Buradasınız
11 İşçi Ölmüş Patronların Neyine!

11 Mart gecesi, İstanbul Esenyurt’ta Marmara Park alış-veriş merkezi inşaatında, işçilerin kaldığı çadırlarda yangın çıkmış, 11 işçi yanarak can vermişti. Bir çadırda çıkan yangın, kısa sürede, yandaki iki çadıra da sıçramış, saniyeler içinde, naylon çadırlardan geriye sadece demir iskeletler ve 11 işçinin küle dönmüş bedenleri kalmıştı.
220 milyon avroluk Marmara Park AVM’nin inşaatında çalışan 800 işçi, farklı taşeron şirketlerin işçisi olarak çalışıyordu. İşçilerin yatakhane olarak kullandığı çadırlarda 40 kişilik ranzalar vardı. Yangın çadırın giriş kısmında çıktığı ve kısa sürede çadırı tutuşturduğu için işçiler, dumanın ve alevlerin arasında kalarak can verdi. İşçiler bu çadırlarda elektrikli sobalarla ısınmaya çalışıyorlardı. Çadırlar, 60 lira yevmiye ile ailesinin ekmeğini çıkarmak için Van’dan, Ordu’dan, Sivas’tan ve diğer kentlerden gelen işçilere mezar oldu.
Aynı şantiyede çalışan ve konteynırda kalan işçi Süreyya Deviklioğlu; “Birkaç dakikada alevler her tarafı sardı. Bize haber geldi ‘yangın var’ diye. Yukarı çıktık, zaten itfaiye geldi, 15 dakika sonra. Üç tane elektrikli ısıtıcı vardı. Sıkça kullanılıyordu. Kaldırmadı herhalde. Konteynırda kalıyordu bazı arkadaşlar. Onlar başka şirkette. Konteynır daha iyi aslında. Çadır tehlikeli. Çadır çok hızlı yanıyor. Konteynır olsa böyle olmazdı” diyordu.
Yangında yaşamını yitiren işçiler, inşaatın betonarme işlerini yapmak üzere Kayı İnşaat’la sözleşme imzalayan Kaldem taşeron şirketine bağlıydılar. Kayı İnşaat, olaydan sonra yazılı bir açıklama yaparak işçilerinin güvenliğine ne kadar çok önem verdiğini, denetim raporlarında her şeyi ne kadar noksansız yaptığının görüldüğünü iddia etti. Daha ucuza getirmek için işi taşerona devreden kendisi değilmiş gibi bu şirket, işçilerin ölümünün sorumluluğunu üzerinden atıyor. İşçi ailelerine destek olacağı yalanlarını savuruyor. Kaldem patronları da, Kayı İnşaat patronları da olup bitenden sorumludurlar. İşçilere güvenli barınaklar sunmayan ve onları ölüme sürükleyenler bunun hesabını vermelidirler.
11 işçiye mezar olan Marmara Park AVM inşaatı, daha önce Tatilya’nın bulunduğu arazi üzerinde yükseliyor ve çok büyük bir alanı kaplıyor. Yangının ardından olay yerine giden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik; “Görülen ilk eksiklik, 40 kişinin kaldığı bir çadırda tek bir çıkış alanı değil; karşılıklı iki çıkış alanı olması gerekiyor. Bunun olmadığını gördük. Malzemeler yanmaya müsait. Konteynırların olduğu yerde bir sıkıntı yok” diyordu. Çelik, “Bu işyeriyle ilgili, ruhsatından denetimine kadar bir rapor alacağız ve gerekli açıklamaları daha detaylı şekilde yapacağız” diye konuşuyor. Bakan’ın, yangının hemen sonrasında olay yerine gitmesi ve bu açıklamalar yapması, işçilerin ölümüne üzüldüğünden değildir. Asıl amacı, ölen işçilerin ailelerine içi boş vaatlerde bulunmak, cinayeti örtbas etmek ve patronların işlerine devam edebilmelerini sağlamaktır. İşçi ailelerine üç kuruş kan parası verilecek, olay kapatılmaya çalışılacak. İşçilerin öldüğü her olayda aynı senaryoları izliyoruz. Siyasetçilerin ve sorumluların, bu olayı nasıl kapatacaklarını anlamak için Davutpaşa’yı, Ostim’i hatırlamak yeter.Başbakan Erdoğan, 2007 yılında hazır bulunduğu ve ödül dağıttığı, ölen 11 işçinin çalıştığı ana firma Kayı İnşaat’ı da ödüllendirdiği bir törende, “Özel sektörümüzün ayağına takılan her türlü prangayı çözeriz” demişti. Başbakanın, prangalarını çözdüğü patronlar; inşaatlarda, madenlerde, tersanelerde, barajlarda, fabrikalarda iş cinayetlerine devam ediyorlar.
