Buradasınız
1 Eylül Dünya Barış Günü Eylemi: Barış ve Eşitlik İstiyoruz!
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle Kadıköy İskele Meydanında “Halklar, dünyada ve ülkemizde gerginlik, çatışma ve savaş değil; eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi istiyor!” şiarıyla eylem gerçekleştirdi. Eylemde Kürtçe ve Türkçe olmak üzere iki dilde açıklama gerçekleştirildi. Kürtçe metni HDP Sancaktepe İlçe Başkanı Aslan Demir, Türkçe metni ise Eğitim-Sen 3 No’lu Şube Başkanı Ayfer Koçak okudu. Barış Annelerinin de katıldığı basın açıklaması, “Savaşa, yoksulluğa, emeğimizin sömürülmesine, ırkçılığa, nefrete, kadın düşmanı politikalara, halklara düşman olanlara, hayatlarımıza göz dikenlere Hayır!”, “Jin Jiyan Azadi” sloganlarıyla başladı.
Eylemde geçtiğimiz günlerde trafik kazasında hayatlarını kaybeden Barış Anneleri Adalet Safalı ve Perişan Akçelik ile Akçelik’in oğlu Cihan Akçelik anıldı. “Barış mücadelesinde yaşamını yitiren Barış Annelerine ve İran’da özgürlük sembolü haline gelen Mahsa Amini şahsında katledilen tüm kadınlara sözümüzdür. Barış mücadelesini halkların isyanı ve direnişi ile birleştirerek özgür bir dünyayı birlikte kuracağız” denildi. Barış Annelerinden Bediye Gökkoz bir konuşma yaptı. Kürtçe yaptığı konuşmada Gökkoz, hayatlarını kaybeden Barış Annelerinin gözlerinin arkada kalmamasını, barış gelene kadar mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına yaptığı açıklamada Ayfer Koçak, Birleşmiş Milletler tarafından ilan edildiği 1982 yılından bugüne dek 1 Eylül Dünya Barış Gününün tüm dünyada kutlanmasına rağmen ne dünyada ne bölgemizde ne de ülkemizde savaş politikalarından vazgeçilmediğini vurguladı. Egemenlerin savaş yanlısı politikalarını ve ikiyüzlülüklerini teşhir etti. Egemenlerin kapitalizmin içine girmiş olduğu krizi aşmak için yeni savaşların zeminini yaratmaya çalıştıklarını ifade eden Koçak, sözlerine şöyle devam etti: “Savaşların öncesinde eşitsizlikler, sömürü, hak gaspları, milliyetçilik, kamplaşma ve silahlanma arttırılıyor. Halklar ve emekçiler arası düşmanlıklar geliştiriliyor. Emperyalistler ve gerici-dikta güçler, kendi elleriyle yarattıkları mülteciliği ve göçmenliği milliyetçiliğin, ırkçılığın yükseltilmesinin, halklar arasında düşmanlığın körüklenmesinin aracı haline getiriyor.”
Silahlanmaya ayrılan fonların sadece %10’unun bile tüm dünyadaki yoksulluğu bitirebileceğini söyleyen Koçak, bunun yerine başlatılan savaşlarla insanlık değerlerinin yerle bir edildiğini, doğanın geri dönüşü olmayan tahribatlara maruz bırakıldığını, gözyaşı ve acıların dinmediğini vurguladı. Kürt halkına yaşatılan acılara dikkat çekilen açıklamada, “Kürt halkının en temel hak taleplerine kulak kapatarak, güvenlikçi politikaları öne çıkartıp sınır içi ve sınır ötesi operasyonlarla çözümsüzlükte ısrar ediyorlar. Çünkü ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların bir arada yaşama iradesini iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar. Ölüm, kan ve gözyaşı dışında bir sonuç üretmeyen savaş/şiddet odaklı politikalarının bedelini ne sermaye gurupları ne de ittifak bloğu ve etrafında kümelenmiş kirli çıkar odakları değil emekçiler ve ezilenler olarak Türk’ü Kürt’ü Laz’ı Çerkez’i Arap’ı ile ülkenin %99’u olan biz ödüyoruz” denildi.
Mülteci sorununa da dikkat çekilen eylemde iktidarın bu sorunu iç ve dış siyasette kendi lehine kullanıldığı ifade edildi. Savaştan kaçıp mültecileşen insanların toplumla barış içinde entegrasyonunun planlanması yerine ırkçı-milliyetçiliğin sıçrama tahtası olarak kullanıldığı belirtildi. “Ana topraklarından kopmuş savaş yorgunu bu insanlar dış siyasetin bir piyonuna dönüştürülmüştür” denilerek iktidar bloğunun mültecilere bakış açısı teşhir edildi. Açıklama şöyle devam etti: “Bugünkü fakirleşmemizin sorumlusu, savaşlardan kaçarak komşumuz olan, en zor işlerde çok kötü şartlarda çalışmak zorunda kalan yoksul mülteciler değil sermaye ve iktidarlarının rant ve savaş politikalarıdır.” “Barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir” vurgusunun yapıldığı eylem şöyle son buldu:
“Emekçiler, kadınlar, ezilen halklar için Barış;
- Emeğinin karşılığını alabilmektir.
