Buradasınız
Yedili Vardiya Sistemi ve Patronun Oyunları
Gebze’den bir işçi
Birçok fabrikada uygulanan Yedili vardiya sistemi benim çalıştığım fabrikada da uygulanıyor. Bilmeyenler için söylüyorum: Hafta tatillerinin pazar günü değil herhangi bir gün olduğu, her işçinin haftanın başka bir günü tatil yaptığı ve böylelikle fabrikanın dur durak bilmeksizin 365 gün çalıştığı vardiya sistemine bu ad veriliyor. Buna göre fabrikanın her tezgâhında iki kişi çalışıyor. Toplamda her vardiyada 2 işçi olursa o tezgâh 3 vardiya şeklinde döner ve 6 işçi ihtiyacı karşılar ve hepsi birden pazar günü tatil yapabilir. Ama patronumuz aynı tezgâhta fazladan sadece bir işçi çalıştırarak vardiyaları döndürüyor ve o tezgâhta her işçi haftanın bir günü tatil yapmış oluyor. Böylelikle işçiler birbirlerinden yalıtılıyor, görüşmeleri imkânsız hale geliyor.
İlk bakışta karışık görünen bu sistem patronlar için son derece kârlıdır. Birincisi, fabrikaları hiç durmadan çalışıyor. İkincisi işçilere bir kuruş mesai ücreti vermiyorlar. Ben fabrikaya ilk girdiğim dönemde de bu vardiya sistemi vardı. Fakat sürekli tatil günümüz değişiyor, 10 günde bir hafta tatili kullanabiliyorduk. Diyelim ki, ilk hafta Çarşamba günü tatil yapmışsam ikinci hafta bu, Cuma olabiliyordu. Böylelikle ayda ortalama 4 gün tatil yapmamız gerekirken bu süre 3 güne düşüyordu. İşveren vekilleri bizim itirazlarımıza “hiçbir kaybınız yok” diye yanıt veriyorlardı.
İşçi arkadaşlarımla bir araya geldik ve haftalık çalışma süremizin 45 saat olduğunu, 45 saati geçen çalışmalardan hemen sonra, ya tatil yapmamız ya da mesai ücreti almamız gerektiğini konuştuk. Hep birlikte Personel Müdürünün yanına çıkarak bu sorunumuzu çözmesini istedik. Müdürse bize avukatlarla görüşeceğini, sonra bize döneceğini söyledi. Fakat bize dönmedi. Bu bizi şaşırtmadı. Arkadaşlarla tekrar bir araya geldik. Soluğu yine müdürün yanında aldık. Bu meseleyi araştırdığını ve haklı olmayabileceğimizi söyledi. Biz ise, bu konuda haklı olduğumuzu, konu hakkında araştırma yaptığımızı hatta avukatlara gittiğimizi söyledik. “Geri dönüş” hemen ertesi gün oldu. Bizim çalıştığımız bölümü toplantıya çağırdı. “Haklıymışsınız, mesele sizin dediğiniz gibiymiş” dedi ve bundan sonra hafta tatili değişikliklerimizde mesai ücreti alabileceğimizi söyledi. Uzun süre boyunca hafta tatillerimizi çok sık değiştiren fabrika yönetimi şimdi bu değişiklikleri çok daha uzun aralarla yapıyor ve yapınca da mesaimizi ödüyor. Bizler de ayda 4 gün hafta tatilimizi artık kullanabiliyoruz.
Bizi birbirimizden yalıtmalarına rağmen bu fabrikada biz bir araya gelip bir sorunumuzu çözmeyi başardık. Bizimki bir başlangıçtı. Biz aynı yöntemi uygulamaya devam edeceğiz. Eminim bütün işçiler ortak hareket ederek fabrikadaki sorunlarını çözebilir. Yeter ki işçiler haklarının farkında olup ortak hareket etsinler.
Örgütsüzlük Sakat Bırakır
Son Eklenenler
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...