Buradasınız
Milliyetçilik Bizi Birbirimize Düşürüyor, Oyuna Gelmeyelim!
Sancaktepe’den bir grup işçi

Egemenler biz işçileri din, dil, ırk temelinde bölerek birbirimize düşüyorlar. Artan milliyetçilikle Türk-Kürt düşmanlığı kışkırtılıyor. Egemenlerin kullandıkları söylemler ve tutumlar insanları kutuplaştırıyor. Geçtiğimiz seçim döneminden bu yana toplumda net bir şekilde hissettiğimiz kutuplaşma Türk-Kürt düşmanlığına doğru ilerliyor. Aynı işyerinde birlikte çalışan işçiler yanında bulunan işçi kardeşlerine düşmanca bakar hale geliyor. İnşaatta çalışan bir işçi arkadaşımız işyerinde yaşadıkları bir olayı bizimle paylaştı. Arkadaşımızın anlattıkları iktidar sahiplerinin milliyetçiliği kışkırtarak biz işçileri birbirimize düşman etmesinin acı bir örneğidir.
İşçi arkadaşımız 18 Nisanda bize şunları anlattı: “Şantiyede birlikte çalıştığımız genç bir işçi arkadaşımız üzerinde “Amed Spor" yazılı formasını giyiyordu. Bu formayla bir iki gün şantiyede çalıştı. Türk olan işçi arkadaşlarımız tişörtü giyen işçi arkadaşımıza karşı milliyetçi önyargıyla yaklaşıyorlardı. Pazar akşamı tişörtü giyen arkadaşımız Türk işçiler tarafından şantiye çıkışına çağırılarak feci bir şekilde dövüldü. Dövülen genç ve iki arkadaşımız daha olay yerinden polis tarafından alınıp götürüldü. Götürülen arkadaşlarımızdan hâlâ bir haber alamadık. Hiçbir şekilde kendilerine ulaşamadığımız için de bugün iş durdurduk ve çalışmadık. Onlardan bir haber alıncaya kadar da çalışmayacağımızı proje sorumlusuna söyledik. Şu an hâlâ bekliyoruz."
Arkadaşlarının durumunu anlatan bu işçi arkadaşımız, “biz aynı yerde aynı koşullarda birlikte çalışıyoruz. Aynı yemekhaneyi paylaşıyoruz. Bu yaşananlar bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin işine yarıyor. Halkları birbirine düşman ediyorlar" diyerek tepkisini dile getirdi.
Şantiyede gerçekleşen bu olay tırmandırılan milliyetçiliğin bir göstergesidir. Türk-Kürt birbirine düşman edilmek isteniyor. Televizyonlarda yer alan haberler, programlar, egemenlerin kullandıkları kin ve nefret dili halkları yeniden birbirine düşürmeyi amaçlıyor. Egemenlerin bizi bölmelerine, birbirimize düşman etmelerine izin vermemeliyiz. Bizler aynı işyerlerinde birlikte çalışıyoruz, aynı mahallelerde birlikte oturuyoruz, aynı okul sıralarında birlikte okuyoruz. Dilimiz, dinimiz, kimliğimiz ne olursa olsun bizler işçi ve emekçileriz. Egemenler bizi birbirimize düşürerek haklarımızı elimizden alıyorlar, düşük ücretleri ve uzun çalışma saatlerini dayatıyorlar. Haklarımızı bir bir elimizden alıyorlar. Bizler yan yana gelip patronların sömürü düzenine karşı birlikte hareket etmeyelim diye aramıza sürekli olarak kin ve nefret tohumları ekiliyor. Birbirimize düşman olursak hiçbir zaman güçlü olamayız. Bizi güçlü yapacak olan şey işçilerin birleşmesi, hakların kardeşleşmesi ve egemenlere karşı birlikte sınıf mücadelesinin yükseltmesidir.
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Yalova’da bulunan Sefine Tersanesi işçileri, patronun çalışma koşullarında yaptığı tek yanlı değişikliğe karşı direnişe geçti. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) grevi beşinci gününde anlaşmayla sonuçlandı. Artvin Şavşat Belediyesinde...
- Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklisinin taleplerini boşa çıkaran 8. Dönem Toplu Sözleşme süreci, Kamu Hakem Kurulu tarafından karara bağlandı. Hakem Kurulu, 2026 yılında ilk altı ay için yüzde 11, ikinci altı ay için yüzde 7; 2027 yılı için ise...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Diyarbakır’dan Ankara’ya pek çok kentte eylemler düzenlendi. Ankara’da Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Kolej Meydanında bir araya gelen kitle sloganlar, alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde Sakarya Meydanına...
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...