Buradasınız
“Abi Senin UİD-DER’le Bir Bağın Var mı?”
Pendik’ten bir işçi
3 Mayıs sabahı işe gitmek üzere otobüse bindim. İşe gidiş saati olmasına rağmen otobüste ayakta yolcu yoktu. Üstelik oturacak birkaç boş yer bile vardı. İçimden “bu işte bir terslik var” diye düşünerek oturdum. Yanımda Orhan Kemal’in “Evlerden Biri” romanı vardı. Kaldığım sayfayı açtım. Oraya kadar okuduklarımı hatırlamak için hafızamı yokluyordum. Hatırladım. Gözümün önüne kitapta anlatılana çok benzeyen kendi ailem geldi. Düşüncelere dalıp gitmişken bir el dostça omzuma dokundu. Başımı çevirip baktığımda elin sahibi: “Abi senin UİD-DER’le bir bağın var mı?” diye sordu. Daha önce gördüğümü hatırlamadığım gence “diyelim ki var. Peki, senin UİD-DER’le bağın var mı, hangi şubesine gidiyorsun, kimi tanıyorsun?” diye sordum. “Abi ben Aydınlı şubesine gidiyorum. Seni de 12 Eylül mitinginde UİD-DER kortejinde görmüştüm” dedi. “Peki, 1 Mayıs’a geldin mi?” diye sordum. “Geldim abi, geldim. Ama seni görmedim. UİD-DER’le katılan çoktu” dedi.
Genç işçi, bir durak sonra iş görüşmesine gitmek için indi. Ondan önce 1 Mayısı, UİD-DER kortejini, Taksim Meydanı’nı dolduran on binlerce işçiyi, hep bir ağızdan söylenen 1 Mayıs marşını, onca insanla aynı alanda, omuz omuza, kol kola olmanın haklı gururunu konuştuk. Tekrar görüşmek üzere dostça tokalaştık. Birbirimize “kolay gelsin” diyerek ayrıldık.
Otobüsten inip hızlı hızlı iş görüşmesine giden genç işçi ile konuştuklarımız, 1 Mayıs alanına doğru yürüyen görkemli bir gelincik tarlası gibi kıpkızıl UİD-DER korteji, yumruklarımız havada attığımız “UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor” sloganı kafamda dönüp duruyordu. Yanımda oturan adam, “sizin konuşmanızı dinledim. 1 Mayısı anladım ama diğerini anlamadım. O ne ki?” diye sordu. Çantamdan İşçi Dayanışması bültenini çıkartıp gösterdim. “Bak bu İşçi Dayanışması bülteni. UİD-DER’in, yani Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği’nin aylık yayını” dedim. İşçi Dayanışması bültenin ön yüzüne dikkatle baktı. Parmağıyla göstererek kapaktaki resimde “Ücretler Yükseltilsin İş Saatleri Kısaltılsın” pankartını okudu. “Valla çok güzel, keşke olsa, kim istemez? Biz günde 12,5 saat çalışıyoruz. Asgari ücret alıyoruz. Bizim işyerinde bir hafta önceden müdür bir kâğıt getirdi. Kâğıtta üstte ‘işçi bayramınız mübarek olsun’ yazıyordu. Alt tarafındaysa büyük harflerle, ‘1 Mayıs Salı günü mesai vardır, hem de yüzde yüz zamlı. O gün işe gelmeyenler hakkında işlem yapılacaktır’ diye yazıyordu” dedi.
Ben de “UİD-DER, ücretlerin yükseltilmesini, iş saatlerinin de kısaltılmasını istiyor ve bunun için mücadele ediyor. Ücretlerin artması da, iş saatlerinin kısalması da işçilerin mücadele edip etmemesine bağlı, işçiler 1 Mayıs’ta alanlara çıkıp taleplerini haykırıyor. Sen de o alanda olacaksın. Hem de öyle tek başına, başıboş değil, UİD-DER gibi bir işçi örgütünün kortejinde katılacaksın” dedim. 1 Mayıs’tan önce yürüttüğümüz kampanyayı anlattım.
Beni ilgiyle dinleyen işçi ineceği durağa geldiğinde, işyerindeki arkadaşlarına konuştuklarımızdan bahsedeceğini söyledi heyecanla. Derneğimizin adresini sordu. Kim bilir? Belki ileride onun da omzuna UİD-DER’le bağı olup olmadığını soracak genç bir işçinin dost eli dokunur.
Mersin Limanı’nda İş Kazası
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
Son Eklenenler
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı.
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...