Buradasınız
UİD-DER’liler Ankara’da “Çevreyi Kirletti”!
Ankara’dan UİD-DER’li bir işçi
Selam dostlar, 1 Mayıs afişleri geldi haberine neden bu kadar çok sevindiğimi, coşkulandığımı paylaşayım istedim sizlerle. Ben her yıl aynı coşkuyu yaşıyorum. 1 Mayıs yaklaşırken hazırlanmaya başladık; toplantılar, şenlikler yaparak.
Geriye dönüp baktığımda zaten 1 yıldır örgütlenme mücadelemize devam etmişiz. Şimdi 1 Mayıs’ta alanlarda birleşik ve kitlesel olarak acil taleplerimizi haykıracağız.
Kostikler hazırlandı, afişler rulolarından çıkarıldı. UİD-DER önlük ve şapkalarımızı giyerek çıktık elimizde kostik kovası ve fırçalarla Tuzluçayır cadde ve sokaklarına. Boyu uzun olmanın bir tek burada yararı oluyor sanki. Erişilemeyen yerlerde fırçayı hemen veriyorlar, “yapıştır, boyun uzun” diyerek. İnsanlar durup bakıyorlar, korkuyla değil ilgiyle izliyorlar. Görevli arkadaşlar sohbet edip 1 Mayıs'ı anlatıyorlar.
Biz de meraklanmaya başlamıştık nerede kaldılar diye ya, hemen “emniyet güçleri” damladılar. Çevreyi kirletiyormuşuz! Sömürüye, baskılara karşı, haklarımızı almak, işçi sınıfının büyük gücünü dünyanın bütün egemenlerine göstermek onlar için çevre kirliliği.
Afişlemeye devam, sokaklar, caddeler, alanlar... Sabah bildiri dağıtılacak. Otobüslere, minibüslere, servislere işe gitmek için koşuşturan, durakta bekleyen işçilere bildirileri verirken “fabrikalardan alanlara” sloganımızı haykırıyoruz.
İşyerlerinden dönen işçilere Akşam Sincan’da bildiri dağıtımı. Ardından afişleme. Sabah Sincan organize sanayi işçilerine bildiri dağıtımı. Bildiri almayanlar biraz canımızı sıkmıyor değil hani. 124 yıllık 1 Mayıs mücadele geleneğimizi daha fazla anlatmalı, örgütlü gücümüzü yükseltmeliyiz diye düşünüyoruz.
Sincan’da daha net çıkıyor karşımıza sermayenin korkusu. Polisi, belediyesi, sivili resmisi UİD-DER’lilerin peşinde. Ama inat ediyoruz 1 Mayıs’ta alanlara çağırmak için emekçileri.
Akşam OSTİM Organizedeyiz. Gece 4 saat uyuma zamanı. Herkes yorgun olmalı. Ama belirtisi bile yok. İlk günkü canlılıkla metrodan çıkan, metroya giden, duraklarda bekleyen OSTİM emekçilerine bildirilerimizi veriyoruz. Bültenimizi anlatıyoruz. 1 Mayıs’ın önemini dile getiriyoruz. En çok kaygılandığım ise hem yürüyüp hem bildiriyi okuyan işçi kardeşlerimin bir yerlere takılıp düşmeleri!
Diğer yandan 1 Mayıs’a katılacakları kesinleştirmek için toplantılar yapıyoruz, evlere işyerlerine gidiyoruz.
Biz Ankara’dan UİD-DER’liler böyle çalıştık 1 Mayıs’a. Şimdi heyecan içinde egemenlere gücümüzü göstereceğimiz, taleplerimizi haykıracağımız, dostlarımızla olacağımız 1 Mayıs 2010’u bekliyoruz.
Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği!
Yaşasın 1 Mayıs!
Duvarları Afişlerimizle Donatıyoruz
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...