Buradasınız
11 Mart 2016 Nükleer Santral Karşıtı Fukuşima Eylemi Deklarasyonu
Doro-Çiba
Abe yönetimi, savaş başlatmak ve nükleer santralleri yeniden işletmeye almak için acele ediyor. Fukuşima halkının ve mücadelenin ön safında grevler gerçekleştiren sendikaların büyük öfkesini toplayan Abe yönetimi kahrolsun!
Abe hükümeti, Fukuşima’daki tüm belediyelere gönderilmiş olan tahliye talimatlarını kaldırma kararı aldı. Fukuşima bölgesi halen yılda 20 mSv radyasyona maruz kalıyor. Alınan bu karar, Fukuşima eyaletinin içinde ve dışında tahliye edilmiş herkesin, 2017 Martına kadar, yüksek radyasyon bulaşmış bu alanlara (“dönülmesi zor olan alanlar” hariç) geri dönmeye zorlanması anlamına geliyor.
Bununla uyumlu olarak, Tokyo Elektrik Şirketinin (TEPCO) tahliye edilen 100 binden fazla insana ödediği “manevi mağduriyet tazminatı” ve “gönüllü tahliye edilenler”e sağlanan konut yardımı da, tahliye edilenleri eve geri dönmeye zorlamak amacıyla kesilecek. Bu özünde ekonomik zordur.
Büyük inşaat şirketleri, radyasyon bulaşan alanlara yönelik yapılan müsrif ve etkisiz “temizleme” operasyonundan kolayca para kazanıyorlar. Radyasyonlu atıklar siyah torbalara dolduruluyor ve bunların atılabileceği hiçbir yer yok. Yüzlerce ton erimiş yakıtı soğutmak için kullanılan ve böylece radyasyon bulaşan su miktarı her gün 500 ton artıyor ve bu sular sonunda denize dökülecek.
Fukuşima’da 167 çocuk tiroid kanserine yakalanmış olmasına rağmen, hem merkezi hem de yerel yönetimler sürekli olarak bunun “radyasyonun etkileriyle ilgisi olmadığını” söylüyorlar. Böylesine küstah bir yalana kimse inanamaz.
Hükümet ve TEPCO, Fukuşima kazasının sorumluluğunu asla üstlenmedi ve öfkeli Fukuşima halkının arasına fitne sokmakla uğraştı. Üstelik hükümet, sanki hiçbir şey olmamış gibi, nükleer santralleri yeniden teşvik etmeye koyuluyor. Bizler, apaçık gerçeklerin üzerinin böylesine utanmazca örtülmesini kınıyoruz ve nükleer santrallerin yeniden açılmasına ve nükleer santral ihracına karşı tereddütsüz bir şekilde mücadele etmeye kararlıyız.
11 Mart, hepimiz için bir başlangıç noktasına işaret etti. “Bu toplumda bir şeyler yanlış”; herkes bu duyguyu paylaştı ve politik ve sosyal duruma karşı çıkmak için ayağa kalktı. O günden bu yana beş yıl geçti. Şimdi Kore Yarımadasında saldırgan bir savaşın eli kulağında. Dahası, gerçekte Üçüncü Dünya Savaşı yakın ufuktadır. İçtenlikle temel bir toplumsal değişiklik arayışında olan sayısız insan var. Güney Kore’de işçiler, savaşa doğru gidişi ve zıvanadan çıkmış geçici işçilik saldırısını protesto etmek için birbiri ardına genel grevler gerçekleştiriyorlar.
İşçi sınıfının uluslararası dayanışması yoluyla neoliberalizme karşı mücadele için bir araya gelelim! Savaşı durdurmak için greve! İşçi kitleler düzensiz işlere mecbur bırakılıyor ve aşırı yoksulluğa maruz kalıyorlar. İşçi sınıfı bu toplumu değiştirme mücadelesine önderlik edecek güce sahiptir.
