Buradasınız
Dayanışma!
Ankara’dan bir işçi-öğrenci

Dünyanın diğer memleketlerindeki sınıf kardeşleri gibi, Türkiye işçi sınıfı da mücadelelerle dolu bir tarih yaratmıştır. Sömürüye ve zulme karşı verilen bu onurlu mücadelede geçmiş işçi kuşakları bize pek çok miras bırakmıştır. “Grev” diyerek dişleriyle tırnaklarıyla mücadele eden Kavel işçileri, “üreten biziz yöneten de biz olacağız” diyen Alpagut işçileri, “zincirleri kıra kıra patronların kafasına vura vura” direnen 15-16 Haziran direnişçileri ve daha niceleri... Tüm bu tarihsel mirasta ortak olan şey dayanışmadır. İşçi sınıfı dayanışma sayesinde patronlara diz çöktürmüştür. Çünkü işçi dayanışması mücadeleye güç katar, onu besler ve büyütür.
Egemenler bunu bildiklerinden sınıf dayanışmasından ölesiye korkarlar. Öyle ki işçilerin birliği patronlar sınıfı için Azrail’in “selamünaleyküm” demesi gibidir. İşçileri kutuplaştırmak için türlü yollara başvurmalarının nedeni de bu korkudur. Peki egemenlerin işçileri düşmanlaştıran sesini ilk defa mı işitiyoruz? Elbette hayır. Geçmişte de işçileri düşmanlaştırmak için her yolu denemişlerdi. Mesela patronlar aynı fabrikada çalışanların farklı mahallelerden olmasını bile işçileri kutuplaştırmak için kullanıyorlardı. 60’lı ve 70’li yıllarda patronların bu kutuplaştırma zehrine karşı işçilerin güçlü bir panzehiri vardı: Sınıf dayanışması. “Hak verilmez alınır” diyerek birleşen işçiler ne ırk ne cinsiyet, ne parti ne memleket, ne şu ne bu tanıyordu. Onları birleştiren tek şey işçi olmaları ve haklı olmalarıydı. İşçi sınıfı, egemenlerin dayattığı bütün yapay ayrımları reddediyor, sadece kendi sınıf kimliğini kuşanıyordu. Derinden Gelen Kökler kitabında yer alan bir hatırada, 15-16 Haziran günlerinde işçilerin yapay ayrımlara karşı geliştirdiği mücadeleci tutum anlatılıyor. Otoyol Fabrikası işçisi Abidin Açan 15-16 Haziran ile ilgili anılarını şöyle anlatıyor:
“Maltepe’de Koç’a ait otobüs ve treyler üreten Otoyol fabrikasında pres operatörü olarak çalışıyordum. Fabrikamızda Türk-İş ya da DİSK’te olmayan, Bağımsız Otomobil-İş Sendikası üyeleri vardı…16’sı sabahı çevre fabrikalardan birçok işçi toplu halde bizim fabrikaya geldiler. Hep birlikte fabrikadan çıktık. O grupla birlikte 500 kadar kişi Tekel’e yürüdük… Fabrikada bana Adnan Menderes propagandası yapan bir işçiyi bir ara en önde gördüm. Ona ‘senin burada ne işin var?’ dediğimde ‘O iş ayrı, bu iş ayrı’ dedi.”
15- 16 Haziran Direnişi’nin üzerinden 49 yıl geçti. Ne yazık ki o yılların direngen havası bugün yerini korku ve örgütsüzlüğe bırakmış durumda. Pek çok işyerinde sırf farklı partilere oy verdiği için birbirine düşman olan işçiler var. Oysa yoksulluğumuz bizi Türk-Kürt, Alevi-Sünni, AKP’li, CHP’li diye ayırmıyor. Kıdem tazminatımızı gasp ederlerken “bizim partiye oy verenlerin kıdemine dokunmayalım” demiyorlar. Direnişçi ağabeyimizin anılarında aktardığı gibi, bizim işimiz iliklerimize dek bizi sömürenlerin sözcülüğünü yapmak değildir. Hele hele haksızlıklara boyun eğip aynı tezgâhta çalıştığımız işçi kardeşimize egemenlerin yalanları uğruna aslan kesilmek bizim işimiz hiç olamaz. 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi işimizin ne olduğunu bize gösteriyor. İşçiler sınıf kimliklerini kuşanıp kavga meydanlarını doldurduğunda patronların korkudan İstanbul’dan kaçtıkları günleri unutmadık. Bugün de egemenlerin dayattığı yapay ayrımları reddedip sınıf kimliğimizi kuşanmaktan başka yolumuz yok.
YAŞASIN 15-16 HAZİRAN BÜYÜK İŞÇİ DİRENİŞİ!
YAŞASIN İŞÇİ DAYANIŞMASI!
