Türkiye “İş Gücüne Dâhil Olmayan Nüfus” Oranında da Avrupa Birincisi!

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi Eurostat, 22 Haziran 2021’de “İşgücü dışındakilerin payı 2020’de yükseldi” isimli bir rapor yayımladı. DİSK Araştırma Merkezinin analiz ettiği rapora göre, Covid-19 salgını döneminde 15-64 yaş arası işgücüne dâhil olmayan nüfus tüm dünyada arttı. Türkiye, Avrupa ülkeleri içinde işgücüne dâhil olmayan nüfusun en fazla olduğu ülke oldu.

İşgücüne dâhil olmayan nüfus istihdamda olmayan veya iş aramayan çalışma çağındaki nüfusu ifade ediyor. Bu kişiler eğitim/öğretimde olan, mevsimlik çalışan, ev işleriyle meşgul olan, emekli, çalışamaz halde olan veya çalışabilir halde olup iş bulmaktan ümidini yitirenlerle iş aramıyor olanlar olarak sıralanıyor. İşgücüne dâhil olmayanlar işsizlik verileri içinde de yer almıyor.

AB ülkelerinde 15-64 yaş arası işgücüne dâhil olmayan nüfusun oranı 2019 ve 2020 arasında 0,5 puan artarak 2020’de yüzde 27,1 oldu. Türkiye’de bu oran 1 yılda 3,5 puan artarak yüzde 45,1 oldu. DİSK-AR’ın analizine göre, “Türkiye’de Covid-19 döneminde işgücüne dâhil olmayan nüfus ciddi bir artış gösterdi. Özellikle son yıllarda artış eğiliminde olan ümitsizleri de içinde bulunduran iş aramayıp çalışmaya hazır olanların sayısında devasa bir yükseliş söz konusu. Türkiye’de iş aramayıp çalışmaya hazır olanların (ümitsiz ve diğer) sayısı son bir yılda yüzde 84,8 artarak 2020’de 4 milyon 219 bin kişi oldu.”

Eurostat raporunda, ekonomik kriz ve bununla birleşen Covid-19 salgınında emekçi kadınların daha fazla işsiz kaldığı görülüyor. AB ülkelerinin ortalamasında 15-64 yaş arası işgücüne dâhil olmayan kadınların oranı yüzde 32,3. Türkiye’de bu oran 2019’da yüzde 61,1, 2020’de ise yüzde 65. Avrupa’daki tüm ülkelerde kadınlarda işgücüne dâhil olmayanların oranı genel ortalamadan çok daha yüksek. Türkiye’de ise rakamlar Avrupa’nın iki katı. Son yıllarda hem emekçi kadınların daha fazla toplumsal yaşamda yer alma isteği hem de genel işçi ücretlerinin düşmesiyle emekçi kadınlar daha fazla iş arıyor fakat kapitalist sistem onlara ancak daha fazla işsizlik sunabiliyor.

Kapitalizmin efendileri bundan yaklaşık bir buçuk yıl önce Covid-19’u pandemi ilan ettiler. Böylece dünyada ekonomik dengeleri alt üst eden ekonomik krizin daha da büyüteceği işsizlik ve yoksulluk dalgasına sağlam bir gerekçe buldular. 2018 ve 2019’da meydanlara dökülen kitleleri geçici bir süre için de olsa sindirdiler ve krizin etkisiyle daha da büyüyebilecek isyanların önünü kesmek istediler ama başaramadılar. Kapitalizmin kendi kurumlarının ortaya çıkardığı istatistikler, dahası emekçilerin yaşamlarında derinden hissettikleri yoksulluk kapitalizmin Covid-19 barutunun da tükendiğini gösteriyor. Türkiye gibi baskıcı rejimlerle yönetilen ülkelerde krizin etkisi daha ağır yaşanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu rakamlara bin bir manipülasyonla takla attırıp “her şey yolunda” algısı yaratmaya çalışsa da aslında gerçek ortadadır. Bu gerçek eninde sonunda işçi sınıfı tarafından kapitalistlerin suratına çarpılacaktır.