Buradasınız
12 Eylül Darbesi 40. Yıldönümünde Protesto Edildi

Hedefi bizzat işçi sınıfının yükselen mücadelesi olan 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesi, ülke genelinde örgütlenen çeşitli eylemlerle lanetlendi. Sermaye sınıfı tarafından tezgâhlanan darbenin 40. yıldönümünde içinden geçtiğimiz süreç ile 12 Eylül koşulları arasında bağlantı kuruldu. Aynı zihniyetin bugün iktidarda olduğu belirtilirken gerek 12 Eylül’ün tüm sorumlularından hesap sormak için gerekse de bugün işçi sınıfının içinde bulunduğu cendereden kurtulması için mücadele çağrısı yapıldı.
78’liler Girişiminin basın açıklamasına engel!
İstanbul’daki ilk eylem durağı Taksim’di. UİD-DER, çeşitli demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler; 78’liler Girişiminin çağrısıyla Kazancı Yokuşu’nda toplanırken polis tarafından basın açıklamasına izin verilmediği duyuruldu.
78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, açıklamanın valilik ve kaymakamlık tarafından pandemi bahanesiyle yasaklandığını aktarırken, temel hak ve özgürlüklerin yasaklanmasını protesto ettiklerini duyurdu. Celalettin Can, siyasi iktidarın istediği her şeyi devletin tüm imkânlarını kullanarak hayata geçirdiğini, öte yandan bir basın açıklamasına bile izin vermediğini teşhir etti. Son olarak mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı. Can’ın ardından söz alan HDP milletvekili Tülay Hatimoğulları ise bugünün yasaklarını getiren zihniyetin 12 Eylül zihniyetiyle tıpa tıp aynı olduğunun altını çizdi. İnsan sağlığını hiçe sayan iktidarın demokratik hakların kullanımını salgını bahane ederek engellediğini belirtti.
DİSK; “12 Eylül Emeğe Karşı Sermayenin Darbesidir”
İstanbul’daki bir başka eylem adresi ise Kadıköy’dü. 12 Eylül askeri faşist darbesinin hedefindeki işçi örgütlerinden biri olan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK); “12 Eylül Emeğe Karşı Sermayenin Darbesidir” şiarıyla İskele Meydanında bir açıklama yaptı.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu yaptığı konuşmada darbeyle birlikte tüm sendikal faaliyetlerin sona erdiğini, grevlerin yasaklandığını, DİSK yöneticilerinin idamla yargılandığını ve DİSK’in 11 yıl faaliyetlerinin durdurulduğunu belirtti. 12 Eylül’e zemin hazırlayan sermayenin DİSK Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler’i katlettiğini hatırlatan Çerkezoğlu; “12 Eylül askeri darbesi sınıf karakteri son derece net olan bir darbedir. 12 Eylül askeri darbesi sermayenin emeğe karşı gerçekleştirdiği bir darbedir” dedi.
Çerkezoğlu’nun konuşmasının ardından DİSK Araştırma Dairesi tarafından hazırlanan “40 Yıldır 12 Eylül: Emeğe Karşı Sermaye Darbesi” başlıklı rapordan başlıklar sıralandı. 12 Eylül’ün ağır sonuçlarının işçi sınıfı açısından aradan 40 yıl geçmiş olsa da sürdüğünü vurgulayan DİSK-AR raporundan kimi başlıklar şöyle:
- Sendikalar 40 yıldır baskı altında: 12 Eylül ile lokavt ve grev yasakları anayasaya girdi, hak grevi yasaklandı, sendikalara siyaset yasağı getirildi. Sendika kurmak ve sendikal faaliyet zorlaştırıldı.
- Sendikalaşma 40 yıldır engelleniyor: Sendikalaşma oranı 1980’de yaklaşık yüzde 40 iken, 2020’de yüzde 14’ün altına düşmüştür. Sigortalı işçi sayısı yaklaşık 7 kat artmasına rağmen, büyük bir işçileşme süreci yaşanmış olmasına rağmen sendikalı işçi sayısı sadece iki kat artmış, işçi sınıfına örgütsüzlük dayatılmıştır.
- Toplu pazarlık hakkı 40 yıldır gasp ediliyor: 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında DİSK kapalı iken sendikal faaliyetlerin yeniden başladığı 1984 yılından bu yana toplu iş sözleşmeleri kapsamındaki işçi sayısında ciddi bir gerileme yaşandı. Toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi oranının 1980’lerin ortalarından günümüze ciddi biçimde gerilediği görülmektedir.