- Çocuk haklarıdır.
- Halkların eşit ve özgür birlikteliğinin sağlandığı, başta Kürt sorunu olmak üzere temel sorunların barış ve diyalogla çözüldüğü, demokratik taleplerinin karşılandığı bir toplumsal mutabakattır.
- Kadına yönelik şiddetin son bulması, bunun için başta İstanbul Sözleşmesi feshinin iptal edilmesi, ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin imzalanması başta olmak üzere toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik politikaların esas alınmasıdır.
- Doğamızın, suyumuzun, ormanlarımızın rant uğruna talan edilmemesi, sadece bugünü değil geleceği de savunan ekolojik bir yaşamı hâkim kılmaktır.
- Mülteciliğe yol açan politikalara son vermek, dayanışmayı büyütmektir.
“1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle; savaşlarda, çatışmalarda yitirilen milyonlarca insanın anısı önünde saygıyla eğiliyor, emekçilerin ve ezilen halkların kendi hakları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının Barış olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz.
“Emek ve Demokrasi Güçleri olarak; tüm saldırılara, savaş ve kutuplaştırma, tek tip yaşam tarzı dayatmalarına karşın ısrarla ve örgütlü, kararlı bir mücadele ile dünyada, Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde, barışı savunmaya devam edeceğiz. Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz.
YAŞASIN BARIŞ! BİJÎ AŞİTİ!”
Bu Düzende Halk Sağlığı Mümkün mü?
“Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olan Kazanır!
- Körlükten Nasıl Kurtuluruz?
- Eti Krom İşçilerinin Mücadelesi Kazanımla Sonuçlandı
- Belediyelerde İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Mücadeleleri Devam Ediyor
- KESK ve Emekli Örgütlerinden Türkiye Genelinde “Sefalete Teslim Olmayacağız” Eylemleri
- Sağlık Çalışanlarından Eylem: Kadına Şiddete Hayır!
- Elektrik Kaçağıyla Ölmek Kaza Değil Cinayettir!
- Eti Krom Patronunun Tutumu Ne Anlatıyor?
- Sendikal Baskılar Sürerken Mücadele Eden İşçiler Kazanıyor
- TÜİK’in Kayıp Sepeti
- Türk-İş, DİSK ve Hak-İş’ten Ortak Basın Açıklaması
- Çorlu Tren Katliamının 6. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı
- İsrail’in Gazze Katliamı Dokuzuncu Ayında Protesto Edildi
- Göçmenlere Yönelik Irkçı Saldırılar Protesto Edildi
- Sivas Katliamı’nın 31. Yılında Hayatını Kaybedenler Anıldı
- İstanbul’da “Kayyuma Geçit Vermeyeceğiz” Mitingi
- Sendikalardan Asgari Ücrete Zam Talebiyle Eylem
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- İsrail Katliamı, Emperyalistler İkiyüzlülüğü Sürdürüyor
- Samandağ’da “Rezerve Hayır!” Mitingi
Son Eklenenler
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...
- Merhaba, ben Elazığ’dan Ankara’ya gelmiş genç bir işçi ve uidder.org takipçisiyim. Bir Elazığlı olarak Eti Krom AŞ işçilerinin mücadelesi karşısında duygularımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
- Ekonomik yıkım, işsizlik, barınma sorunu, artan siyasi baskılar, din, dil, ırk, cins ayrımcılığı, savaşlar, göç sorunu, toplumsal ilişkilerin yozlaşması, iklim krizinin getirdiği aşırı sıcaklar, yangınlar, seller… Dünyanın neresine gidersek gidelim...
- İşçi ve emekçi kardeşlerim, bu satırları yazarken bile gözlerim doluyor, boğazım düğümleniyor. Daha birkaç gün öncesi çalıştığım fabrikada korkunç bir iş kazası oldu. Aynı bölümde çalıştığım bir arkadaşım ne yazık ki enjeksiyon kalıbının mapasının...
- Bu düzende tüm gerçekler baş aşağı edilip çarpıtılıyor, adeta gözümüze perde iniyor. Gerçekler bir sis perdesinin arkasına itiliyor, biz de olanı göremez hale geliyoruz. Kapitalist sistemin yarattığı sorunlara karşı durabilmemiz ancak gözümüzdeki...
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...
- Elazığ/Alacakaya’da bulunan ve Yıldırımlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de çalışan maden işçilerinin 1 Temmuzda başlattığı iş bırakma eylemi şirketle yapılan anlaşma üzerine 16 Temmuzda sonlandırıldı.
- 31 Mart seçimleri sonrası onlarca belediye “tasarruf tedbirleri”, “borcumuz çok”, “işçilerin maaşını ödeyemiyoruz”, “seçim öncesi işe alınan işçiler” gibi bahanelerle işten atma saldırısına başladı. Belediye işçileri bu saldırılara boyun eğmeyerek...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa, Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte eylemler yapıldı.
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...