Buradasınız
UİD-DER Karanlıktan Çıkış Kapımız
İzmit’ten genç bir işçi

İnsanlarla sohbet etmeyi çok sevmeme rağmen, yaptığım iş gereği ciddi görünmek ve insanlarla konuşmayı en az seviyede tutmak zorundayım. Şu an güvenlik danışmanlığı yapıyorum. Ama yalnızca işverenine ait olman isteniyor. Sadece işverenin çizdiği sınırlar içerisinde hareket etmen gerekiyor. Çünkü sana para veriyor ya, seni tüm benliğinle satın almak istiyor. Oysa ben sınıf öğretmenliği yapmak isterdim. Geleceğe güzel çocuklar yetiştirmek isterdim. Hayatı yalnızca ders çalışmaktan ibaret görmesinler isterdim. Hayata katkı sağlayan, etrafındaki insanlara karşı sorumluluk duyan çocuklar yetişsin isterdim.
20 yaşına girip burada çalışmaya başlayana kadar, bireyciliğin insana nasıl zarar verdiğinin farkında değildim. Mesela imkânları farklı olan iki insan, aynı sınavlarda yarıştırılıyor. Yardımlaşma, dayanışma unutuluyor. Oysa yanımdaki işçi de benimle aynı sorunları yaşıyor. Yan yana gelsek ve patrona karşı birlikte hareket etsek, o zaman patron da istediği gibi hareket edemez. Biz de işe giderken, “benim orada dayanışma içinde olduğum arkadaşlarım var, biz birlikte başarabiliriz” diye yola çıkarız. Bizi patronlar karşısında en zor duruma düşüren şey, tam da bunun eksikliği bence. Oysa yan yana gelsek çok güçlüyüz.
Bugün kiralar asgari ücretle eşitlenmek üzere. Ben 10 bin lira maaş alsam bile geçinmek yine çok zor olacak. Çünkü her şeyin fiyatı uçuşa geçti. Ben işimden kaynaklı, gelen zamları, giderleri biliyorum. Örneğin, sadece bir okul servisi ücreti 1500 lira. Asgari ücretle çalışan anne-baba bu fiyatları nasıl ödesin, nasıl yaşasın? Aldığım ücretle geçinemiyorum. İhtiyaçlarım var mesela, almam gerekiyor. Ama almam için en az üç ay para biriktirmem lazım. Çünkü ekonomi çok kötü.
Ama yine de yarınlardan umutluyum. Umutsuz yaşanmaz çünkü. Bize biçilen yaşamda aydınlık bir şey görünmüyor. Ama UİD-DER’li işçiler olduğu sürece, umudumuzu kaybetmemizin imkânı yok. Çünkü UİD-DER’in bize her zaman bir çıkış kapısı göstereceğine inanıyorum. Birlik, beraberlik içinde olduğumuz sürece, birbirimize bu umudu verebiliriz. Her yer karanlık ama o karanlıktan çıkış kapısı UİD-DER. UİD-DER’li gençlerin başlattığı kampanyayı ben çok güzel bir davet olarak anladım. Ve kesinlikle sizinle yan yana olup her çalışmaya katılmak istiyorum.
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
- “Bir Daha Asla” Demek İçin Kapitalizme Karşı Mücadeleye!
- Asen Metal’de İş Cinayeti: Sendika Düşmanlığı İş Cinayetine Yol Açtı!
- Ev Sahibi ve Misafirin Çilesi
- Şantiyelerde, Fabrikalarda, Tersanelerde İş Cinayetleri Devam Ediyor!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Kemal Türkler ve Unutulmaması Gereken Bir Dönem
- “Yeşil Bursa”ya Ne Oldu?
- Ormana Girişleri Yasaklamak mıdır Önlem?
- “İki Aydır Bizim Eve Et Girmiyor”
- Sarıyer Belediyesi İşçilerinin Grevi Devam Ediyor
- UMUT’tan Yumruk Albümü: Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- Küresel Haklar Endeksi: Türkiye İşçiler İçin En Kötü 10 Ülke Arasında!
