Buradasınız
Acil Taleplerimiz İçin Mücadeleye!

Ekonomik kriz, iddia edilenin aksine ne ABD ile ne de finans sektörü ile sınırlı kaldı. Bu kriz kapitalist sömürü sisteminin krizidir ve daha şimdiden bütün ülkeleri ve sektörleri etkisi altına almış bulunuyor. Dibe vuran borsalar, iflas eden bankalar, çöken tekeller, büyüyen bütçe açıkları… Enflasyon yükseliyor yani hayat pahalılığı artıyor, işçiler işsizliğe, açlığa ve sefalete terk ediliyor. Başta Amerika olmak üzere, Avrupa, Türkiye ve dünyanın birçok köşesinde yüz binlerce işçi işten atıldı, yüz binlercesi ise ücretsiz izine çıkartıldı. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) açıklamasına göre sadece 2009 yılı içinde 20 milyon işçi işten atılacak. Birleşmiş Milletler’in açıklamasına göre ise, aç insanların sayısı daha da artacak ve 1 milyarın üzerine çıkacak. Ama bu daha başlangıçtır, krizin derinleşmesiyle işsizliğe ve açlığa terk edilenlerin sayısı katlanarak artacaktır.
Durum Türkiye’de de farklı değildir. Kârlarından, servetlerinden ve lüks yaşamlarından taviz vermeyen patronlar sınıfı, krizin yükünü işçilere çıkarmaya başlamış bulunuyor. Bir taraftan işçiler topluca işten atılıyorlar, öte taraftan ise, atılmayanlar ücretsiz izine çıkartılıyor. İstanbul, Kocaeli, Bursa, Denizli, Bilecik ve Kayseri’de daha şimdiden on binlerce işçi işten atılmış bulunuyor. Bugüne kadar 100’den fazla işçinin öldüğü Tuzla tersanelerinde 10 bin işçinin işten atılacağı ilan edilmiş bulunuyor. Kârlarını işçilerin kanı üzerinde yükselten tersane patronları, zararlarını da işçilere ödetiyorlar.
Sermayenin has temsilcisi AKP hükümeti ise, bir taraftan “kriz bize dokunmaz” derken, öte taraftan da krizin faturasını işçi ve emekçilere kesmek için çalışıyor. Elektrik, doğalgaz, su ve ulaşım başta olmak üzere, iğneden ipliğe her şeye peşpeşe zamlar yapılmakta, işçi-emekçi kitlelerin yaşamı daha da katlanılmaz hale getirilmektedir. İşçilerin hakkı olan işsizlik sigortası fonunda biriken paralar da patronlara peşkeş çekilmek isteniyor. AKP hükümetinin amacı, krizde olduğunu açıklayan işyerlerinde çalışan işçilerin 15 günlük ücretini işsizlik sigortası fonundan karşılamak ve patronların yükünü hafifletmektir. Böylece işsiz işçilerin ancak çok küçük bir kesiminin faydalanabildiği işsizlik sigortası fonu, patronları kurtarma fonuna dönüştürülmek isteniyor. Bu asla kabul edilemez! İşsizlik sigortası işçilerindir ve patronlara peşkeş çekilemez. Kârlarına ortak olmadığımız patronların zararına neden ortak olalım! Krizin sorumlusu olmayan işçiler neden krizin faturasını ödesinler? Krizin sorumlusu patronlar ve onların kâr düzenidir.
İşçi sınıfı mücadele etmeden haklarını koruyamaz, krize karşı kendini savunamaz. Mücadelenin genelleşmesi ve büyümesi için sendikalarımızı harekete geçirmeli, işsizliğe ve krizin diğer etkilerine karşı dayanışma komiteleri oluşturarak her alanda patronlar sınıfına ve onların hükümetlerine karşı mücadeleyi yükseltmeliyiz. Sendikalı ve sendikasızıyla, çalışanıyla ve işsiziyle tüm işçiler birleşmeli ve taleplerimiz etrafında örgütlenmeliyiz.
- İşten atmalar durdurulsun, iş saatleri düşürülsün!
- Ücretsiz izinler ücretli izinlere çevrilsin!
- Herkese iş güvencesi sağlansın!
- Sendikasız çalıştırmaya son!
- Asgari ücret vergi dışı bırakılsın, vergiler patronlardan kesilsin!
- İşçilerin kredi kartı, elektrik, su ve doğalgaz borçları silinsin!
- Elektriğe, gaza ve suya zamlar durdurulsun, yapılan zamlar geri alınsın!
- Gıda fiyatları ucuzlatılsın!
- Ev kiraları dondurulsun!
- İşsizlik fonunun patronlara peşkeş çekilmesine hayır! Fondan yararlanma koşulları işçiler lehine düzeltilsin!
- Patronların muhasebe defterleri işçilere açılsın! Üretimde işçi denetimi!
- Kriz gerekçesiyle kapatılan fabrikalar işçilerin yönetiminde çalıştırılsın!
- Emekçilere parasız sağlık, eğitim, konut ve ulaşım!
Krizin Faturası Patronlara!
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
Son Eklenenler
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...