Buradasınız
Termikel’de Angarya Dayatması
Ankara Sincan Organize Sanayiden bir işçi
Bugün dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesinde de patronlar hiçbir engelle karşılaşmadan azgın sömürü koşullarını işçilere dayatıyorlar. Bir işçi havzası olan Sincan Organize Bölgesinde Türk Metal dışında örgütlü başka bir sendika yok. Türk Metal’in olduğu yerlerde de, işçilerin yararına bir örgütlülük olmadığı için bu fabrikalarda örgütlü işçiler var demek doğru olmaz. Sendikal örgütlülüğün olmaması Sincan Organize Sanayide işçilerin tamamen patronun insafına kalmalarına neden oluyor. Patronlar işçileri düşük ücretlere, diledikleri kadar çalıştırıyorlar. Termikel fabrikasında da durum farklı değil.
Bir yıl önce fabrikada işçilere verilen içme suyunun sağlıksızlığıyla başlayan sıkıntı, bugün patronun kriz bahanesiyle işçileri sürekli birer aylık ücretsiz izne çıkarmasına kadar ilerledi. Önce “bardaklarınızı tezgâhlara bırakıyorsunuz” bahanesiyle günde 3 kere olan çay saati kaldırıldı ve üretimi düzgün yaparsanız size şark köşesi bile yaparım vaatleri verilmeye başlandı patron tarafından. Sonra üretimi tamamlanmış, sevkiyatı yapılmış ürünler geri gelmeye başladı bozuk olduğu için. Bu durumdan da işçiler sorumlu tutuldular. Oysa işçiler üretim müdürlerinin verdikleri malzemelerle ve onların söyledikleri şekilde yapmışlardı üretimi. Fakat müdürler tarafından işçiler beceriksizlikle, düzensiz çalışmakla suçlandılar ve maalesef büyük çoğunluğu bunun kendi hatalarından kaynaklandığına inandı. Sonra “işler iyi gitmiyor, kriz var, yeni sipariş alamıyoruz” diyerek işçileri ücretsiz izne çıkardılar. Ve dediler ki, “sizi işe ne zaman çağıracağımız belli olmaz, bu 2 aya da çıkabilir 3 aya da, ona göre düşünün, isteyen tazminatını alıp gidebilir”.
Örgütsüz olan işçiler bu duruma boyun eğdiler, bazıları tazminatını alıp gitti, bir kısmı da ücretsiz izni kabul etti. Sonrasında üretilen hatalı mallar geri dönünce işçiler geri çağrıldı, fakat ücret alamadıkları günlerde ne yiyip içtikleri patronun umurunda değildi tabii. Her gün kâbuslar yaşatan “ya çağırmazlarsa, ne zaman çağıracaklar” soruları da cabası.
Patronların çok iyi bildiği bir şey vardır; işçi bir kere boyun eğerse patron saldırının dozunu giderek daha da arttırır. Termikel’de de aynısı yaşandı ve geri çağırılan işçiler “ürünlerin hatalı olması sizin suçunuz” denerek ücretsiz çalışmaya çağrılmaya başlandı. Patron, başta gönüllü çalışma dediği bu ücretsiz çalışmaları sonradan zorunlu ücretsiz çalışmaya çevirdi. Pek çok işçi bu duruma boyun eğdi ama iki farklı birimde bu duruma karşı çıkan, bu dayatmaya boyun eğmeyen işçiler de oldu ve onlar ücretsiz çalıştırılamadılar. Bir birimdeki 5-10 işçinin bir araya gelmesi bile patronu durdurmaya yetti. Demek ki fabrikadaki işçi arkadaşlar korkmadan bir araya gelebilseler, çay saatlerini, izin haklarını, fazla mesai ücreti haklarını da alabilirler. Ama tüm bunları yapabilmeleri için önce bir araya gelebilmeleri gerekiyor. Tıpkı Sincan Organizedeki ve dünyanın diğer işçi havzalarındaki işçi kardeşlerimiz gibi.
Mücadele Okulundan Geçmek
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
- İyi ki Varsın UİD-DER
- Her Şeyin İçinde ve Her Şeyin Dışındayız
- Her Şey Karşıtıyla Vardır
- Çocuklar Öldürülmesin Şeker de Yiyebilsinler
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...