Buradasınız
Yaşamak Ne Güzel Şey!
Altınşehir’den bir işçi
Geçenlerde UİD-DER Sefaköy temsilciliği olarak çok güzel bir günde, çok güzel bir piknik organizasyonu yaptık.
Piknik için seçilen ormanlık alan da bir o kadar güzeldi. Sabah daha önceden belirlenen toplanma yerlerinde buluşarak, servislerle piknik yapacağımız alana doğru yola çıktık. Servislerle yola çıkmıştık fakat bu servis her sabah beni fabrikaya götürsün diye bindiğim servis değildi, bu anlamda çok mutluydum.
Ormana geldiğimizde gökyüzündeki güneş de ağır ağır tepemizde yükseliyordu. Sonra biraz gezintinin ardından görevli arkadaşlarımızın hazırladığı kahvaltı sofrasına oturduk. İnanın arkadaşlar, o sabah yaptığımız kahvaltıda içtiğim çayın tadı her zamankinden çok daha güzeldi. Kahvaltıdan sonra birçok oyun oynadık, diğer sektörlerde çalışan işçi arkadaşlarla bol bol sohbet etme şansımız oldu. Hakikaten günümüz çok coşkulu geçiyordu. Hayatımda güneşin batmasını istemediğim sayılı günlerden birisi de buydu.
Sonra çok güzel bir öğle yemeğinin ardından derneğimizin müzik-şiir ekibinin hazırladığı müzik ve şiir dinletisine başladık. İşçi sınıfının ozanları olan Nazım Hikmet Ran ve Ahmed Arif’i de anmış olduk. Sırayla sahneye çıkan arkadaşlar, her iki şairimizin yazdığı işçi sınıfını anlatan o çok güzel şiirleri okudular. O gün aslında yaşamanın ne kadar keyifli olabileceğini tekrar öğrendim.
Hatta o ara şiir okuyan arkadaşlardan birisi sahneye çıktı ve Nazım ustanın mükemmel şiirlerinden bir tanesini seslendirdi. Bu şiir, o günü ve gelecekte bizi bekleyen böylesine güzel günleri anlatmaya yetiyordu:
…ve insanlar ellerini
korkmadan
düşünmeden
birbirlerinin ellerine bırakarak
yıldızlara bakarak:
- "Yaşamak ne güzel şey!"
diyecekler;
bir insan gözü gibi derin
bir salkım üzüm gibi serin
bir ferah
bir rahat
bir işitilmemiş şarkı söyleyecekler...
Hiçbir ağaç
böyle harikulâde bir yemiş vermemiş
olacaktır.
Ve en vadedici
bir yaz gecesi bile
böyle sesler,
böyle inanılmaz renklerle
sabaha ermemiş olacaktır…
Bu şiir heyecanımı ikiye katlamıştı, ne güzel de özetlemişti her şeyi Nazım usta… İnadına mutlu olabilmek ve iştahlı bir mücadele vermek, en doğru olandı. Aslında hayatın içinde o kadar sıkıntı olmasına rağmen, eğer bizler örgütlü olarak yaşar ve mücadele edersek, güzel günleri yaratmak ve sürekli mutlu olabilmek bizlerin elinde olacaktır.
Yazmaktan Nefret Ederdim
Son Eklenenler
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...