Nükleer santral işçilerinin ivedi ihtiyacı, grevler yürütmeye hazır militan bir sendikadır. Japon Demiryolları Doğu Şirketi, Tokyo merkezinden başlayan ve yıkılan Fukuşima nükleer santralinin yakınındaki Miyagi eyaletine uzanan Joban Hattını yeniden açmaya girişiyor. Şirket bunu, tahliye edilen insanları ağır radyasyona maruz kalmış memleketlerine geri dönmeye zorlamak için yapıyor. Joban Hattının açılmasını durduralım! Doro-Mito ve Doro-Sorengo (Ulusal Demiryolu Lokomotif Gücü Sendikaları Federasyonu), radyasyonlu ortamlarda çalışmayı reddetmek için grev mücadelesine önderlik ediyor. Bizler, radyasyona maruz kalınan ortamlarda çalışmaya karşı mücadele etmek için, bu hareketi, Fukuşima dahil olmak üzere tüm ülkeye yaymalıyız.
Fukuşima Elbirliği Kliniği, Fukuşima halkını desteklemek amacıyla kuruldu. Düsturu, tıbbi bakımın yanı sıra tahliye ve kısa süreli iyileşme sağlamaktır. Bu klinik, Fukuşima halkı için güvenilir bir tıbbi merkezdir. Fukuşima’nın “yeniden inşa”sını teşvik eden siyasi güçler, kliniği kirli amaçlarının önünde bir engel olarak görüyorlar. Fukuşima Elbirliği Kliniği’ni ulusal ve uluslararası düzeyde vargücümüzle koruyalım!
11 Mart, Fukuşima halkı için öfkelerini dile getirme ve dünya halklarıyla birlikte hareket etme günüdür.
Onlar seslerini yükseltiyorlar:
“Yeryüzünü nükleer santrallerden ve nükleer silahlardan arındıralım!”
“Paranın hayattan daha değerli sayıldığı bu toplumu değiştirelim.”
Dünyayı değiştirecek güç buradadır. Çocukların, öğrencilerin, ailelerin, tahliye edilenlerin, çiftçilerin, balıkçıların ve dünyanın tüm işçilerinin öfkesini birleştirmek için herkesi biraraya getirelim ve tüm nükleer santralleri ortadan kaldırana kadar mücadeleyi sürdürelim!
En Mühim Mesele
- UİD-DER’in 6 Ağustos Hiroşima Büyük Eylem Organizasyon Komitesi’ne Dayanışma Mesajı
- UİD-DER’den Doro-Çiba’ya Dayanışma Mesajı: Kahrolsun Hiroşima’da G7 Zirvesi Düzenleyen Emperyalist Güçler!
- Doro Çiba’dan UİD-DER’e 1 Mayıs ve 14 Mayıs Mesajı
- 19 Mayıs G7 Hiroşima Zirvesini Ezmek İçin Mücadele Çağrısı
- Fransa’dan Yeni Anti-Kapitalist Partiden Dayanışma Mesajı
- Japonya Doro Çiba Sendikasından Türkiyeli Emekçilere Dayanışma Mesajı
- Partido Manggagawa: Filipinler’de İşçi Sınıfına Saldırılar Artıyor!
- Fumiaki Hoşino Ölümünün 3. Yıldönümünde Anıldı
- UİD-DER’den İngiltere’de Grevci Demiryolu İşçilerine Dayanışma Mesajı
- Japon Doro Çiba Sendikasından Çağrı
- Akiko Hoşino’dan UİD-DER’e Teşekkür Mesajı
- Akiko Hoşino’dan Yanıt ve Teşekkür
- Daha Söylenmedi Şarkımız
- İtalya’daki Fedex/TNT Grevcilerine Dayanışma Mesajı
- İtalya’da Kargo İşçilerinin Polis Saldırısına Yanıtı: FEDEX/TNT’de Yeni, Güçlü Bir Grev
- Doro-Çiba: Güney Kore’ye Karşı İhracat Kısıtlaması Derhal Geri Çekilsin!
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...