Buradasınız
“Abi Bizi Soymuşlar!”
Gebze’den bir metal işçisi

Çalıştığım fabrikada her ayın beşi ile onu arası ücret bordrosu dağıtılır. Bu ay dağıtılan bodroyu eline alan her işçi arkadaşımın gözlerinden ateş çıkıyordu. Resmi soygun olan vergi kesintilerine öfke duyan her işçi, kızgınlığını bir diğer işçi arkadaşına anlatıyordu. Bölümde birlikte çalıştığım Orhan da bu işçilerden biri. Eline bodroyu alıp “abi bizi resmen soymuşlar” diyerek yanıma koştu. “Ne oldu Orhan?” dedim. “Abi bunlarda hiç insaf kalmamış” diyerek elinde sıktığı bordroyu gösterdi. “Bu kadar kesinti olur mu, zaten ne kazanıyoruz ki bir de kesinti yapıyorlar?” dedi. Birlikte bordroya baktık, ne kadar kesinti var, hesapladık. “Abi, ben maaş yetmiyor, bari mesai yapayım da biraz daha fazla para kazanayım diyorum. Nerdeee, yaptığımız mesaiye bile göz dikmişler! Yaptığım mesainin ücreti elime geçmeden, devlet hoooop diye paraya el koymuş. Yapılan toplam kesinti mesailerde içinde 450 lira. Vergi adı altında ücretimi çalmışlar” dedi. Ağzına geleni söyleyerek duruma tepki gösterdi. “Ne yani abi, biz boşuna mı çalışıyoruz? Ben mesaileri devlete vergi olarak mı çalıştım yani?” dedi. “Her şey ortada Orhan” dedim, “biz işçiler çalışırız, emek veririz. Bunun karşılığında patronlarımızı daha zengin ederiz. Devleti yönetenler zaten sermaye sınıfından. Onlar el ele verir bizi sömürür, biz yoksulluğa, açlığa itiliriz. Evet, bunun adı resmi soygun, patronlara gelince vergiler indirilir işçilere gelince bindirilir! Ne söylesen haklısın. Devletin başındakiler ne zaman işçiyi düşündü ki? Üstelik bugünkü yöneticiler her zamankinden beterini yaşatıyor bize. Ülkeyi yönetenler tam işçi düşmanı!”
Bölümdeki arkadaşlar da katıldı sohbete. Dolaylı, dolaysız vergilerden, zamlardan bahsettik. Asgari ücretin üzerinde bir ücret alan Sinan abi, “ne yani biz şimdi ne kadar çok para kazanırsak bizden o kadar çok mu kesinti yapacaklar?” diye sordu. “Devletin bu yaptığı insanlığa sığmaz, bize siz asgariye talim edin, amele olduğunuzu unutmayın diyorlar herhalde” diye ekledi. Ali usta da söze girdi öfkeyle: “Bu işte adaletsizlik var, işçi insandan bu kadar kesinti yapmaları doğru değil. Biz burada çalışmazsak kim yapacak üretimi? En ağır şartlarda çalışıyoruz ama karşılığını almıyoruz. Dışarıda her şeyden zaten vergi alıyorsunuz, bari ücretimizden kesmeyin, bu sonuçta benim emeğimden çalmak olur. Patronla aynı vergiyi benim vermem hak mı? Bunların yaptığı düpedüz sömürü!”
İsçi kesiminin ödediği vergi oranı ve çeşidi bakımından dünyada ilk sıralardayız. Bu vergiler dolaylı ve dolaysız olarak ikiye ayrılıyor. KDV, ÖTV, gelir vergisi, iletişim vergisi diye uzatacağımız pek çok kalemden vergi adı altında çok büyük bir soygun yapılıyor. Bir yandan marketten pazardan aldığımız iğneden ipliğe tüm ürünlerden alınan vergilerden tutun da, geçmediğimiz yollardan, izlemediğimiz kanala kadar her şey için vergi ödüyoruz. Biz işçileri en çok da alın teri döküp gece gündüz çalışarak kazandığımız maaşlarımızdan alınan doğrudan vergiler etkiliyor. Her geçen gün daha da yoksullaşıyoruz. Asgari ücret alan işçi arkadaşımız yılın iki ayını vergi adında devlete çalışıyor. Maaşı asgari ücretten bir miktar fazla alan işçi arkadaşlarsa daha fazla vergi ödemek zorunda kalıyor. Yılsonuna doğru ücretlerdeki kesintilerin miktarı artıyor.
Devletin resmi olarak açıkladığı yoksulluk sınırının, çok çok altında bir ücret almamıza rağmen, hâlâ bizlerin emeğine göz dikmelerine ne diyeceğiz? Üstüne bir de bugün bir kriz ortamı var, giderek daha fazla yoksullaştığımız ortada. İktidardakiler, işverenleri kurtarma paketleriyle düze çıkarmanın, emekçilerin sırtına enflasyonu, zamları, vergileri yıkmanın derdindeler!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...