Buradasınız
12 Saatlik Çalışma ve Kaybolan Hayatlar
Gebze’den bir metal işçisi
Yaşamak sadece işyerine gidip çalışmak, sonra eve gelip uyumak mı? Yoksa dünyanın bütün nimetlerinden faydalanarak yaşamak mı? Nasıl da unutturmuşlar yaşamayı biz işçilere 12, 14 saat çalıştırarak. Küçücük bir dünya vermişler koca dünyayı yaratırken. Bu küçücük dünyaya öyle alışmışız ki hayatlarımızın kaybolduğunun farkında bile değiliz.
Ben de metal sektöründe 12 saat çalışan işçilerden biriyim. Bizim işyerinde fazla mesaiden dolayı sadece benim bildiğim üç arkadaşım eşinden boşandı. Onun dışında psikolojik ilaç kullanan, bel fıtığı olan ve buna benzer birçok rahatsızlık geçiren arkadaşım var. 12 saat çalışma, ortalama iki saat de yol, toplam 14 saat, Cumartesi garanti ve bazen Pazarları da çağırıyorlar. Devamlı hayatımız bu döngüde artık. Bir yerden sonra robotlaşıyoruz. Bizim dinlenmeye, eğlenmeye, arkadaşlarımız ve ailemizle zaman geçirmeye de ihtiyacımız var. Ve bu ağır çalışma koşullarından dolayı biz işçiler çeşitli hastalıklara yakalanıyoruz. Yaşamlarımız makine dişlilerinin arasında sıkışıp kalıyor. Umutlarımız tükeniyor ve yalnızlaşıyoruz. Bizler bunca çileyi çekerken patronlar ise bizim sırtımızdan milyonlar kazanıyor. Yani bir taraf çalışıyor, öbür taraf yiyor.
Dostlar gerçekten çok çalışıyoruz ve onca hastalıkla karşılaşıyoruz. Bizden önceki sınıf kardeşlerimiz mücadele ederek çalışma saatini sekiz saate düşürmüşler. Biz ise yasada olmasına rağmen bu hakkımızı koruyamamışız. Bugün bu ilerlemiş teknolojide sekiz saat bile fazla değil mi? Bizler de bizden önceki sınıf kardeşlerimiz gibi mücadele ederek çalışma saatlerini 8 saatin de altına düşürsek, vardiya sayısını yükseltsek ve bu sayede işsiz işçileri de iş gücüne katsak nasıl olur? Biliyorum çoğu işçi arkadaşım söylediklerimin hayal olduğunu söyleyecek. Ama bir düşünün ilk sanayileşme döneminde şu anki haklarımızın hiçbiri yoktu, ne sigorta ne ikramiye ne de sekiz saat çalışma. Bizden öncekiler yapmış ise bizler de yapabiliriz. Yapmamız gereken sadece taşın altına elimizi koyup mücadele etmek. Aksi takdirde daha kötü çalışma koşulları bizi bekliyor.
Bıçak Kemikte
Neyin Diyetini Ödüyoruz?
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...