ağza yayılıyordu.
Kaynak: Derinden Gelen Kökler
Dayanışma!
“Kadın İşçiler Tankların Üzerinde”
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması’nın 200. sayısı yayımlandı. Heyecanlıyız, mutluyuz, gururluyuz. UİD-DER’in aylık yayını olan İşçi Dayanışması’nın her sayısında haberin kaynağından yazanına, yazıları kaleme alanından kontrolünü yapana, tasarımından baskısına,...
- Kasım ayı boyunca İstanbul ve İzmir’in ilçe belediyelerinde TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması nedeniyle grevler yaşandı. İstanbul’da Hizmet-İş’in örgütlü olduğu Bayrampaşa ile Genel-İş’in örgütlü olduğu Ataşehir, Kadıköy ve Maltepe...
- Güney Kore’de sıkıyönetim ilan etme girişiminin ardından devlet başkanının azledilmesine yönelik önerge 14 Aralıkta mecliste kabul edildi. Devlet başkanı Yoon Suk Yeol görevinden uzaklaştırıldı. Başkent Seul ve diğer şehirlerde önergenin görüşüldüğü...
- Çalıştığım işyerinde bazı işçi arkadaşlarım aldıkları düşük ücretin sebebinin yaptıkları işten kaynaklandığını, daha iyi maaş alabilecekleri bölümlere, görevlere veya mesleklere gelerek maddi sorunlarının çözüleceğini düşünüyorlar. Bu yolla hem iş...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 19 Aralıkta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde, DİSK’in 2025 yılı için belirlenecek asgari ücrete dair görüş ve önerilerini içeren bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasına DİSK...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası kademeli grev kararı almıştı. 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin...
- Son zamanlarda her şey pahalanırken işçi ve emekçilerin hayatının ne kadar ucuzladığını hep birlikte görüyoruz. İzmir’de bir anne 5 çocuğunun üzerine kapıyı kilitleyip işe çıktığında, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında 1 ilâ 5 yaşındaki...
- Filistin’de bir yıldır süren savaşta 43 binden fazla insan katledildi. Sokaklarda çocukların sesleri yankılanırken şimdi bombaların gürültüsü ve sessiz çığlıklar yankılanıyor. Peki, Filistin’de bu kahredici savaşın tek sorumlusu Siyonist İsrail...
- Merhaba arkadaşlar. Geçtiğimiz günlerde gerek kamuda gerekse de özel sektörde çalışan, farklı sendikalara üye doktor, hemşire, tıbbi sekreter, temizlik işçisi, paramedik, ATT gibi sağlık emekçileri olarak bir araya geldik. UİD-DER’de daha önce...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta GE Grid...
- 17 Temmuzdan bu yana direnişte olan Polonez işçileri, taleplerinin karşılanmaması üzerine Ankara’ya yürüme kararı aldılar. 7 Aralıkta “Anayasal Hak Yürüyüşü” başlattılar. İstanbul’da Çatalca ve Kartal’da, Kocaeli’de Gebze’de önlerine dikilen polis...
- Sendikalı oldukları için işten atılan ve 5 aydır işlerine sendikalı olarak dönmek için mücadele eden Polonez işçileri, tüm yasaklara, baskılara, karalamalara rağmen mücadeleden vazgeçmiyor. İşçiler direnişlerinin 146. gününde Çatalca’dan Ankara’ya “...
- Sermaye sınıfının tatlı kârları uğruna işçileri sefalete, kölelik koşullarına mahkûm etmek isteyen siyasi iktidarsa MESS’e bağlı fabrikalarda bir kez daha “erteleme” adı altında grev yasağı ilan etti.