- Grevler 40 yıldır yasaklanıyor: 12 Eylül askeri darbesi ile birlikte tüm grevler yasaklandı ve grev hakkı 1984’e kadar askıya alındı. Darbecilerin yaptığı yasal düzenlemelerle örgütlenmek de grev hakkını kullanmak da zorlaştırıldı. 2,2 milyon sigortalı işçinin olduğu 1980 yılında 80 bin işçi greve çıkarken, ortalama 11 milyon sigortalı işçinin olduğu AKP döneminde ise yıllık ortalama greve çıkan işçi sayısı 6 binin altına geriledi.
- Özelleştirmeler 40 yıldır sürüyor: 24 Ocak ve 12 Eylül ile temelleri atılan ve Özal döneminde başlayan özelleştirme politikası AKP döneminde daha da vahşi biçimde uygulandı. 68 Milyar dolarlık özelleştirmenin aslan payı, 60 milyar doları (yüzde 88’i) AKP döneminde yapıldı. Cumhuriyetin bütün ekonomik birikimi satıldı.
- Kamunun istihdamdaki payı 40 yıldır geriliyor: 1980’de toplam sigortalı işçiler içinde yüzde 36 olan kamu işçilerinin oranı özelleştirmelere paralel olarak 2015’te yüzde 8’e geriledi.
- Ücretler 40 yıldır eriyor. 24 Ocak ve 12 Eylül’ün temel hedeflerinden biri ücretleri baskılamak ve ücret maliyetini düşürmek idi. 1978’de kişi başına milli gelirin yüzde 3,4 üzerinde olan asgari ücret aradan geçen 42 yılda kişi başına gelirin yüzde 40-45 altına düştü. Asgari ücret 1978’den sonra kişi başına gelire paralel olarak artsaydı 2019 yılında 4.507 TL olması gerekirdi. Oysa aynı dönemde asgari ücret, brüt 2.558 TL olarak uygulandı.
- Sömürü 40 yıldır artıyor. 12 Eylül sonrası ücretlerdeki gerilemeyi işçi başına verimlilik ve işçi başına gerçek ücret artışı arasındaki ilişkiden de izlemek mümkündür. 1978 ile 2005 arasında kişi başına verimlilik 100’den 236’ya yükselirken, kişi başına reel ücretler ise 100’den 98,6’ya gerilemiştir. 2009 yılında 100 olan saatlik işgücü verimi 2019 yılına gelindiğinde 32,5 birim artmışken 2009 yılında 100 olan reel birim ücret endeksi 2019 yılında yalnızca 5,8 puan artmıştır.
- Gelir dağılımı 40 yıldır bozuk: 24 Ocak Kararları ve 12 Eylül Darbesi gelir dağılımını bozucu bir sonuç yarattı. 1978’de ücretlerim milli gelir içindeki payı 35,19 iken 1990’lara doğru yüzde 14 civarına gerilemiştir.
- Kıdem tazminatı 40 yıldır tehlikede: 12 Eylül darbesinin ilk uygulamalarından biri kıdem tazminatını ve ikramiyeleri kırpmak oldu. 1978’de asgari ücretin 7,5 katı olan kıdem tazminatı tavanı, 1982’de asgari ücret ile bağının koparılmasının ardından hızla düşmeye başladı. AKP’nin iktidara geldiği 2003 yılında asgari ücretin 4,4 katı olan kıdem tazminatı tavanı 2020 itibariyle asgari ücretin 2,4 katına geriledi. Bunu bile çok gören hükümet ve işverenler bugün kıdem tazminatı hakkına yönelik yeni planlar peşinde.
İran’da Büyüyen Grev Dalgası!
Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
- Göçmenlerin Sağlığa Erişim Hakkı Yok Ediliyor!
- “Halkımız Yoksul Değil, Devletimiz Sosyal”
- Gazze’de Yardım Merkezine Saldırı: Kapitalizmin Geldiği Nokta
- Dünya Mülteciler Günü: Umut Kapitalizme Karşı Mücadelede!
- Genel-İş Sendikacıların Tutuklanmasını Protesto Etti
- Sağlık Emekçileri: “Bitmeyen Eziyet Bitmeyen Rezalet! Hasta Gelmedi Ceza Geldi”
- ABD Büyükelçiliği Önünde Eylem: “Filistin’de Ablukaya ve İşgale Son”
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...