Buradasınız
Çağrı Merkezlerinde Çalışan Köle İşçiler
Bostancı’dan bir çağrı merkezi çalışanı
Hizmet sunma adı altında kurulan çağrı merkezleri gün geçtikçe çoğalıyor. Ancak aslında kimsenin görmediği bir yanı var bu sektörün. Kapitalist sistem altında işçi sınıfı tam tabiriyle ücretli köle iken, çağrı merkezlerinde bu kölelik katmerleşiyor. Tuvalet saatleri bile sistemlere bağlanan çağrı merkezlerinde sorunlar bitmek bilmiyor.
Ben de bir çağrı merkezi çalışanıyım. İşyerinde yaşamış olduğumuz sağlık problemleri ve patronumuzun hiyerarşisinden bahsetmek istiyorum. Sağlıksız çalışma koşullarından rahatsızlanıp tedavi olmaya kalkıldığında önce işyerinin doktoruna (!) görünmemiz gerekiyor. Ancak doktora göründüğümüzde sanki numara yapıyormuşuz gibi muamele görüyoruz. Doktorun kendisine göre belirlediği ilaçları var ve neredeyse her hastalığımızda aynı ilaçları yazıyor. Çalıştığımız ortam o kadar insanlık dışı bir ortam ki çalışan işçilerin bel fıtığı, boyun fıtığı, kıl dönmesi, orta kulak iltihabı, tüm üst ve alt solunum yolları hastalıklarına yakalanması an meselesi. Ayrıca işimiz gereği 8,5 saat boyunca kulağımıza takılı olan kulaklıklar yüzünden çoğu arkadaşımızın bir süre sonra kulağında işitme problemi oluşuyor. 8,5 saat boyunca gözümüzü bilgisayarın ekranından ayırmadığımız için yine hemen hepimizde göz problemleri oluşuyor. Psikolojik problemler de cabası. Bütün bunlara rağmen, doktora indiğimizde bu rahatsızlıklar sanki normalmiş, zaten olması gerekiyormuş, hayatımıza etkisi olmuyormuş gibi muamele görüyoruz. Çoğu arkadaşımız işyeri doktoruyla tartışmak zorunda. Ancak o zaman üstün körü birkaç ilaç yazdırabiliyor ve yine aynı problemlerinin devam edeceği işine geri gönderiliyor.
Yani sağlığımızla resmen dalga geçiliyor. Sanki biz insan değilmişiz, bizim sağlıklı yaşamaya hakkımız yokmuş gibi muamele görüyoruz. Ancak şu bir gerçek ki, bizler birlik olmadığımız ve dayanışma ruhundan kopuk bireysel hareket ettiğimiz sürece tüm bunlara maruz kalmaktan kaçamayacağız. Çünkü patronlar örgütlü. Tüm hareketlerini kendi sınıflarının bilinciyle gerçekleştiriyorlar. Evet, sermayeleri var. Ancak unutmamalıyız ki örgütlü mücadele ettiğimiz takdirde onları tükürüğümüzle bile boğabiliriz!
Dostların Arasındayız
Tuzla Tersanelerinde İşçi Kıyımı
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.