- Sağlık Emekçilerinin Sabrı Taştı!
- Dr. Ekrem Karakaya’nın Katili Kim?
- DİSK: “TÜİK Gerçekleri Açıkla, Ekmeğimizle Oynama!”
- Kapitalizmin Girdabından Ancak Örgütlü Olursak Kurtuluruz
- Sağlıkta Sorunlar Büyüyor!
- Hendek Katliamında Hayatını Kaybeden İşçiler Anıldı
- Sivas Katliamının 29. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı
Son Eklenenler
- Nedir grev/direniş çadırı? Üzerine düşünmeden cevap verirsek, bir muşamba ve muşambaları ayakta tutan birkaç tahta direk... Fakat bunun ötesinde bir anlama sahiptir grev ve direniş çadırları. Elbette işçiler bu çadırı öncelikle kendilerini güneşten...
- Onlar komşumuz, iş arkadaşımız. Aynı mahallede, aynı sokakta yaşıyoruz; aynı işyerlerinde çalışıyoruz. Ama kim olduklarının, adlarının, geçmişlerinin bir önemi yok. Onlar mülteci, onlar göçmen… Türkiye’de Suriyeliler, Afganlar”, Amerika’da “...
- Son dönemde dünya genelinde internet ve sosyal medyada yoğun rağbet gören bir teori var, karınca teorisi. Bu teorinin ne kadar bilimsel olduğu tartışmalıdır ama anlatı siyasal ve toplumsal alanla kesiştiği için ilgi görmektedir. Anlatı şöyle: “Gidin...
- En yakın akrabalardan işyerlerimizdeki işçi arkadaşlarımıza dek çevremizdeki insanların sözlerine kulak verdiğimizde, deryada yaşayıp deryadan bihaber olduklarını anlarız. Sıcağı sıcağına canlarını yakan ekmek fiyatının iki katına çıkmasını bile...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, işverenden ücretlerinin iyileştirilmesini talep etmiş fakat işveren bu talebi geri çevirerek...
- İstanbul Tuzla’da faaliyet gösteren ETF Tekstil fabrikasının patronu fabrikayı kapatacağını duyurup ilk etapta 30 işçiyi işten atmış işçilere ihbar tazminatını ödemeyeceğini, kıdem tazminatının ise yüzde 70’ini ödeyeceğini duyurmuştu. İşçiler işten...
- Türkiye’de neredeyse yüzde 200’e varan enflasyon ücretleri her geçen gün eritirken işçilerin tepkisi de giderek artıyor. Her gün bir fabrikada, şantiyede, lojistik deposunda işçilerin mücadelesi başlıyor.
- Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı...
- “Bir zaman makinesi olsa ve mesela üç yüz yıl öncesine gidebilsek bugünün dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşırdık.” Böyle başlıyordu İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında Emekçi Kadın köşemiz. Gelin geçmişe yolculuğumuzu sürdürelim....
- Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım karınca kararınca. Bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.” Böyle diyordu işçi sınıfının yazarlarından...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler. Ancak Standart Profil yönetimi işçilerin bu...
- 1980’lerde İngiltere’de kadın bir başbakan iktidardaydı, adı da Margaret Thatcher’dı. Bu kadın başbakan emekten, işçiden, toplumdan yana ne varsa ona düşmandı. İngiltere’deki işçiler ona “süt hırsızı” derlerdi. Çünkü daha henüz Eğitim ve Bilim...
- Bir yere baktığımızda gördüklerimize bir daha dönüp bakarsanız mutlaka dikkatinizi çeken bir şey vardır. Ben de bir yere baktım ve dikkatimi bir manzara çekti. Bu manzaranın iki ayrı hikâyesi var. Burası benim ikamet ettiğim mahalledir. Kocaman olan...