Buradasınız
Açlar Dizilmiş Açlar!
Bir metal işçisi

“Gonarazhou Ulusal Parkında bir filin öldüğünü haber alan köylüler, bıçaklarını kaparak dev hayvanın leşine hücum ettiler. Aç halk, ellerinde bıçak, balta ya da tenekeden yaptıkları keskin aletlerle 6 tonluk hayvanın derisini ve etlerini ayırdı, bazıları ise oracıkta yedi. Yaklaşık 1 saat 47 dakikada filin tamamı parçalandı. Afrika ülkesi Zimbabve’de çekilen bu görüntüler hem çaresizliği, hem vahşeti, hem de açlığı gözler önüne seriyor. Haberi yayınlayan İngiliz Daily Mail gazetesi, ‘Bu fotoğrafları yayınladığımız için sizden özür dileriz, ama Zimbabve’deki açlık dramını bundan daha iyi anlatacak kareler olamazdı’ yorumuna yer verdi.”
Bu haberi okuduğumda Nazım Ustanın “Açların Göz Bebekleri” şiiri aklıma geldi.
Değil birkaç
değil beş on
30.000.000
30.000.000!
Açlar dizilmiş açlar!
Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız
sıska cılız
eğri büğrü dallarıyla
eğri büğrü ağaçlar!
Belki o dönemde otuz milyon aç vardı. Fakat bugün bu sayı 1 milyarı aşmış bulunuyor ve krizle birlikte her geçen gün daha da artıyor. Kriz bahanesiyle milyonlarca işçi işten çıkartılarak açlığa itildi. Tüm dünyada işsizlerin sayısı 200 milyonu geçmiş durumda. 200 milyon işçinin bakmakla yükümlü olduğu insanları da hesaba katarsak, açlığa terk edilen insan sayısı kat be kat artmakta. Dünyada açların sayısının 1 milyar 200 milyonu geçtiği, 3 milyardan fazla insanın da yoksulluk sınırında yaşadığı bilinmekte.
Kriz her geçen gün biz işçi-emekçiler açısından daha fazla açlık, yoksulluk, ölüm demekken, patronlar açısından daha fazla sömürü, daha fazla kâr, daha fazla sermayesini büyütmek demek. Afrika ülkelerinde insanlar açlıktan ölürken gelişmiş ülkelerde de işçi-emekçilere yönelik saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Ne için? Yağ tulumu haline gelmiş sermaye sahipleri biraz daha göbeklensin, biraz daha yağlansınlar diye.
Dünyada 6 milyar insanın olduğunu, üretilen ürünlerin ise 11 milyar insanın temel ihtiyaçlarına yeteceği bilinmesine rağmen neden her yıl milyonlarca insan açlıktan ölüyor? İnsanların tüketmesi ve açlıktan ölmemeleri için dağıtmak yerine tonlarca gıda yok ediliyor. Buğdaylar yakılıyor, sütler dökülüyor, etler yok ediliyor! Gözlerini para hırsı bürümüş olan patronlar insanların açlıktan öldüklerini gördükleri halde üç maymunu oynuyorlar. Çünkü insanların doyması onlara kâr getirmiyor. Senin değerin çalışırken bile böcek kadarken ölürken ne değerin olabilir ki onlar açısından?
İnsanın her gün daha da öfkelenmesi gerek bu düzene karşı. Bu düzen patronların düzeni. Bu düzeni yok etmeden, insanın insanı sömürmesinin önüne geçmeden, işsizliğin de, açlığın da, yoksulluğun da çözümü olmayacak. Biz milyarlar, bu yaşadıklarımıza karşı duyarsız kalmamalıyız. Açlığın olmadığı, insanın insan gibi yaşadığı bir dünya için patronlar sınıfına ve onların düzenine karşı mücadele etmeliyiz. Biz milyarlarca emekçi, örgütlü mücadele ettiğimizde, ne Afrika’da ne de dünyanın herhangi bir yerinde insanlar açlıktan ölecek. Kendimizin geleceği ve insanlığın geleceği için birlik olalım, örgütlü mücadele edelim.
- İşçi Sınıfının Yareni Kim?
- Kapıldığımız Trendler ve Gerçek Sorunlarımız
- Her Yer Bizim Düzenimiz Olsun Diye
- Neden Bu Kadar Stresliyiz?
- “Beni Bırak, Gözünü Bebekten Ayırma Sakın”
- Huzurlu Bir Yaşam İçin Mücadeleye…
- “Bizim Hayallerimizi, Sizin Geleceğinizi Çaldılar”
- Bizim Mahallenin Gençleri
- Kişisel Gelişim Zırvasına Kanma, Sınıf Mücadelesine Sarıl
- Sömürü Düzenini Uçurumdan Atmak İçin Örgütlenelim
- Hindistan’da 250 Milyon Dolarlık Düğün ve Yoksulluk
- Emek Sömürüsü Kapitalizmin Fıtratında Var
- Sahip Olduğunuz Servet Bizden Çaldıklarınızdır!
- “Sayende Sigortalı Çalıştım, Emekliliğime Az Kaldı”
- Bayramları Bayram Gibi Yaşamak İçin!
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...