- Gelenekten Geleceğe: 53. Yılında 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi
- Tanıklıklarla İki Büyük Günün, Güven ve Cesaretin Hikâyesi
- İşçileri Davar Sürüsü mü Zannediyorlar?
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Çınar Ağacının Kökleri Gibi Sağlam
- Kendi Tarihini Hafızana Kazı!
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 50. Yılında Gelenekten Geleceğe!
Son Eklenenler
- İsrail’in 7 Ekimden bu yana Gazze’de sürdürdüğü kesintisiz saldırılarda çoğu çocuk ve kadın, 14 bin 500’den fazla insan katledildi. Evler, okullar, hastaneler, yaşam alanları yok edildi. Bu vahşete sessiz kalmayan farklı ülkelerden işçi ve emekçiler...
- Amazon işçileri, teknoloji devi şirketin 30 yıllık tarihinde en büyük greve imza attılar. Doğu Avrupa ülkesi Çekya’da sağlık, sosyal hizmet, eğitim, otomotiv, metal, gıda, enerji, ulaşım ve daha birçok sektörden yaklaşık 1 milyon işçi 27 Kasımda...
- Sendikalı oldukları için hakları ödenmeden işten atılan Agrobay işçileri İzmir Bergama Kent Meydanında çatıya çıkarak bir kez daha seslerini duyurdular. Urfa’da Özak Tekstilde bir kadın işçi Öz İplik-İş’ten istifa ederek BİRTEK-SEN’e üye olduğu için...
- Pahalılık ve zamlar nedeniyle adeta insan olduğumuzu unuttuk. Eğlenmek, dışarı çıkmak, eş dostla vakit geçirmek, bir yerlere gidip yeni insanlarla tanışmak gibi sosyal aktiviteler lüks oldu. Temel ihtiyaçlarımıza bile yetişemez durumdayız....
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününde kadınlar pek çok kentte meydanlarda buluştular, yürüyüşler düzenlediler, fabrika ve grev çadırlarında açıklamalar gerçekleştirdiler. Kadınlar eylemlerde “savaşa, şiddete, yoksulluğa...
- Çalışma koşulları yıpratıcı, omuzlarındaki yük ağır metal işçilerinin. Ücretlerini belirleyen MESS grup toplu iş sözleşmeleri metal işçileri için çok önemli. Fakat tek başına metal işkolunda çalışanları mı ilgilendiriyor bu sözleşme? Biz petrokimya...
- Patronların kâr hırsıyla iş güvenliği önlemlerini almamaları yüzünden işçiler madenlerde, inşaatlarda, tersanelerde, fabrikalarda, yollarda canından oluyor. Siyasi iktidar maden patronlarına ekonomik teşvikler verip olur olmaz her yere maden...
- Bu pahalılıkta Davut Abiyi neden misafir etmek istediğimizi size bir önceki mektubumda anlatmıştım. Hafta sonunu iple çektik. Eşimin çalıştığı işyerinden arkadaşı Davut Abiyi sonunda misafir ettik. Kapı çaldı ve ailecek kapıda karşıladık Davut Abiyi...
- MESS’e bağlı fabrikalarda çalışan metal işçileri, TMMOB Mimarlar Odası işçileri, İzmir Çiğli Belediyesi işçileri, İzmir DEÜ Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi inşaatında çalışan işçiler, Yalova Gürdesan Gemi Makinaları’na bağlı taşeronlarda...
- Türkiye’de yoksulluk derinleşiyor, işsizlik artıyor, çıkışsızlık duygusu büyüyor. Ülkeyi yönetenlerin yoksulluğumuzun üstünü örtmek ve bizleri aldatmak için söyledikleri yalanlar ve algıları çarpıtmak için giriştikleri oyunlar da bir o kadar büyüyor...
- İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları 7 Ekimden bu yana devam ediyor. Hastaneler, okullar, evler bombalanıyor. Hergün onlarca, yüzlerce Filistinli kadın, çocuk, genç, yaşlı katlediliyor. Bugüne kadar hayatını kaybedenlerin sayısı 14 bini aştı....
- Gazze’de Geçici Ateşkes, Dünya Meydanlarında Yükselen Ses: Savaşa Hayır! Kalıcı Ateşkes Hemen Şimdi!İsrail’in 7 Ekimden bu yana Gazze Şeridi’nde sürdürdüğü kesintisiz saldırıları karşısında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler Filistin halkıyla dayanışma gösterileri ve kitlesel eylemler düzenliyor. Emperyalist savaş karşıtı sloganlarla...
- Zamanın birinde Cemal adında biri varmış. Cemal Amasya’da yaşar, büyük bir ahşap oyma ve desen atölyesinde çalışırmış. Cemal işine çok düşkünmüş, patronu 24 saat çalış dese gık demez, diyenleri de nankörlükle itham edermiş. Onun için patronu, eli...