Buradasınız
Uzayan Çalışma Saatleri ve Kaybolan Yaşamlar
İkitelli’den bir çorap işçisi
Biz işçiler gece-gündüz demeden çalışırız. Gün akşam olur biz yine çalışırız. Hangimiz görebiliyor güneşin batışını? Gün aydınlanır biz yine çalışırız. Hangimiz görebiliyor güneşin doğuşunu? Bizi fabrikalara saatlerce bağlayan çalışma saatleri yüzünden hangimiz dışarıdaki güzellikleri doyasıya yaşayabiliyoruz ki?
Pazartesiden Pazara kadar biz işçiler gecemizi gündüzümüze katar, yine çalışırız. Bu kapitalist düzenin içinde uzayan çalışma saatlerinden ne kadar az uyuyup ne kadar çok çalıştığımızı fark edemeyiz çoğu zaman. Ya da patronlara ne kadar çok kazandırdığımızı mı demeliyiz? Bizler o fabrikalardaki makinelerin birer parçası haline getiriliyoruz, o makineler hiç susmaz, hiç durmaz. Birileri sadece oturduğu yerden saltanatlarını sürdürürken, bizler bu sömürü düzeninin sürmesine, ürettiğimiz her şeyin üzerine birilerinin yan gelip yatmasına daha ne kadar izin vereceğiz?
Görmüyor muyuz bu sistem bizi ne hale getiriyor? Hiçbirimizin birbirinden haberi yok. Yanı başımızda çalışan işçi arkadaşlarımızın halini hatırını soruyor muyuz hiç, bunu yapabiliyor muyuz? Her şey işe gidip o işe başını gömerek, sağa sola kulağını tıkayarak, etrafa, her şeye, haksızlıklara, bu sisteme duyarsız kalarak yaşamaktan mı ibaret gerçekten? Elbette hayır kardeşlerim.
Şu günlerde fabrikada arkadaşlarımızla her şeye zam geldiğinden konuşuyorduk, kiramıza, faturalarımıza, sebzeden meyveye kadar. Bir işçi arkadaşımla aynı şeyleri söylüyorduk. Şu bizim 5 senedir kıt kanaat geçinmeye çalıştığımız asgari ücrete neden adam gibi bir zam yapılmıyordu? 5 senedir aynı maaşa çalışılır mı demeyin. Bu sistem var oldukça, biz ses çıkarmadıkça elimizde ne var ne yoksa kaybetmeye mahkûm olacağız. Oysa saatlerce çalışıyoruz değil mi, zamanımızın çoğunu işyerlerimizde geçiriyoruz, elimize geçen nedir? Yine bitmeyen yoksulluk. Bu kadar çok üretimin ve bolluğun içinde yoksulluğu, açlığı yaşatan bu düzeni, bu patronların düzenini ortadan kaldırmak için mücadele etmeliyiz. Bunu bu düzenin içinde boğulmaya yüz tutmuş biri olmak istemeyen biri olarak haykırıyorum.
Her yerde hazır ve nazır
Aydınlı TOKi’ye Stant Kurduk
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...