Buradasınız
Yoksullaşma ve Sömürü: Neden ve Nasıl?
Sarıgazi’den bir işçi
Patronlar, servetlerini nasıl kazandıklarını anlatmak için hep şu lafları söylerler: “Ben akıllılık ettim, bir insanda ticaret kafası olmalı, yemedim içmedim çalıştım bugüne geldim.” Kimi patronlar daha da ileri giderek “ben işçilerimi sömürmüyorum, zaten emeklerinin karşılığını veriyorum” derler. Fakat durumun hiç de böyle olmadığını, patronların, biz işçiler olmadan aslında bir hiç olduklarını Sarıgazi temsilciliğimizde düzenlenen “Neden Yoksullaşıyoruz, Nasıl Sömürülüyoruz?” seminerinde öğrendik.
Seminerimizin ilk dakikalarında, UİD-DER medya ekibinin işçilerle yaptığı röportajları izledik. Sorulara cevap veren işçiler, çalışma saatlerinin uzunluğundan, çalışma temposunun artırılmasından, iş kazalarının yoğunluğundan, aldıkları maaşın yetersizliğinden ve yoksulluktan yakınıyorlardı. Hatta bir işçi, eve çok geç saatte gidebildiğini ve evde bile yarım saat yemek molası verip ardından hemen uyuduğunu anlatıyordu.
Görüntülerden sonra, kapitalizmde biz işçilerin nasıl sömürüldüğü anlatıldı. İşçilerin emeği o kadar değerli ki biz olmadan ne pamuk iplik olur, ne de demir çeliğe dönüşür. Patronlar bizi sömürerek büyük kârlar kazanarak zengin oluyorlar. Kapitalist sömürü düzeninde, işgücümüzün bir meta olduğu, patronların, emeğimizle ortaya çıkan artı-değere el koyduğu, işçilerin ücretli köle haline getirildiği anlatıldı. Anlatılan bir örnek oldukça çarpıcıydı. Hani kimi zaman annemiz çayın yanında bir de kek yapar, sıcacık yeriz. Bu keki pişirirken annemiz bizden para istemez. Fakat aynı kek, bir fabrikada üretilip de pakete girdiğinde, bir de üzerine etiket yapıştırıldığında nasıl da paraya dönüşür. Artık o kek olmaktan çok, patronun servetine servet katan bir meta haline gelmiştir. İşte, biz işçiler dünyadaki her şeyi üretiyoruz ama payımıza acı bir lokma dışında bir şey kalmıyor. Kendimiz için üretemiyoruz.
Seminere katılan işçi arkadaşlarımızdan bazıları artı-değeri, ücretli köleliği, toplumsal emeği, toplumsal emek zamanını ilk defa duyuyorlardı. Belki ilk defa, bir işçinin hangi yöntemlerle, nasıl sömürüldüğünün hesaplanmasına şahit oluyorlardı. Biz bu kavramları ve patronlar tarafından nasıl sömürüldüğümüzü bilmeliyiz. Bilmeliyiz ki patronların bizi para hesap eder gibi hesaplamalarına izin vermeyelim. Bilmeliyiz ki patronların kendi kârları için, bizleri gece gündüz demeden çalıştırmalarına karşı duralım.
İşçiler olarak gücümüzün ve değerimizin farkına varmalıyız. Patronlar biz olmadan hiçbir şey üretemez ama biz onlar olmadan da üretebiliriz. Patronlar bizleri, daha çok kâr etmek, daha çok kazanmak için sömürüyorlar. Onlar bizi sömürdükçe, biz her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz. Patronların sömürü düzenine son vermek için mücadeleye katılalım.
Kahrolsun Ücretli Kölelik Düzeni!
“İşimi Geri İstiyorum!”
Son Eklenenler
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş bırakma kararı aldı. Sağlık emekçileri İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere...
- 7 Kasım 1917’de Rusya’da işçi sınıfı devrim gerçekleştirdi ve siyasal iktidarı ele geçirdi. Bu devrim Rus takvimine göre 25 Ekimde gerçekleştiği için tarihe Ekim Devrimi olarak geçti. Ekim Devrimi, tüm dünyayı sarsmış, 20. yüzyılın akışını kökten...
- Dünya… Masmavi okyanusları, uçsuz bucaksız ormanları, kıtaları dolaşan nehirleri, heybetli dağlarıyla her yanından yaşam ve bereket fışkıran bu rengârenk gezegen… Bu gezegenin gözümüzün önündeki hali içler acısı! Çünkü tüm dünyaya egemen olan...