Buradasınız
1 Mayıs’ta Birleşelim, Gücümüzü Gösterelim!
İş kazaları ve işçi ölümleri durmuyor. Her gün birçok işçi ailesinin ocağına ateş düşüyor.
Esenyurt’ta 11 işçi yanarak can verdi. Bu işçi kardeşlerimizin acısı yüreğimizi yakarken, Eskişehir’den, Erzurum’dan, Tuzla’dan ve Elazığ’dan acı haberler geldi. Bir hafta içinde 20’ye yakın işçi iş kazalarında yaşamını kaybetti.
İşçi aileleri perişan durumdalar. Çocuklar yetim, kadınlar dul kalıyor; anne ve babalar evlâtlarını kara toprağın bağrına koyarken kahroluyor.
Acımız ve öfkemiz büyük!
Çalışma Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 2011’de en az 1543 işçi iş kazalarına kurban gitti. Yaralanan ve sakat kalanların ise haddi hesabı yok. Neden iş kazaları durmuyor, neden işçiler ölmeye devam ediyor?
Çünkü iş kazaları ve işçi ölümleri patronların ve AKP hükümetinin umurunda değil. Başbakan Erdoğan, özel sektörün ayağına takılan her türlü prangayı çözeceklerini söylüyordu.
Patronların “prangaları” çözülürken, işçilerin tabutuna çivi çakılıyor.
Daha fazla kâr elde etmek için yanıp tutuşan kapitalistler, işçi sağlığı ve iş güvenliği için alınması gereken önlemleri maliyet unsuru olarak görüyorlar.
Devletin desteğini açıktan arkalarına alan patronlar, artık hepten sınır tanımaz oldular. Patronlar palazlandıkça, iş kazalarında ölen işçilerin sayısı artıyor.
Bir işçi önderinin dediği gibi; sermaye, tepeden tırnağa kan ve irindir. Kapitalist kâr düzeni işçilerin emeği, alınteri, kanıyla ayakta duruyor.
İşçi sınıfı gece gündüz demeden çalışıyor, didiniyor, üretiyor. Ama bunca çalışmanın, bunca üretmenin işçiler açısından karşılığı yok!
İşçiler yoksulluk sarmalından kurtulamıyor. Patronlar ise, lüks ve ihtişamdan başlarını kaldırmıyorlar.
Çalışma saatleri uzatıldıkça uzatılıyor. 12 saat çalışan işçi, evine yalnızca uyumaya gidebiliyor. Ücretlerse yerinde saymaya devam ediyor. Alım gücü sürekli geriliyor.
Alın işte! Zam zulmü kesintisiz sürüyor.
Akaryakıta peşpeşe gelen zamların ardından Nisan ayında doğalgaza %19, elektriğe ise %10 zam yapıldı. Zamlar özellikle Nisan ayında yapıldı. Böylece kıştan çıkan emekçilerin tepki göstermesinin de önüne geçilmiş oldu.
Diğer ürünlere de zamlar devam edecek. Özellikle doğalgaza ve elektriğe yapılan zamlar, kış aylarıyla birlikte emekçilerin belini biraz daha bükecek!
İşçi-emekçi halka saldıran AKP hükümeti ve patronlar sınıfı, bir de utanmadan hak gasplarını, zam zulmünü haklı göstermeye çalışıyor.
Meselâ, kıdem tazminatı bir fona devredilmek ve zamanla ortadan kaldırılmak isteniyor. Ama AKP hükümeti tüm işçilerin kıdem tazminatı alacağını söylüyor.
Meğer işçileri ne çok düşünüyorlarmış da haberimiz yokmuş!
AKP hükümeti, madem işçileri bu kadar düşünüyor, 10 milyon işçinin sigortasız çalıştırılmasının önüne geçsin! İşçilere kıdem tazminatı vermeyen patronlara ağır cezalar kesilsin!
Gerçekte, işçilerin düşünüldüğü falan yok!
AKP hükümeti de, patronların çıkarları temelinde çalışıyor. Yeni teşvik paketi bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Patronların kasasına, teşvik adı altında çuval çuval para dökeceksin; ama sıra işçi-emekçi halka geldiğinde zam üstüne zam yapacaksın, iş kazalarını durdurmak için kılını kıpırdatmayacaksın, kıdem tazminatına saldıracaksın, esnek çalışmayı ve kölelik bürolarını yasallaştıracaksın, işgünü kavramını ortadan kaldıracaksın, sonra da kalkıp işçiyi düşündüğünü söyleyeceksin!
Genel Sağlık Sigortası (GSS) adı altına yapılan soygun emekçileri düşünmek mi oluyor?
Getirilen sistemde, sağlık hizmetlerinden yararlanmak kısıtlanırken, parası olmayana öl denmektedir. Bu mu emekçi halkı düşünmek?
Yalan dolan, ikiyüzlülük, emekçilerin aldatılması, sömürü, kan ve irin, savaş ve yıkım…
Kapitalist sistemin mayası bozuk!
Kapitalizm kriz kuyusundan çıkamıyor. Ama krizin faturasını işçi-emekçi halk ödüyor.
Krizi aşmak amacıyla emperyalist-kapitalist devletler pazar ve yatırım alanlarında kıran kırana bir kavga yürütüyorlar. Bir de utanmadan, “özgürlük ve demokrasi” getireceklerinden söz ediyorlar.
ABD emperyalizmi “özgürlük ve demokrasi” getireceğini söyleyerek Afganistan’da ve Irak’ta milyonların canını aldı.
Şimdi aynı yalanı Suriye için söylüyorlar.
Esad diktatörlüğü, demokratik taleplerinin karşılanmasını isteyen halkın üzerine kurşun yağdırıyor, katlediyor. ABD’nin başını çektiği ve Türkiye’nin de içinde yer aldığı emperyalist-kapitalist kamp ise Suriye halkının gördüğü zulmü bahane ederek savaşa hazırlanıyor. Suriye halkının zulüm gördüğü doğrudur; ama emperyalistlerin derdi Suriye halkı değildir.
Suriye’de başlayacak savaşın bir sonraki durağı İran olacaktır. Savaşın İran’a sıçramasıyla tüm Ortadoğu’nun yangın yerine dönüşeceği açıktır.
Savaş, tüm bölge halkları için yıkım demektir. Savaş ve yıkım Türk, Arap, Fars, Kürt tanımaz! Bu nedenle tüm bölgenin işçi-emekçileri savaşa karşı çıkmalıdır!
Esad diktatörlüğü, tüm emekçilerin düşmanıdır. Suriye dâhil bölgeye özgürlük ve demokrasiyi emperyalist-kapitalist güçler değil, ancak işçi-emekçi halkların mücadelesi getirebilir.
Haklarımızın gasp edilmesine ve savaş yıkımına sessiz mi kalacağız? Tüm sınıf kardeşlerimize sesleniyoruz: Hak gasplarına, haksızlığa, zulme ve savaşa karşı birleşelim ve 1 Mayıs’ta alanlarda yerimizi alalım!
Çorlu’da 1 Mayıs Etkinliği
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- İşçi Dayanışması 194. Sayı Çıktı!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...