Patronlar, işçileri kuralsız, dizginsiz bir şekilde çalıştırmakla kalmıyor; işçilerin canlarını almaya devam ediyorlar. Patronlar, daha fazla kâr elde etmek için, işçileri, kışın dondurucu soğuklarında naylon çadırlara, yangınlara mahkûm ediyorlar. Tedbir alındığında yaşanması mümkün olmayan iş kazalarında, işçiler yanarak, donarak, boğularak, ezilerek, kafası kolu koparak kurban ediliyor. Patronlar sorumlu bulunup gerçek anlamda cezalandırılmıyor. Devlet, hizmetkârlığını yaptığı sömürü düzeninin cinayetlerini örtbas ediyor.
İşçi sağlığı ve işçi güvenliği hayati bir konudur. Ne patronlara ne de onların suç ortağı ve hizmetkârı olan devlete bırakılır. İşçi sağlığı ve işçi güvenliği kurulları işçilerin denetimine verilmeli, gerekli önlemler alınmalıdır. Bu uğurda örgütlenmek işçiler için hayat kurtarıcıdır. Örgütlenmek yaşatır!
“Ekmek İstiyoruz, Gül de!”
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
Son Eklenenler
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi ve İstanbul Tabip Odası (İTO) 28 Nisan İş Cinayetlerinde Ölenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla Kadıköy’de Süreyya Operası önünde “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye” şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
- İşçi sınıfının Uluslararası Birlik Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. Tüm dünyada ekonomik yıkımın emekçileri, emekçi gençliği çıkışsız bıraktığı bir dönemde, Türkiye’de de baskıları, yasakları arttıran, korku iklimi yaratarak...
- Merhaba kardeşler. Biz İstanbul Avrupa Yakasında yaşayan kadınlarız. Kimimiz çeşitli sektörlerde çalışan işçileriz, kimimiz emekliyiz, kimimiz de ev emekçisiyiz. Ankara’dan, Gebze’den UİD-DER’li kadınların 1 Mayıs’ta haykıracakları taleplerini...
- Bizler genç işçi ve öğrencileriz. Kendimizi bildik bileli, “böyle gelmiş böyle gider” denildi bize hep. “Bu insanlardan bir şey olmaz, sen sesini çıkarırsan yalnız kalırsın”… Fakat geçtiğimiz günlerde neredeyse bütün kentlerde işçi ve emekçiler, ön...
- Bugün dünyanın pek çok ülkesinde büyük kitleler, sömürüye, baskılara, emperyalist savaşa karşı meydanlara çıkıyor, isyan ediyor, genel grevler örgütlüyor. Tarih gösteriyor ki sömürüye ve faşizme son verebilecek, kitlelerin isyanını başarıya...
- 1 Mayıs işçilerin çalışma koşullarını düzeltmek için bir araya geldiği tarihsel bir günün adıdır. Bizler de her yaştan, her meslekten işçiler olarak çalışma koşullarımızı düzeltmek için 1 Mayıs’ta bir araya gelmeli, taleplerimizi hep bir ağızdan...
- UİD-DER’li gençler 1 Mayıs’a hazırlanıyor. İstanbul Anadolu Yakasından genç kardeşlerimiz neden 1 Mayıs alanında olacaklarını anlatıyorlar.
- Zenginlerin milyonlarca dolar ödeyerek kendilerine “kıyamet sığınakları” inşa ettirdiklerini biliyor muydunuz? Sığınak deyince aklınıza öyle soğuk ve karanlık, daracık mahzenler gelmesin. Bu sığınaklarda yok yok! Yapay zekâ destekli tıbbi bakımdan...
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...