Buradasınız
Umut Taşıdığın Her Yerde!
Bahçelievler’den bir sağlık işçisi
Uzun çalışma saatleri, krizle beraber iyice eriyen ücretler, iş cinayetleri, işsizlik, televizyonlardan izlediğimiz cinnet haberleri… Bu sistem yaşamlarımızı çekilmez kılıyor, umutlarımızı bir cenderenin içinde yok ediyor. Hele ki tek adam rejiminde tek bir sözle yasaklanan grevler, krizden kaynaklı iflas eden işyerleri, ücretleri ödenmeyen işçiler, işsizler ordusuna her gün eklenen yüzlerce yüz. Sorunlarımız saymakla bitmez. Bu karanlık tabloya rağmen örgütlü işçiler umutlarını asla kaybetmezler ve yaşadıkları her yere taşırlar bu umudu.
Kaldığım apartman 12 dairelik eski bir bina. Apartmanda yaşayanların bir kısmı işçi, bir kısmı da fabrikalardan emekli. Dolayısıyla bizi bir araya getirecek önemli bir ortaklığımız var. Yaklaşık 6 yıldır bu binada yaşıyorum. İlk üç sene boyunca birbirimize sadece selam verirdik. Sonra meşhur apartman toplantılarına ben de katılmaya başladım. Toplantılara çoğunlukla kadınlar katılıyordu. İlk toplantıdan sonra birbirimizle kaynaşmaya başladık. Sonra “gün” yapmaya başladık. Hemen gülmeyin, bu “gün”ler sıradan, dedikodu günleri değil; sorunlarımızı konuştuğumuz, Türkiye gündemini tartıştığımız toplanmalar. Ayrıca bu kadar farklı yörenin kadınlarını kardeşleştiren anlamlı adımlar. Geçen hafta benim evimde bir araya geldik. Herkes evlerinde yaptığı keki-böreğini alıp heyecanla içeri girdi, çünkü o gün farklı olarak film izleme kararı almıştık. Daha öncesinde de filmle ilgili kısaca konuşmuştuk. Tavşankanı çaylar eşliğinde “Brukman Kadınları” belgeselini izlemeye başladık.
Belgeselde Arjantin’de yaşanan 2001 krizi ve Brukman fabrikasına el koyup üretimin yönetimini ellerine alan kadınlar anlatılıyordu. Belgeselde olaylar geliştikçe tabi yorumlar da yapılmaya başlandı. “Kız biz sokağa çıksak hemen gaz, cop, Tomalarla bizi linç ederler.” Bir diğeri “tek başına olmaz o iş, hep birlikte yapmak lazım.” Belgeseldeki polis müdahalesini görünce “bak oradaki polisler de patronu koruyor.” Tekstil işçisi bir abla: “Aslında patronlara gerek yok ki. Ben yıllardır çalışıyorum daha patronumu bir kez görmedim. Zaten bak patron olmayınca da üretime devam edilebiliyor.” Ve belgesel bitince çayları tazeleyip, güzel bir sohbete başladık. Bir süre işyerlerimizde yaşadığımız sorunlarımızdan bahsettik. Ekonomik kriz ve hayat pahalılığından örnekler üzerinden epeyce konuştuk. Brukman Kadınları karanlıkta bir ışık oldu biz kadınlara. Saatler su gibi akıp geçmişti. Bir başka günde görüşme dilekleriyle herkes evine dağıldı.
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...