Buradasınız
28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü: İş Cinayetlerine Sessiz Kalmayalım!
28 Nisan dünyanın pek çok ülkesinde iş kazalarında ve meslek hastalıklarında yaşamını yitirmiş işçileri anma günüdür. 28 Nisan, dünyada ilk kez 1984 yılında Kanada Kamu Çalışanları Sendikası (CUPE) tarafından, kendi üyeleri için Yas Günü ilan edildi. CUPE, bir yıl sonra iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi için 28 Nisanı Ulusal Yas Günü ilan etti. Sendikanın bu günü seçmesinin nedeni, Kanada mahkemelerinin ilk kez 28 Nisan 1914 tarihinde, iş kazalarında patronların sorumlu olduğuna dair bir kararın altına imza atmış olmasıydı. Sendikaların ve işçilerin mücadelesi sayesinde Kanada devleti, 1991’de 28 Nisanı resmi “Yas Günü” ilan etti. Daha sonraki yıllarda pek çok ülkede, mücadeleci sendikaların önderliğinde, 28 Nisan “Çalışma Kurbanlarını/İş Kazası Meslek Hastalığı Kurbanlarını Anma Günü” olarak ilan edildi. O tarihten bugüne mücadeleci sendikalar, yakınlarını iş cinayetlerinde kaybeden işçi aileleri, her yıl 28 Nisanda alanlara, meydanlara çıkarak iş kazalarına, iş cinayetlerine ve meslek hastalıklarına karşı önlem alınması için taleplerini haykırıyorlar. İş cinayetlerinin ve işçi ölümlerinin durdurulmasını istiyorlar.
Ancak kâra dayanan kapitalizm koşulları altında iş kazaları ve meslek hastalıkları durmuyor. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) verilerine göre dünyada;
Her yıl 2 milyon 300 binden fazla kadın ve erkek işçi iş kazaları meslek hastalıkları nedeniyle ölüyor.
İşçiler, yılda yaklaşık 337 milyon kazaya maruz kalıyorlar ve yaklaşık 160 milyon kere meslek hastalıklarına yakalanıyorlar.
İşyerinde kullanılan toksik maddeler her yıl 440 bin işçiyi öldürüyor.
Sadece asbest kullanımına bağlı senede hayatını kaybeden işçi sayısı 100 bin.
Her 15 saniyede bir, 1 işçi iş kazası ya da meslek hastalığı nedeniyle ölüyor!
Her 15 saniyede bir, 160 işçi iş kazası geçiriyor!
Her gün 6 bin 300 işçi iş kazası sonucu ölüyor!
Buradan da görüleceği üzere, iş kazaları ve meslek hastalıkları savaş koşullarını aratmıyor. Türkiye’deki durum ise, dünya ortalamasından daha kötü: Türkiye iş kazalarında dünyada 3’üncü, Avrupa’da 1’inci sırada yer alıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), verilerini 1 yıl arayla açıklıyor. Açıklanan veriler, sigortasız çalışan işçileri, kayda geçmemiş iş kazalarını kapsamıyor. Meslek hastalığı olarak tanımlanmamış olan meslek hastalıklarından ölümleri kapsamıyor. Buna rağmen açıklanan veriler durumun işçiler açısından vahametini gözler önüne seriyor. SGK 2009’da 1171, 2010’da 1444, 2011’de 1700 işçinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
İş kazaları, meslek hastalıkları ve işçi ölümleri gerekli işçi sağlığı ve güvenliği tedbirleri alındığında tamamen engellenebilir. Ancak patronlar, üretimi aksatacağı, yavaşlatacağı ve maliyete neden olacağı gerekçesiyle bu önlemleri almıyorlar. İşçilerin canını hiçe sayıyorlar. Tek dertleri kârlarını ve sermayelerini büyütmek olan patronlar, hükümet ve devlet kurumları tarafından denetlenmiyorlar. İşçi ölümleri patronların ve onların hizmetkârı olan hükümetlerin umurunda değildir.
AKP ve patronlar, ne pahasına olursa olsun Türkiye ekonomisinin büyümesini istiyorlar. Türkiye’nin emperyalist heveslerini hayata geçirmek için çalışıyorlar. Dünya siyasetinde daha fazla söz sahibi ve Ortadoğu’da nüfuz sahibi olmak amacıyla güçlü bir ekonomiye ihtiyaç duyuyorlar. Bu nedenle, emek ve diğer maliyetleri aşağıya çekiyorlar. İş güvenliği önlemlerini bilerek almıyorlar. Yani iş güvenliği önlemlerinin alınmaması, aynı zamanda Türkiye’nin emperyalist politikasının bir parçasıdır.
Buradan da anlaşılacağı gibi, işçiler iş kazalarına ve meslek hastalıklarına karşı güçlü bir mücadele örgütlemedikçe, kapitalistler bu konuda üzerlerine düşeni yapmayacaklar. Bu bilinçle hareket eden UİD-DER, “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyasını etkin bir biçimde sürdürüyor. İşçilerin bu temel sorununa dikkat çeken ve onları bilinçlendiren bu kampanya, işçilerin yoğun desteğiyle giderek büyüyor. Toplanan imzalar, düzenlenen etkinlikler, stantlar, sokak sergileri, bildiri dağıtımları sayesinde işçiler bu konuda daha duyarlı hale geliyor ve bilinçleniyorlar.
UİD-DER 1 Mayıs’a “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” sloganıyla hazırlanıyor. UİD-DER’in kampanyasında yükseltilen ve destek gören talepler, 1 Mayıs alanında daha da yükseltilecek. UİD-DER’in kampanyasını ve iş kazalarına karşı mücadeleyi büyütelim. İşçi ölümlerine sessiz kalmayalım! 1 Mayıs’ta UİD-DER’le alanlara çıkalım ve haykıralım:
İş sağlığı ve güvenliği kurulları tüm işyerlerinde kurulsun ve işçilerin yönetimine verilsin, bu kuruldaki işçi temsilcilerinin işten atılması yasaklansın!
İşyeri hekimlerinin ve iş güvenliği uzmanlarının ücretleri, sendikaların ve meslek örgütlerinin denetimindeki bir devlet fonundan karşılansın!
Gerekli önlemleri almayan, denetimleri engelleyen patronlara ağır para ve hapis cezaları getirilsin!
İşçilere, gerekli önlemler alınmadığı takdirde topluca üretimi durdurma hakkı tanınsın!
Ağır ve tehlikeli işlerde gece vardiyaları yasaklansın!
Ücretler yükseltilsin, iş saatleri düşürülsün!
İspanya ve Almanya’da Eylemler
Petrol-İş TÜPRAŞ’da TİS İmzalandı
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
Son Eklenenler
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...