Buradasınız
Bir İşçi Arkadaşımızın Evinde Bir Araya Geldik!
Gazi Mahallesinden kadın tekstil işçileri
Merhaba dostlar. Ben tekstil sektöründe çalışan bir işçiyim. Geçtiğimiz günlerde tekstil işçileri olarak bir arkadaşımızın evinde toplandık. Hoşbeşten sonra yemeklerimizi yedik. Sonrasında ise çayımızın eşliğinde sohbet etmeye başladık. Herkes kendi işyerinde yaşadığı sorunlarından bahsetmeye başladı. Arkadaşlarımızın ikisinin en büyük şikâyeti işyerinde saat başı sayılı iş vermeleriydi. Bu durumun işçileri çok yıprattığını, işçiler arasında rekabeti ve bencilliği artırdığını söylediler. İstenilen iş sayısını çıkartamayanlara psikolojik baskı yapılarak morallerinin çökertildiğini anlattılar. Bunun yanı sıra sürekli zorunlu fazla mesailerin olmasının fazlasıyla yorgunluk ve yılgınlık yarattığını söylediler. Bir diğer arkadaş ise iki yıldır zam almadıklarını, patronun son çalıştıkları ayın mesaisini de vermediğini söyledi. Bir de bunun yanında işveren işçileri toplayıp “arkadaşlar biliyorsunuz işyerini büyüttüm, sizlerden de fedakârlık bekliyorum” demiş. Biz iki arkadaş onların yaşadığı sorunu yaşamıyor olsak da tabii ki bizim de sorunlarımız vardı. Ücretlerimiz düşük. Servisimiz yok. Müdüre göre var da, bizim evimize uzak bir yerden servis geçiyor ve bize dediği şey fedakârlık etmemiz gerektiği. Kırk dakika yürümemiz gerekiyor her gün. Sabah ve akşam. Sohbet derinleştikçe derinleşmeye başladı.
Yaşadığımız bu sorunlar karşısında ne yapacağız konusuna geldik. Tabii burada da işyerlerimizde güven duyulacak arkadaşlarımızın olmadığı, “bu işyerinden bir şey olmaz” benzeri söylemler çıktı. Bu sefer de güven denilen şeyin ne olduğunu irdelemeye başladık. Sonuçta güvenin satın alınabilecek bir şey olmadığını, tam da şu an bizim yaptığımız sohbetlerden, bir araya gelmelerden, haklarımızı öğrenmekten, işçi arkadaşlarımıza yüz çevirmeden ön yargısız bir şekilde yaklaşmaktan geçtiği fikrinde birleştik. Tabii bu arada zaman epey geç olduğundan sohbeti toparlayıp bu sohbetten çok memnun kaldığımı söyledim ve sizler de hem fikirseniz tekrar görüşelim, bu sefer de bende toplanalım dedim. Diğer arkadaşlar da bu fikrime katılarak güzel olur dediler. Bir hafta sonra tekrar buluştuk. Konumuz güven sorunu ve biz işçilerin bilinçsiz olduklarıydı. Arkadaşın biri de tam bu lafı onaylarcasına kendi yaşadığı örneği verdi: İş arkadaşının biri sürekli bağırıp iş için arkadaşlarıyla ters düşüyormuş. Arkadaşı kenara çekip “senin bu yaptıklarının kendine bir yararı yok. Boşuna arkadaşlarını kırıyorsun patronun işi için. Yarın seninle işi bittiğinde kapıya koyulacaksın” demiş. Bunun üzerine o arkadaş “evet sen haklısın, boşuna bunlar” diye uyarıyı dikkate almış. “Sen doğru söylüyorsun ve iyi birisin, bana doğruyu gösterdin” demiş.
Bu da bir kez daha şunu göstermiş oluyor ki, işçilerin önüne doğru bir şeyler koyunca ve doğru yaklaşınca bunu anlıyorlar. Ve kendi saflarına geçiyorlar. Tabii bizim konumuz bitmedi. Aynı arkadaş bu sefer de “evet bilmiyoruz haklarımızı, ama elimde haklarımı ve işten atılınca ne yapacağımı anlatan bir şey olsun istiyorum” dedi. Bunun üzerine elimizdeki var olan İşçi Dayanışması bültenindeki “Fazla Mesailer Nasıl Hesaplanır” yazısını okuyalım dedim. Bölüm bölüm okuduk. Soru cevap şeklinde. Çıkan sonuç, yıllık maksimum yasal fazla mesai saatinin iki katı fazla mesai yaptığımızdı. Yani arkadaşımızın ikisi 600 saatten fazla çalışmış oluyorlardı. Biz bu yazı sayesinde bir hakkımızı ve diğer taraftan da yapılan katmerli haksızlığı görmüş olduk. Böylece aslında başka konular için de bir araya gelmemiz gerektiğini daha iyi kavradık. Bundan sonra kadın tekstil işçileri olarak düzenli olarak bir araya gelip, sorunlarımızı tartışıp, hep birlikte çözüm yolları arayacağız.
- Birlik ve Dayanışmamızı Büyütmeye Devam Edeceğiz
- Çatalca’da “Polonez İşçileri Diyor ki: Birlik ve Dayanışmamızı Büyütelim!” Etkinliği
- UİD-DER’de “İşçi Sınıfının Mücadelesi Durdurulamaz” Etkinlikleri Devam Ediyor
- “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” Kitabı Üzerine Söyleşi
- UİD-DER Mersin’de 1 Mayıs Etkinliği Düzenledi
- UİD-DER’de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” Etkinlikleri
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- “Ben Rosa Luxemburg” Oyunu İşçilerle Buluştu
- UİD-DER’in Coşkulu 1 Mayıs Etkinlikleri Devam Ediyor
- UİD-DER’den Coşkulu Etkinlik: 1 Mayıs’ta ve 14 Mayıs’ta Değişim İrademizi Gösterelim!
- Rosa Luxemburg: İnsanlığın Büyük Davasına Adanmış Bir Ömür, Yaşam Dolu Cesur Bir Yürek!
- Bu Heyecan Farklı Bir Heyecan
- Heyecan ve Duygu Dolu Bir Film Şeridiydi
- İşçi Sınıfının Aktarma Kayışı UİD-DER’e Teşekkürler
- Gerçeğin Işığını Taşıyanlara Selam Olsun!
- Ekim’in İzinde: Yeni Bir Dünyaya Mecburuz
- The Strike/Grev Resmi Bana Üniversitedeki Eğitim Seviyesini Hatırlattı
- Geçmişe ve Bugüne UİD-DER’le Bakmak
Son Eklenenler
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...