Buradasınız
“Uzaktan Eğitim”
Kartal’dan genç bir işçi
Ben bir işçi, aynı zamanda da bir “uzaktan eğitim” öğrencisiyim. Uzaktan eğitim olarak tabir edilen eğitimi kısaca tarif edeyim. Bütün okul hayatınız boyunca okula neredeyse hiç gitmek zorunda kalmıyorsunuz. Sadece final sınavı dönemlerinde, yani dönem sonlarında iki-üç gün kadar gitmek zorundasınız. Ama sorulan soruların, sizden istenen bilgi seviyesinin örgün eğitim öğrencilerinden hiçbir farkı yok. Yani bir bakıma, daha az malzemeyle aynı yemeği istiyorlar. Peki, har(a)çlar nasıl mı? Ondan da kısaca bahsedeyim. Her dönem için 700-800 YTL civarında ücret istiyorlar. Yani eğer bir işyerinde çalışıyorsanız bir ya da iki maaşınızı elinizden alıyorlar. Eğer çalışmıyorsanız tabii ki haliniz daha da vahim. Peki bunu sevgili kapitalistlerimiz neden mi yapıyorlar? Aslında bu soruyu bana mücadeleyle hiç tanışmadan önce sorsaydınız, “aynı zamanda çalışarak tecrübe edinme fırsatı bulalım diye” gibi gayet saf bir açıklamada bulunabilirdim. Ama mücadeleyle tanıştığımdan beri dünyayı daha iyi kavramaya ve şu anda içerisinde bulunduğumuz sistemi daha iyi tahlil etmeye başladım.
Aslında uzaktan eğitimin iki temel nedeni var. Birincisi; sadece okuyan, okul-ev arasında gidip gelen değil, aynı zamanda da çalışan ve kapitalistlerin sermayesine sermaye katan insanlar yaratmak. Yani çifte sömürülen bireyler yaratıyorlar. İkincisi ise; diplomasını aldığında (şayet alabilirse) yine sistemin çarklarında dişli olabilecek kadar vasıf sahibi olmuş işçiler yaratmış oluyorlar. İşte asıl sebepleri bunlar. Öte yandan, her ne kadar bugün son derece cılız olsa da, gençlerin üniversitelerde siyasete bulaşmasının da önüne geçilmiş olunuyor. Biraz düşünebilen öğrenciler siyasetle tanışıyorlar okullarda çünkü.
Uzaktan eğitim sayesinde, ancak sınavdan sınava okula giden ve dolayısıyla kimseyle ilişki kuramayan, tamamen asosyal bireyler yaratmak hedeflenmekte. Unutulmamalıdır ki, günümüzün en büyük dertlerinden bir tanesi apolitikleşmedir. Yani sistem insanları, “siz çalışın, biz yönetiriz” mantığıyla kandırmakta. “Demokrasi” adı altında sadece insanlara kendisini hangi kapitalistin sömüreceğini seçme “hakkını” vermektedir. Ama ne mutlu bana ki, UİD-DER gibi bir aileye sahip oldum ve onun sayesinde bu sistemin çarklarında ezilmek yerine, çarkı tersine çevirebilmek için mücadele verebilmekteyim. Bugün bu fırsatı yakalayamamış bir sürü insan var. İş-ev veya okul-ev arasında hayatını heba etmekte ve geriye dönüp baktığında hiçten öte bir şey görememekteler.
Sınıfsız, sömürüsüz bir dünya hayal değil. Ama “onlar uğraşsın, olursa ben de hayır demem” demekle olmuyor. Biz bunun için ne yapıyoruz, ne yapabiliriz bunu ölçmemiz, örgütlenmemiz ve mücadele etmemiz lazım. Her zaman söylediğimiz gibi;
Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
Newroz Ateşini UİD-DER’le Yaktık
2 Saatlik İş Bırakma
- Emekçi Kadınlar ve Barış
- Gene Takmışsın Kırmızı Şapkayı, Greve mi Gidiyorsun?”
- “Çöpçü” Demek Hakaret mi?
- Gençlere Örgütlü Mücadele Deneyimi Aktarmak…
- “Kurt Ağladı, Biz de İnandık”
- “Gerekirse Grev de Yap!”
- Sınıfımızın Yaşlılarının Payına Ölüm Düşüyor
- “Sınıfsal Bir Tarafı Var mı?”
- Ana-Baba-Oğul UİD-DER Saflarında Yürüyenlere Selam Olsun
- Bu Kalp Nasıl Atmaya Devam Edecek?
- Egemenlerin Değil, Sınıfımızın Gözüyle Bakalım!
- “Kendini de Beni de Yaktın Celal!”
- Uğruna Mücadele Ettiğimiz Bizimdir
- Grev Çocukları
- “Felsefe Yapma Birader!”
- Şeytanla Dost Olunmaz!
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- “60 Bin Maaşla Çoban Bulunmuyor.” Yersen!
- Bu Kandırmacalara Verilecek Cevabımız Var!
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
Son Eklenenler
- Sağlık emekçileri, “Eziyet Yönetmeliği” olarak adlandırdıkları, hem sağlık emekçilerinin hem de hastaların hak kaybına uğratıldığı Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğine karşı 16 Haziran’da İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem yaptı. ASM’lere 6...
- Dünya egemenlerinin emperyalist paylaşım savaşlarında ölenlerin net sayısını telgraf telleri bildirmiyor artık. Bugün sosyal medyayla, telefonlarımıza düşen bildirimlerle çok kısa bir sürede alıyoruz dünyanın başka yerlerindeki saldırıların,...
- Amasya’nın Merzifon ilçesinde bulunan, Kristal-İş Sendikasının örgütlü olduğu GM Teknik Cam fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Temmuzda grev başladı. İzBB Belediyesinde işten atılan Belediye-İş Sendikası...
- Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş ve KESK’e bağlı SES üyesi sosyal hizmet işçileri, 18 Temmuzda Bahçelievler Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Ek Binası önünde ortak bir basın açıklaması düzenledi. Kamuda yürüyen toplu sözleşme süreçlerine dair gerçekleştirilen...
- Merhaba, ben İstanbul’da bir devlet hastanesinde temizlik personeli olarak çalışan bir kadın işçiyim. Bilindiği gibi senenin yarısı geride kalmasına rağmen toplu iş sözleşmemiz halâ imzalanmadı. Bu süreçte sendikalar meydanlarda mitingler yaptılar,...
- 14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yasa değişikliğiyle turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatili hakkı fiilen gasp edildi.
- Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle...
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...